SÜSEN DEN
banyo dan çıkıp hızlıca aybike ve afra ya mesaj attım.
" kızlar benim çok mide bulantım, baş dönmem var, ayrıca sabah çok yemek yedim, aklıma bir şeyler geliyor ama çok korkuyorum." yazıp cevap vermelerini bekledim.
afra yazdı.
" haaaamiiiiiiiiiuleeeeeeesiiiiiiiiinnn."
yazdığı şeyle sinirle cevap verdim.
" afra döverim seniiiiiii."
" ne var kızım, başka bir ihtimal yoktur,
zaten eniştenin seni kaç kere götürdüğünüde biliyoruz."
yazdığı şeyle utancımdan ölerek cevap verdim.
" afraaaaaaaa, offff keşke söylemeseydim ya." yazdım ve telefonu yatağa attım.
sonra mesaj gelince tekrar açıp okudum.
mesaj aybikedendi.
" uğraşma süsimizlee, aşkım sen test al bir istersen, herşey olabilir süsen,
omerle birlikte oldun bunu biliyoruz,
o yüzden ihtimalin var."
çaresizce, " tamam." yazdım ve çantamı telefonumu alıp Ömere görünmeden evden çıktım.
arabayla bir eczane nin önünde durup hızla bir tane test alıp çıktım.OMER DEN
süsenin evden panikle çıktığını görünce endişelenip takip ettim, eczane nin önün de durmuştu, elinde bir poşetle geri çıkmıştı, mide bulantısı için ilaç mı almıştı acaba.
ister istemez süsen gittikten sonra hızla eczaneye girip konuştum.
" kolay gelsin, şey dicektim ben...
az önce bir kadın çıktı burdan kahkullu böyle uzun boylu çok güzel bişey...
şey, ben böyle sayıyorum da eeee kendisi benim sevgilim olur, ben ne aldığını merak etmiştim."
konuşmam bittikten sonra kadın gülüp konuştu.
" hanfendi test aldı."
şaşkınca konuştum.
" ne testi?"
" hamilelik testi."
" neee..." dedim şokla.SÜSEN DEN
hızlıca banyoya gidip testi kullandım,
işim bittikten sonra da heyecan ve korkuyla gözlerimi kapatıp çıkıcak sonucu beklemeye başladım.
gözlerimi yavaşça açıp sonuca baktım.
" hamileyim..." dedim gözlerim dolu dolu. yavaşça ellerimi karnıma götürdüm, sakinleşmeye çalıştım çünkü kalbim deli gibi atıyor du, nefesimi düzene sokamıyor dum.
ellerim titreye titreye mesaj yazmaya başladım.
" kızlar ben... hamileyim." yazdım.
anında cevap geldi.
Aybike ve afra aynı anda.
" neee?" yazdılar.
sonra aybike bir daha yazdı.
" çok da şaşırmadım, bu ihtimal benim için çok yüksekti. süsen, Ömere soylicek misin?"
" aslaaa." yazdım anında.
afra yazdı sonra.
" kızım bu bebişin babası Ömer değil mi,
ne demek asla."
" yaa söyleyemem benim öyle bir cesaretim yok, ben bile daha sindirememişken Ömere nasıl hamile olduğumu söylicem, yok yok, asla şuan değil, biraz zamana ihtiyacım var." dedim hızla.
sonra bir anda Ömer odama girip kapıyı sertçe kapatıp konuştu.
" süsen şimdi sana soracağım şeye nolur doğru cevap ver."dedi.
" dinli- dinliyorum." dedim endişeyle.
" seni takip ettim, eczane ye gittin, elinde bir poşetle çıktın, sen gittikten sonra içeri girip senin ne aldığını sordum,
bana... hamilelik testi aldığını söylediler."
bunu demesiyle sertçe yutkundum.
gözleri karnıma gitti, sonra da konuştu.
" sevgilim sen hamile misin?" Dedi gözlerinin içinin parladığını görünce içim yandı, ama söyleyemezdim şuan olmaz, ben bu bebeği isteyip istemediğime karar verememişken böyle bir hata yapamazdım.
" hayır." dedim net şekilde.
" ama.. ama test almışsın süsen lütfen doğruyu söyle."
" doğruyu söylüyorum, ben birine aldım onu." dedim kimi söyleyeceğimi düşünerek, bir anda aklıma gelen kişiyle içimden koştum.
umarım beni parçalamazsın canım arkadaşım.
" kime aldın?"
" aybike ye" dedim aniden.
" neeee, nasıl yani, aybike nin sevgilisimi vardı."
daha fazla inandırıcı olsun diye iyice ortalığı karıştırdım.
" berk ten." dedim hızla.
" neeeee, nasıl ya, benim niye bundan haberim yok."
ohh çok şükür inandı, ama aybike ve berk beni parçalayacak.
" daha berkin de haberi yok, aybike de yeni öğrendi."
" iyi de bunlar ne ara...
off neyse ya ben odamdayım." Diyip çıkacağı anda kolundan tutup durdurdum.
" aşkım, sen üzüldün mü?"
" yani evet, bir an sen hamilesin sanıp çok mutlu olmuştum."
bunu demesiyle bir anlığına gözlerim doldu, İçimin alev alev yandığını hissettim.
kolunu elimden kurtarıp hızla odadan çıkıp gitti, bende o an yere çöküp ağzımı kapatıp hüngür hüngür ağlamaya başladım.
" Allah'm ben ne yapıcam, ben Ömere nasıl söylicem, ben bu yükün altından nasıl kalkıcam." dedim, hıçkırıklarımın arasından...
sonra kendime gelmeye çalışıp göz yaşlarımı silip derin derin nefes alıp rahatlamaya çalıştım, sonuçta karnımda bir can taşıyordum ve onun iyi olması gerekiyor du.
telefonumu elime alıp hem berke hemde aybike ye mesaj attım.
" yarım saate buluşmamız lazım, çok acil." yazıp gönderdim.
sonra odada bir sağa bir sola gitmeye başladım, ve bir kaç dakika içinde mesaj gelince hızlıca açıp okudum.
ikisi de tamam demişler di.
bende hızlıca hazırlanıp ömerin odasına gittim, şüphe çekmemek için ona haber vermem gerekiyor du.
yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirip kapısını tıklatıp içeri girdim.
Ömer beni görünce hemen gülümseyip konuştu.
" özledin mi beni hemencicik." dedi ve dibimde durdu.
bende az da olsa kendimi iyi hissetmek için kollarımı ömerin boynuna atıp tatlı bir tebessümle konuştum.
" evet, çok özledim. ama aslında sana bişey söylemek için gelmiştim."
" hahh söyle bakim, ne patlatacaksın acaba." dedi yanağımı sevip.
" ben afraya gidiyorum da... onu söylicektim."
bunu dememle yüzünü asıp konuştu.
" kalacak mısın peki, ya sevgilim kalma lütfen ya, bak valla ben seni Görmezsem özlemden ölür biterim." dedi aynı oyuncağı elinden alınmış küçücük bir çocuk gibi.
hemen dudağının kenarına bir buse kondurup konuştum.
" hayır sevgilim kalmicam, sadece bir saat o kadar."
" ohhh beee rahatladım haa." dedi sırıtıp.
" eee o zaman ben gidiyim, afra daha fazla beklemesin."
" aman, beklesin ne olucak." dedi üstten üstten.
" olmaz sevgilim, hadi kaçtım ben." Diyip bişey demesini beklemeden neşeli şekilde odadan çıktım, yani...
bir nevi rol yaptım da diyebilirim.
evden çıkıp arabaya bindiğimde bir anda istemeden gözlerim doldu.
hemen yukarı bakıp göz yaşlarımın gelmemesi için uğraştım, ağlamak istemiyor dum...
bir kaç dakika sonra onlarla buluşacağım kafeye geldim.
arabadan inip neredeyse koşar adımlarla içeri girip aybike ve berkin nerede olduğuna baktım.
berk beni görmüş olacak ki eliyle işaret etti, Bende hemen oldukları masaya gittim, oturduğum gibi konuşmaya başladım.
" öncelikle beni kırmayıp buraya geldiğiniz için teşekkür ederim.
sizinle konuşmam gereken çok önemli bişey var." dedim.
berk te tebessüm edip konuştu.
" dur dur bir tane tane konuş, neymiş bu bizimle konuşmak istediğin bu önemli konu." dedi, aybike de meraklı gözlerle beni izliyor du.
" şey..." dedim bir an diyeceğimi bilemeyip.
sonra bir anda pat diye üstümdeki yükü hafiflettim.
" berk ben hamileyim." dedim ve berki dikkatli şekilde izlemeye başladım.
vereceği tepkiyi merakla bekliyor dum.
Aybike berke bakıp konuştu.
" aaaa çocuğa kal geldi." dedi.
berk bir kaç saniye dümdüz bir ifadeyle beni izledi, sonra da kaşlarını çatıp şaşkın bir ifadeyle konuşmaya başladı.
" neee... nasıl yani, şaka falan mı yapıyorsun süsi."
" hayır, yapmıyorum." dedim net şekilde, sonra da devam ettim.
" aybike bıliyor hamile olduğumu.
gerçi konu benim hamile olmam değil, konu bu olanların hiç birinden ömerin haberinin olmaması."
bunu dememle berk hızlıca konuştu.
" nasıl yani bir dakika, omer senin hamile olduğunu bilmiyor mu süsi."
" yok bilmiyor."
" neden peki?, neden söylemedin ona."
" çünkü böyle bişeyi soylicek cesareti kendimde bulamadım. Hem zaten işler iyice karıştı."
son dediğim cümleden dolayı aybike merakla konuştu.
" nasıl karıştı, ne oldu?"
" yaa şimdi şöyle... Ben hamile olup olamadığımı öğrenmek için eczaneye gittim, omer de beni oraya kadar takip etmiş, ben çıktıktan sonra o oraya girip benim ne aldığımı sormuş.
ben eve geldiğimde omer odama geldi, test almışsın hamilesin dimi falan dedi,
bende hayır yedim, bu test benim değil, başka birinin dedim."
aybike yine aynı merakla konuştu.
" kimin dedin peki.?"
" senin." dedim aybike nin tepkisinden korkar bir tavırla.
" neeeeeee?" Dedi hızla.
" aybike yapmak zorundaydım, çok özür dilerim." dedim, sonra gözlerimden bir kaç damla yaş düştü.
aybike de hemen yerinden kalkıp yanımda durup sımsıkı sarıldı ve Saçımdan öptü.
" tamam susimm özür dileme, biliyorum zor durumda kaldığın için yapmışsın bunu." dedi.
berkte onaylarcasına başını salladı.
" peki testin bana ait olduğuna nasıl inandı?" Dedi Aybike merakla.
geldik konunun en zor kısmına.
" Ömer, kimden diye sordu, bende berkten olduğunu söyledim." Diyip gözlerimi berke çevirdim.
bunu dememle aybike ve berk hızla birbirlerine bakıp şaşkınlıkla; " neee" dediler.
" off gerçekten çok utanıyorum sizin hakkınızda böyle bişey uydurmamam gerekiyor du." dedim.
sonra berk buruk bir tebessümle elimi tutup konuştu.
" süsen biz tanışalı çok olmadı ama ben seni çok sevdim, sen benim kardeşim oldun, dostum oldun, en önemlisi çocukluk arkadaşımın aşık olduğu kızsın... Ben her zaman yanındayım, bu konuda da desteğim tam gaz seninle."
dedi.
berkin bunu demesiyle gözlerimin yandığını hissettim.
aybike de sıcacık bir gülümsemeyle konuştu.
" benim bişey söylememe gerek yok bence. çünkü biliyorsun ki ben her zaman yanında olmaya devam edicem."
aybike nin de bunu demesiyle, ikisine kocaman gülümseyip titrek bir sesle konuştum.
" iyiki varsınız."dedim ve sonra devam ettim.
" ömerin yanında ufacık rol yapsanız yeterli." dedim mahcup şekilde.
" sen merak etme süsi." dedi berk sırıtıp.
aybike nin bir anlığına utandığını fark etmiştim, çünkü ne zaman utansa saçını kulağının arkasına atıyor du.
berk neşeli şekilde konuşmaya başladı.
" ne yani şimdi ben hem dayı hemde amca mı oluyorum."
berkin bunu demesiyle aybike konuştu.
" Bende teyzee oluyorum." dedi elimi tutup.
ikisini bu kadar mutlu görünce...
acaba Ömer sevinçten ne hale gelir diye düşündüm.
benden bir çocuğunun olmasını çok istiyor du, bunu biliyordum.
berk bana bakıp konuştu.
" süsi, omer öğrendiğinde sevinçten kafayı yicek, ben kardeşimi tanıyorum."
" biliyorum." dedim buruk bir tebessümle.
" neyse ben bir afraya uğricam, siz burda beraber takılın, onunlada konuşmam gerekiyor, görüşürüz." Diyip koşa koşa yanlarından gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜSÖM ( ÜVEY KARDEŞİM)
Teen Fictioniki farklı hayat, iki farklı yaşam, iki farklı kalp... süsen ve Ömer birbirinden farklı iki zıt kutup. üvey kardeşlik ile başlayan bu başlangıç, zamanla başka hislere dönüşecek ti..