Nişanlımın sevgilisini arıyorum

Bölüm 30

Looking For My Fiancé’s Lover – chapter 30 (spin-off 3)

❇❇❇

Düne kadar olanların hepsi buydu.

"…nezle?"

Kalın harflerle yazılmış mektuplara uzun uzun baktıktan sonra Nezar gözlüğünü çıkardı.  Yarı yatar pozisyonda sayfaları çeviren Lockherd sorusunu yanıtladı.

"Karlı bir gündü ve çok fazla kargaşa vardı, bu yüzden sağlıklı kalması onun için zor."

Sesi o kadar sakindi ki, yanından geçerken bir karıncaya basmaktan bahsediyormuş gibi bir yanılgıya düşebilirdi.  Nezar ağrıyan alnını tuttu.  Bütün gün tatil ödevi üzerinde çalışarak tarih kitaplarını karıştırdıktan sonra, gözleri neredeyse yerinden çıkacaktı.

"Gidip onu görmen gerekmiyor mu?"

Bildiği kadarıyla Lockherd, ödevi çözmek için başka bir yardım eli kullanabileceği için bütün gün onunla birlikte olmuştu.

"Hayır.  Eğer gidersem daha fazla isyan çıkacak ve eminim ki başka bir yerim yaralanacak.  Bu yüzden, durumu göz önüne alındığında, gitmemesi çok daha iyi.  Öfkesini kontrol edemezse, genellikle nefesi kesilir ve bayılır.”

Lockherd saçmalıyordu.  Nezar kelimeleri tükürürken bir şekilde içine endişe karıştığını duyabildiğini düşündü.

"Ona hâlâ küçük kardeşinmiş gibi davrandığını görüyorum.  Ona bir şey olması umrunda bile değil sanıyordum."

"Aslında benim bir şeytan olduğumu düşünmüyorsun, değil mi?  Biliyorsun gerçekten üzüldüm!  Üzgün!"

Nezar, titreyen alevlerin önünde duran Katrina Ezellot'un görüntüsünü hatırladı.  Dalgalı sarı saçları ve bir çalının dikenleri kadar yakıcı gözleri vardı.  Kış denizinin rengini andıran koyu mavi-yeşil gözbebekleri, bakışlarını iliklerine kadar ürpertiyordu.  İlk defa bu kadar düşmanca bir yüz görüyordu.  Ve o sadece sekiz yaşında bir çocuktu.

"Neden öfkesini kontrol edemiyor?"

Onun çirkin sözlerini veya yüz ifadelerini gerçekten umursamıyordu.  Aksine, onun alışkanlığını değiştirmeyi düşünmemesini bile gülünç buluyordu.  Yine de, onu kraliyet şatosuna götürmeyi ve ihtiyarının önünde ona ödül vermeyi düşündüğünde gerçekten ciddiydi.

Lockherd çevirdiği kitabı masanın üzerine fırlattı.  Konuşma konusunun kız kardeşi olmasından biraz rahatsız olmuşa benziyordu.

“Bilmek istediğim de bu.  Herhangi bir şikayeti varsa, bunları sadece kelimelerle söyleyebilir.  Bunun yerine çocuk bedeniyle iletişim kurmaya çalışır…”

Sözlerinin sonunda mırıldanan Lockherd, yalnızca Nezar'ın duyabileceği küçük bir iç çekti.

"İş çok yorucu olduğu için özel hizmetçisinin en yüksek maaşı aldığı söyleniyor."

tak tak.  Masanın yüzeyine vuran tırnaklarının sesi yatak odasını doldurdu.  Kısa süre sonra Lockherd konuya olan ilgisini kaybetti, kitabı tekrar aldı ve kanepeye uzandı.  Aile meselelerini ifşa etmek niyetinde değildi, ama sadece havayı mahvetti…

Ormanın rengine doyan öğrenciler.  Alev alev yanan ateşe rağmen sabit kalan bir bakış.

Birden Nezar'ın aklına üvey kardeşi Ezaret geldi.  Hafızası, geniş imparatorluk şatosunda onunla her karşılaştığında onunla konuşmaya çalışan ve ona yaklaşmak için huzursuz olan güzel yüze kadar uzanıyordu.