İnsanlar çok garipti. Bunca sene bu mahallede tek başıma oturmuştuk. Yeri gelmişti aç kalmıştık, yeri gelmişti Özcan evimizi başımıza yıkmıştı.
Ancak kimse bir şeye ihtiyacın var mı ya da iyi misiniz diye kapımızı çalmamıştı. Yahut kafalarını çevirip bakmamışlardı. Şimdi ise herkes arabanın başında toplaşmış bize bakıyorlardı.
Asafla arabanın içinde arazın gelmesini bekliyorduk. Araz arabanın içinde durmamız için kesin bir dille konuşmuştu.
Ancak şuan ikimizde çok rahatsız hissediyorduk. Mahallenin o başıkları oldukça bizi rahatsız ediyordu. Özellikle sürekli yanımıza gelip camımızı tıktıklayan kızlar.
Güya bir ihtiyacınız var mı diye sormuşlardı.
Ancak araz gittikten sonra onlarda gelmeyi kesmişlerdi."Allah'ım sen bana sabır ver. Şeytan diyor in sik hepsini." Asafın sinir kokan sesi ile ona döndüm.
Artık rahatsız olmuyordu sinir oluyordu haklı olarak. Mal mal bakıp duruyorlardı insana.
Araz abinin arabasının camı filimliydi. Sanki görebilicekmiş gibi daha da yakına gelip bakıyorlardı.
"Tamam sakin ol gidicez burdan sonunda."
Asaf gülümseyerek bana döndü. Anında ellerimi tuttu.
"Ayy evet gidiyoruz sonunda kurtuluyoruz!" Gülümseyip ona sarıldım.
"İyi ki tanımışım sizi hayatımı kurtarıp durdunuz. Nasıl öderim hakkınızı bilmiyorum." Mahçup bir şekilde konuşmam ile Asaf son derece sinirli(!) bir şekilde bana bakmıştı.
"Ne hakkı oğlum saçmalama sen benim öz kardeşimsin. Kes sessini." Dedi ve tekrar sarıldı. Tebessüm ile bende karşılık verdim.
"Ayrıca olmayan eniştemsin." Hızlıca asaftan ayrıldım. Şok olmuş gözlerimi gözlerine diktim.
"Ne diyon oğlum sen?"
Asaf benden ayrıldı ve ağzını yamultarak ellini " he he" dercesine salladı.
"Git başkasına yuttur bu numaraları."
Ellini tutup kendime çekmiştim. Anında dişlerimi geçirdiğim elini acı ile çekmeye çalışıyordu.
"Bıraksana ulan ayı!"
Bu sefer daha bir sert ısırmıştım elini. Ancak ön kapının açılmasıyla anında çekmiştim dişlerimi.
Araz arabaya binmişti. Dikiz aynasından arkaya baktığında kaşlarını çatmıştı. Merakla Asafa döndüğümde araza kedi bakışları atıyordu.
"Abi bu ayı elimi ısırdı bak." Dedi ve öne atladı. Anın verdiği utançla birlikte geriye yaslanmıştım.
Allah'ım hayır.
Araz yüzüne doğru tutulan ele baktı ardından aynadan tekrar bana döndü. Kaşları hala çattıktı bir gözünü kapatarak bana ne oldu haraketi yaptı.
Omuz silktim. O bu haraketimle kaşlarını serbest bırakmış ve dudağını hafifçe kıvırmıştı.
"Oh abi ya ne guzel ben burda sana dramımı gösteriyorum yaptığına bak. Hala oynaşmaktasınız siz." Asafın kırdığı pot ile yerime daha çok sinmiştim.
Ama bu sefer benim yerime kafasına araz sağlam bir tokat geçirmişti. Oda geldiği gibi tekrar yavaş yavaş koltuğuna oturdu. Ardından bana döndü.
Elimi oh olsun gibi üstüme sürtmüştüm. O ise dilini dişlerine sıkıştırmış bir şekilde bana el hareketi çekiyordu.
Ona aldırmayarak kafamı cama çevirdim. Eşyaları yükleme işi bitmişti sanırım. Araz arabayı çalıştırdı.