SÜSÖM ( ÜVEY KARDEŞİM)

35. BÖLÜM

SÜSEN DEN
akşam olana kadar annemle yemek yapıp, aybike afra ile konuştum,
aybike bana berkten, afra da ogulcan bahsediyor du.
annem de bana bunlar aşık olmuş herhalde demişti.
bütün günümü bu şekilde geçirdikten sonra heyecanla odama gidip dolabımdan elbise olan kutuyu çıkartıp aynı küçücük bir çocuk gibi sevinçle kutuyu açmaya başladım.
kutuyu açtığımda gözlerimin önünde köyü yeşil bir elbise belirdi.
mini, göğüs ve bel dekoltesi vardı.
kolları bileğime kadar uzanıyor du.

hayranlıkla elbiseyi inceledim, sonra hızlıca elime alıp giyinmeye başladım.
elbiseyi giyip aynanın karşısına geçtim, üstüme tam oturmuştu, çok güzel görünüyor du, ömer yine harika bir seçim yapmıştı.
hızlıca Saçımı dalgalandırıp açık bıraktım, sonra makyajıma geçtim.
yanağıma pembe bir anlık sürdüm, dudağıma da pembe tonlarında bir ruj sürdüm.
aynadan kendime tekrardan dan baktım, harika görünüyor dum herşeyim le.
dolabımdan hemen elbisemle uyumlu olucak yeşil bir çanta çıkardım, onuda omzuma atıp yatağa oturup Ömere yazdım.
" sevgilim ben hazırım." Diyip gönderdim.
çok geçmeden cevap geldi.
" bende hazırım birtanem, on dakika sonra sokağın köşesinde bekliyorum seni." dedi.
" tamam sevgilim." Diyip gönderdim, sonra da usulca ayağıma yeşil bir topuklu ayakkabı geçirip aşağıya indim.
annem beni görünce kocaman gülümseyip konuştu.
" susencim bu ne güzellik böyle." dedi.
bende aynı şekilde gülümseyip konuştum.
" teşekkür ederim annecim."
" eee nereye gidiyorsun bakalım?"
hemen en kolay yöntemi seçip yalan söyledim.
" mahirle yemek yicez." dedim.
" hmm demek mahirle yemek yiceksin."
Diyip Saçımı düzeltip göz kırptı.
" iyii vakit geçirin, bol şans." dedi.
" görüşürüz annecim." Diyip hızlıca çıktım. sokağa çıktığımda gözlerimi sokağın başına çevirdim, ve onu gördüm.
uzun boyuyla, Kendine has duruşuyla, çok uzaktan bile onun Ömer olduğunu anlayabilirdiniz.
hemen koşar adımlarla ona gittim.
" Ömeeer." diye seslendim.
sesimi duyunca bana baktı sonra da kollarını kocaman açıp bekledi, bende ona yaklaştığım gibi kollarımı boynuna sımsıkı sardım, Oda beni sımsıkı sarıp Saçımı okşayıp boynumdan öptü, sonra geri çekilip konuştu.
" ne güzel olmuşsun sen öyle."dedi hayranlıkla gözlerini üzerimde gezdirip.
bende aynı hayranlıkla onu süzüp konuştum.
" sende çok yakışıklı olmuşsun Ömer yılmaz, bendeki de kalp yani, yapmayalım böyle şeyler." Diyip güldüm.
ama birnevi de haklıydım, üzerinde siyah bir takım vardı, gömleği, pantolonu, ceketi... bunların hepsi beni saçma sapan şeylere sürüklüyor du, ama tabikide ağırdan alıp Ömere belli etmicektim.
arabaya bindiğimiz de ömerin boşta kalan elini tutup tebessümle konuştum.
" bu akşam sana çok güzel bir şey itiraf edeceğim." dedim.
oda bir anlığına duraksadı, birşey düşünür gibi oldu sonra da cevap verdi.
" neymiş o güzel şey bakalım."
" şimdi söylemicem, yemekten sonra." dedim.
" peki sen nasıl istersen patron." dedi.
bir süre sonra bir restoranın önünde durduğumuz da Ömer hemen arabadan inip benim kapımı açıp elini uzattı.
bende tebessüm edip elimi verdim, sonra da konuştum.
" teşekkür ederim efenimm, çok naziksiniz."
" rica ederim efenimm, böyle güzel bir kadına kapı açmicam da kime açıcam." dedi gülümseyip.
sonra da birbirimizin elini sımsıkı tutup restorana giriş yaptık.
içeriye girdiğimiz de hiç ummadığım bir anda kafamdan aşağıya bir sürü güller dökülmeye başladı.
bende şaşkınlık ve mutlulukla kocaman gülümseyip Ömere döndüm.
" sevgilim." dedim gözlerimin dolduğunu hissettim.
" giriş bence iyi oldu." Diyip burnumu sıktı.
sonra birine işaret verdi ve o an bir şarkı çalmaya başladı.
sezen aksu- haydi gel benimle ol...
omer bana yaklaştı, elimi tutup piste götürdü, ellerini belime yerleştirip konuştu.
" bugün herşey çok guzel olacak." dedi.
bende ellerimi boynuna götürüp başımı göğsüne yaslayıp konuştum.
" bugünü asla unutmayacağız." dedim.
omer bir an durdu sonra da anlamayrak konuştu.
" unutmayacağız... " dedi tekrar edip.
bende omuzumu kaldırıp gülümsemekle yetindim sadece.
unutmayacağız sevgilim.
ben ve bebeğimiz bu anı unutmayacağız...
müzik bittikten sonra omer elimi tutup Beni güllerle dolu bir masaya götürdü.
masaya hayranlıkla bakarken yerime oturdum.
omer de oturduktan sonra tatlı tatlı gülüp konuştum.
" sevgilim yoksa bana evlenme teklifi mi edeceksin, bu kadar supriz o yüzden mi?" Dedim.
oda gülüp konuştu.
" tüh bak bu fikir çok iyiymiş ama hayır onun için değil, sana mükemmel bir akşam yaşatmak için." dedi.
" hmmm... peki sonu nerde bitecek." dedim masaya eğilip fısıltı şeklinde konuşup.
oda benim taklidimi yapıp masaya eğilip fısıltı şeklinde konuştu.
" hmmm. yatakta olabilir aslında." dedi pis pis sırıtıp.
kafamı kaldırıp gülüp konuştum.
" yaaa, ömer herkesin içinde denir mi şöyle şeyler."
" sen dua et kendimi tutuyorum, yoksa burda bile teninin tadına bakabilirim."
" yaaaa sevgilim susar mısın, senin libidon yine uçtu galiba." dedim.
" sayende..." dedi.
sonra yemeklerimiz gelince hem yedik hemde yine tatlı tatlı sohbet ettik.
yemeklerimiz bittikten sonra ömerin elini tutup kocaman gülümsedim.
artık zamanı gelmişti, baba olacağını öğrenecek ti.
ban tam konuşmaya başlayacakken, Yanımıza bir kız gelip hızlıca konuştu.
" Ömer naber canım ya." dedi, sonra da bana üsten üstten bakıp konuştu.
" merhaba tatlım." dedi.
" lidya senin ne işin var burda." dedi Ömer ayağa kalkıp.
" neden hemen yükseliyorsun omercim, insan eski sevgilisine böyle mi davranır." dedi son söylediğini bana bakarak söylemişti.
bende hızla ayağa kalkıp konuştum.
" eski sevgilim mi dedin sen?"
" evet tatlım, ben ömerin eski sevgilisi lidya." dedi.
bende Ömere dönüp sinirli bakışlar atıp konuştum.
" biz senin eski sevgililerinden kurtulamicakmıyız ya." dedim.
" sevgilim ben mi buraya çağırdım ya."
" merak etme tatlım, omeri elinden almaya çalışmicam, korkmana gerek yok."
bunu demesiyle ona yaklaşıp ukala bir gülümsemeyle konuştum.
" kormak..." dedim Sonra baştan aşağıya
süzüp konuşmaya devam ettim.
" ben senin neyinden korkayım ya.
sen bir dene ömeri elde etme işini, valla ya bak içinde kalır sonra Allah korusun." Diyip tekrardan yerime oturup kollarımı birbirine bağlayıp, lidya ya dik dik bakışlar attım, sonra da Ömere dönüp konuştum.
" sen niye ayaktasın, otursana yerine."
" tamam sevgilim." Diyip hemen oturdu yerine.
" iyii bari bende oturayım." dedi ldiya ve oturdu.
" sevgilimle baş başa yemek yiyorum, sen neden oturuyor sun şuan. hangi vasıfla ayrıca." dedim.
" canım oturmak istedi tatlım." dedi.
" iyi ben kalkıyorum, sen gecenin devamını bu salakla geçirebilirsin." diyip ayağa kalktım.
ben kalkınca oda ayağa kalkıp kolumdan tutup konuştu.
" dur sevgilim beni niye bırakıyorsun, gel birlikte gidelim." Diyip elimi tuttu.
sonra da hiç ummadığım bir anda dudağıma yapışıp uzun uzun öpüp geri çekildi, bende tebessüm edip lidya ya bakış atıp Ömere döndüm.
" aferim sevgilim, nerde, ne zaman, nasıl hareket edeceğini biliyorsun." dedim.
" tabi kızım ne sandın sen beni,
diyeceğin şeyi unutma arabada soyliceksin."
" tamam sevgilim." dedim.
sonra arabaya doğru ilerleyip bindik.
" eee sevgilim söyle bakalım ne diceksin bana."
" keyfim kaçtı, söylemicem."
" sevgilim yapma ama böyle ya."
" yaparım omer, görmedin mi kızı salak salak gelmiş bide oturuyor yanımıza."
" sevgilim onun yüzünden keyfimizi neden kaçırıyoruz, takma şu gereksizi."
" gereksiz dediğin insan zamanında sevgilin olmuş, çok da gereksiz değilmiş sanki." dedim yüzüne bakmadan.
" aşkım nolur yaa bide bunu mu sorun edeceksin."
" evet bunu sorun edicem..."
bir süre sonra eve geldiğimiz de hızlıca arabadan inip gizlice arka kapıdan eve girip odalarımıza girdik.
kıskançlığımı bir kenara bırakıp Ömere yazdım.
" çok güzel bir akşam dı, teşekkür ederim ömer yılmaz."
anında cevap geldi.
" rica ederim güzeller güzelim, bu akşam da benim için, senin güzelliğinle geçti."
mesaja bakıp sırıttım, sonra da hızlıca üstümü değiştirip kendimi yatağıma attım.
bu akşam o salak kız yüzünden söyleyemedim, ama aslında iyi oldu, çok güzel bir supriz hazırlayabilir dim Ömere, baba olduğunu çok farklı şekilde öğrenebilir di.
Ömere nasıl bir sürpriz yapacağımı düşünürken gözlerim yavaşça kapanmaya başladı, kendimi uykunun kollarına teslim ettim.