SÜSEN DEN
ben sinirle kendi kendime söylenirken doktor yanıma gelip konuştu.
" delikanlının diğer yakınları nerede ?"
" onlar şuan kafeterya da, buyrun bana söyleyin." dedim nazikçe.
" erkek arkadaşını normal odaya alıyoruz, onun haberini vermek istedim."
rahatlamış bir ifadeyle konuştum.
" saolun doktor bey."
doktor bişey demeden tebessüm edip yanımdan uzaklaştı.
Bende tekrar yerime oturup, annemin dediklerini düşünmemeye çalıştım.
sonra bir anda Ahmet bey ve annemin bana doğru yaklaştığını görünce ayağa kalkıp hızlıca konuştum.
" Ahmet bey, ömeri normal odaya almışlar." dedim.
Ahmet bey bunu dememle kocaman gülümseyip konuştu.
" ahh çok şükür... Ha bu arada siz eve gidin, ben ömerin yanında kalıcam bu gece." Ahmet beyin bunu demesiyle bir anda yüzüm düştü, ömerin yanında olmayı çok istiyordum.
" eee tamam o zaman Ahmet cim biz gidelim, hadi annecim."
anneme dik dik bakıp, oflaya puflaya kendimi hastaneden dışarıya attım.
annemin de arkamdan hızla geldiğini hissediyor dum.
arabaya binip gözlerimi kapattım.
annem de şoför koltuğuna geçip,
arabayı sürmeye başlarken, bir yandan da benimle konuşmaya başladı.
" kızım, bak diyorum ki, hazır evde ikimiz baş başayken anne kız gecesi yapalım, film izleyelim, sohbet edelim,
ne dersin."
annemin bunu demesiyle şaşkınca gözlerimi açıp, bu dediğinde gerçekten ciddi olup olmadığını anlamaya çalışır gibi bakıp konuştum.
" anne sen ciddi misin ya ?"
" evet çok ciddi yim kızım."
" anne..." dedim, sesimde ki uyarıcı tonla.
" farkında mısın bilmiyorum ama,
senin sevdiğim adam dediğin kişinin, Ahmet beyin oğlu kaza geçirdi,
Ömer ölümün kıyısından geçti ya...
sen ne ara bu kadar vicdansız oldun,
seni tanıyamıyorum artık." dedim.
" kızım ben mi dedim Ömere git kendini uçurumdan at, banane, o kendi sonunu,
ne seni nede beni ilgilendirmiyor."
bunu demesiyle Yüzümde büyük bir hayal kırıklığı peyda oldu.
" anne durdur arabayı." dedim sakin kalmaya çalışarak.
" kızım eve gidiyoruz neden durdurim."
" çünkü ben eve gelmiyorum, bir dakika bile daha yüzünü görmeye tahammülüm yok ." dedim sesim ben fark etmeden yüksek çıktı.
arabayı durduğunda hızlıca inip konuştum.
" Aybike ye gidiyorum, sen korkma yada üzülme diye haber vermiyorum.
sadece ortalığı birbirine katma diye söylüyorum yerimi." Diyip sertçe kapıyı kapatıp yürümeye başladım.ÖMER DEN
beni normal odaya aldıkların da sabırsızlıkla süseni bekliyor dum.
bir anda kapımın açılmasıyla süsenin geldiğini düşündüm, ama o kişinin babam olduğunu görünce anlık yüzüm düştü.
" oğlum beni gördüğüne sevinmedin galiba." dedi gülümseyip.
Bende gülümsemesine karşılık verip konuştum.
" sevindim." dedim, sonra devam ettim.
" süsen yok mu?. Yani şey, hani biz yaşıtız ya o olsaydı sıkıntıdan patlamıyor olurdum." dedim.
" o Suzan la birlikte eve gitti, çok yoruldu oda, bugün senin için çok ağladı, harap oldu kız."
babamın bunu demesiyle yüreğim sıkıştı bir anda.
" anladım " diyebildim sadece.
" sana değer veriyor."
babam dan bunu duymak afallamama sebep olmuştu bir anda.
" evet... Bende ona değer veriyorum."
dedim.
" eee söyle bakalım yarın sabah eve geldiğinde seni hangi yemeklerin karşılamasını istersin." dedi.
Bende içimden; " beni sadece süsen karşılasa yeter." dedim.
" eee oğlum cevap vermedin daha."
" fark etmez baba, ne olursa yerim ben."
" ama olmaz ki böyle, hadi bir kaç yemek ismi ver."
" baba gerçekten yemek seçmek istemiyorum." dedim yüzümü buruşturup.
" peki aslanım, nasıl istersen..."SÜSEN DEN
Aybike nin evinin önünde durup yavaşça kapıyı çaldım.
kapının açılmasıyla, Aybike nin otuz iki diş sırıtmış ifadesini görmem bir oldu.
" yaa gece gece supriz mi yaptın sen bana meleğim." dedi hızlıca Kolumdan çekip içeriye alırken.
Bende yüzümü asıp konuştum.
" ya ya ne supriz gerçekten."
dedim salondaki bir kanepeye oturup.
" kız neden öyle söyledin, hem neden senin gözlerin kan çanağı gibi,
bi dakika ya, sen en son tolgayla birlikte değil miydin?." Aybike yanıma oturup kafası karışmış şekilde konuşmaya devam etti.
" afra yı arasana, müsaitse gelsin ikinize aynı anda anlatim." dedim, sesim yorgun çıkıyor du.
oda onay verircesine başını sallayıp afrayı aradı.
" on dakika ya burdaymış", dedi kapattıktan sonra.
afra geldiğin de koşa koşa yanıma gelip sabırsızca konuştu.
" susim güzelim, hadi anlat ne oldu kızım sana böyle."
Aybike ve afra benim olanları anlatmam için pür dikkat kesilmişti.
" şimdi şöyle ki... en başından başlıyorum.
hani ömerin beni aldattığını öğrenmiştim ya, hemde leyla ile,
neyse işte, ben Ömer den intikam almak için biliyorsunuz ki tolgayla oyun oynadım. az önce tolgayı eve çağırdım,
Ömer yokken, sonra bahçede ömerin bizi net bir şekilde görebileceği bir yerde durduk. Ömer beni ve tolgayı gördüğü an tolga nın dudaklarına yapıştım...
sonra Ömer bir anda ordan gitti,
bir kaç dakika sonra bana mesaj attı
Bende kurtuluyorsun falan yazdı,
kısacası bir veda mesajıydı.
ömerin intihar ettiğini anladım,
Ahmet beyin yanına koştum,
Ömer intihar etti dedim, sonra Ahmet beyin telefonu çaldı, oğlunuzun arabasını uçurumun aşağısında bulduk
dediler. hastaneye gittik sonra hemen.
ömerin durumu çok kritik ti, iki yada üç saat ameliyattan çıkmasını bekledik,
çıktıktan sonra da yoğun bakıma alındı,
ve kalbi durdu, doktorlar geri getirmeye çalıştılar, sonra cok güçlü şekilde açtı gözlerini, hepimiz beş dakikalığına görmemize izin verdiler, hepsi girdi falan sonra bende girdim...
ömer benim yüzümden intihar etti,
gördüğü şeye dayanamadığı için yaptı bunu." dedim göz yaşlarımı sildim.
afra merakla konuştu.
" yanii gerçekten çok kötü bi durum,
geçmiş olsun ama kızım oda seni aldattı, sen bilerek mi yaptın sanki bunu." dedi.
" ya afra işte sorun da burda. leyla hastaneye geldi, ömerin sana aşık olduğunu biliyorum dedi, Ömer leyla yı arayıp ağlamış, yalvarmış gerçekleri söylemesi için. Ömer beni aldatmamış,
leyla ömeri tehdit etmiş, ayrılmamaları için. işte bunların hepsini bana gelip itiraf etti." dedim üzgün halde.
Aybike heyecanla konuştu.
" ne yani aldatma falan yok mu o zaman?."
" yok." dedim net şekilde.
afra ve aybike birbirlerine bakıp sırıttılar.
Bende konuşmaya devem ettim.
" kızlar, annem galiba Ömer ve beni öğrendi, eğer onunla olursan, bir annen olduğu nu unut dedi,
bakın bununla da kalmadı, eve gittiğimiz de anne kız gecesi yapalım falan dedi, sonra bende sinirlendim Ömer ne halde falan dedim,
oda ömerin kendini bir yerlerden atması benim umurumda değil dedi."
bunları söylemem le, Aybike ve afra şok la bana baka kaldılar.
Aybike yavaşça konuştu.
" Suzan teyze böyle biri değildi ki, neden böyle konuştu seninle."
afra da onaylarcasına başını salladı.
" gerçekten şuan hiç bişey düşünmek istemiyorum, tek düşünmek istediğim şey Ömer." dedim.
afra hızla konuştu.
" Ömer şuan iyi dimi, iyiyse moralini bozma."
" iyi iyi, hatta yarın sabah hastaneden çıkıcak, biyanönce onu canlı kanlı görmek istiyorum." dedim tebessüm edip.
Aybike konuştu.
" kızım sen çok aşık sın ya."
" şapşal bir aşık olmuş bu kız." dedi afra da..ÖMER DEN
ben hastaneden çıkmak için üstümü giyinirken, babam telaşla konuşuyor du.
" oğlum bak evde sürekli hareket etmiceksin, zaten sağ kolun alçı da kendini yorma nı istemiyorum tamam mı?."
" tamam baba, bu yüzüncü söyleyişin."
dedim bıkkınlık la.
" Ömer bu arada leyla kapıda, Seninle konuşmak istiyor muş."
hazırlandıktan sonra hızla kapıyı açıp çıktım, babam da arkamdan çıktı.
leyla yı karşımda görmemle, omzuna çarpıp hızla yürümeye başladım.
" Ömer özür dilerim nolur affet beni."
dediğini duydum bir anda.
olduğum yerde dikilip ona dönmeden konuştum.
" leyla umarım bir gün iyi biri olmaya çalışırsın." Diyip hızla ordan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜSÖM ( ÜVEY KARDEŞİM)
Teen Fictioniki farklı hayat, iki farklı yaşam, iki farklı kalp... süsen ve Ömer birbirinden farklı iki zıt kutup. üvey kardeşlik ile başlayan bu başlangıç, zamanla başka hislere dönüşecek ti..