SÜSEN DEN
duyduğu sözle zorlukla yutkunup bana öylece bir kaç dakika boyunca baktı.
" n- ne demek seni sevmiyorum.
süsen... bu şekilde bitemeyiz, bak sana söz veriyorum kendimi affettiricem."
ömeri sevmediğim falan yoktu, onu hala çok seviyordum, ama şuan onun biraz kaybetme korkusu yaşaması gerekiyordu, canımı çok yakmıştı, benden onun canını bu şekilde yakacaktım.
" ben artık seninle bir ilişki istemiyorum Ömer, anla beni lütfen, çok yoruldum ben, tükendim, bittim...
her neyse konuyu daha fazla uzatmayalım tadımız kaçmasın." Diyip başımı cama çevirdim.
" peki..." oda bunu Diyip başını benden çevirdi.
yaklaşık on beş dakikalık yolculuğun ardından yemek yiyeceğimiz restoranın önünde durduk.
dördümüz arabadan inip içeriye girdik, sonra bizim için ayrılan masa ya geçip oturduk.
bir kaç dakika sonra garson gelince yemek siparişini verip sohbet etmeye başladık.
sonra aklıma annem ve Ahmet beyi biraz baş başa bırakmak geldi.
yanımda oturan Ömere mesaj atmaya karar verdim.
" yemek yedikten sonra onları baş başa bırakalım." Diyip gönderdim.
" tamam ama ne Diyip kalkıcaz."
anında oda bana cevap verdi.
" benim aklımda birşey var sen sadece bana ayak uydur yeter." Diyip telefonu çantama attım.
oda anlamış olduğunu belirterek gözlerini kapatıp açtı.
" yemekler de harikaymış ahmetcim.
bundan sonra buraya gelelim, ne dersin."
" bence de hayatım, öyle yapalım."
" eee annecim, şey biz izninizi istesek."
Diyip aniden lafa girdim.
" ne izni kızım eve birlikte gidicez."
" ya şey annecim, aybike bir parti organize etmiş de oraya bizi de çağırıyor, gitmesek kırılır, hem ayrıca sizde biraz baş başa kalın işte."
" suzancim birak gitsinler, eğlensinler, susen haklı, bizde baş başa yemek yemiş oluruz." diyerek bana katıldı Ahmet bey de.
" iyi tamam bakalım."
" iyi o zaman size afiyet olsun, evde görüşürüz, hadi Ömer." Diyip ayağa kalkıp çıkışa doğru yürümeye başladım.
oda arkamdan gelip bana yetiştiğin de restoranın dışındaydık.
buz gibi soğuk havayı içime çektim.
" süsen eve mi gidiceksin?"
" aslında hayır, aybike beni bir yere çağırıyor konum atacak şimdi oraya gidicem."
" anladım." dedi ve sonra telefonuna bakmaya başladı.
bir kaç dakika sonra telefonuma mesaj gelince hızlıca açıp okudum.
" susi bu gece seni bir yere götürücektim ya o iş iptal oldu, annem hastalandı, kusura bakma canım."
aybike nin yazdığı şeyle hızla cevap verdim.
" yaa aybik ne kusura bakması, çok geçmiş olsun, yapabilicegim birşey olursa hemen söyle." Diyip gönderdim, sonra da telefonu cebime attım.
" aybikeyle planımız iptal oldu o yüzden eve gidiyorum." dedim Ömere bakıp.
" tamam o zaman gel birlikte gidelim, bende eve gelicem zaten."
" tamam." Diyip bir tane taksiye bindik.
bir kaç dakika nin ardından eve ulaştığımız da, taksiden inip anahtarla evin kapısını açtım.
içeriye girdiğimiz de kendimi hemen Merdivenlere yönelttim, biyanönce odama gidip yatağıma girip uyuyup şu gecenin bitmesini istiyordum.
" hemen uyicak mısın?"
ömerin sorusuna duymamla adımlarım durdu, ona dönüp cevap verdim.
" evet çok yorgunum, iyi geceler." Diyip odama doğru gitmeye devam ettim.
hızlıca girip kapıyı da kapatıp kendimi yatağıma attım.
üstümü bile değiştirmeden hiç birşey yapmadan direk gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına teslim ettim.gözlerimi açtığımda, perdenin arasından vuran güneşle gözlerimi tekrar kapatıp yüzümü buruşturdum.
elime telefonumu alıp saate baktım.
" yuh ya, ben nasıl bu kadar uyudum." diyerek sitem ettim, çünkü şuan saat öğlen iki buçuk tu.
annem de gelip beni uyandırmamış tı demek ki.
bir anda tekefonumun çalmasıyla, açıp kulağıma götürdüm.
" aloo." dedim.
" aloo, rahatsız ediyorum susen hanım ama sizinle birşey konuşmam lazım."
" anladım konuşalım ama siz kimsiniz?."
" ben kadın doğum doktorunuzum
selvi çiçek."
bunu demesiyle hızla yataktan doğrulup konuşmaya başladım.
" evet selvi hanım buyrun sizi dinliyorum."
" süsen hanım, bebeği hala aldırmak ta kararlı mısınız."
ciğerlerime derin bir nefes çektim, elimi karnıma götürüp kararlı bir şekilde cevap verdim.
" ben bu bebeği istiyorum, aldırmıyorum." dedim tebessüm ederek.
" peki, o zaman sizi yarın kontrole alabilirmiyim?."
" evet olur, çok iyi olur.
yarın görüşmek üzere selvi hanım." Diyip kapattım.
sonra yatağımdan kalkıp banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp tekrar dan odama döndüm.
elim karnıma gitti, sonra kendi kendime mırıldandım.
" biliyorum babanın da senin yaşadığını bilmesi gerekiyor annecim biliyorum ama şuan bunu söylicek cesareti kendimde bulamıyorum yapamıyorum.
bunu söylemek için henüz çok erken.
baban bana çok büyük acılar çektirdi,
şimdi de hiç bisey olmamış gibi gidip senin yaşadığını babana söyleyemem annecim. ama sende anla beni olur mu birtanem, doğru zaman gelince ona herşeyi söylicem." dedim.
bir anda kapımın çalmasıyla elimi karnımdan çekip konuştum.
" kimsin?"
" annecim benim. saat çok geç oldu hala uyuyor musun sen.?"
" uyandım annecim, inicem şimdi aşağıya."
" tamam güzelim."
annemin kapıdan ayrıldığını anlayınca hızlıca aybike ve afra yı aradım.
açtıkları an hızlıca lafa girdim.
" kızlar şimdi size birşey söylicem ama sakın şok dan şoka girmeyin."
aynı anda; " dinliyoruz." dediler.
" ben bebeği aldırmadım, hala yaşıyor ve yarın kontrole gidicem ve sizin de gelmenizi istiyorum." dedim tek nefeste.
" What." dedi afra yüksek sesle.
" ben şok ben iptal şuan."
afra ve aybike nin tepkilerini yok sayıp konuşmaya devam ettim.
" geliyor musunuz, gelmiyor musunuz?"
" ayy tabiki geliyoruz." dediler aynı anda.
" o zaman ben şimdi kapatıyorum birazdan yine aricam hadi öptüm." Diyip kapattım.
sonra üstüme mavi bir tulum giyip Saçımı salıp aşağıya indim.
oturma odasında sadece ömeri görmemle derin bir nefes aldım.
tam ordan mutfağa geçeceğim sırada sesini duydum.
" bir selam, sabah da mı yok." dedi.
yüzüne bakmadan cevap verdim.
" hak edene hak ettiği gibi davranıyorum diyelim."
ayağa kalkıp karşıma dikildi.
" neden yüzüme bakmıyorsun?
yada bakamıyomusun demeliydim."
bunu demesiyle gayet kendimden emin bir şekilde konuştum.
" hiç te bile neden bakamiyim yüzüne." Diyip, yüzümü yüzüyle aynı hizaya getirdim.
" süsen" dedi gözlerime derin derin bakarak.
" efendim."
" biz hep böyle mi olucaz."
" evet hep böyle olucaz ömer...
neyse bırak da iki lokma birşey yiyim."
Diyip mutfağa gittim.
o sırada ömerin telefonunun çaldığını duydum.
kulağımı ona vermeye çalıştım.
bir kaç saniye sonra berkle konuştuğunu anlayınca tekrar umursamaz maskemi geri taktım.
" süsen."
" yine ne oldu, mutfak da bile rahat yok mu." dedim sitem edercesine.
" şey dicektim ben, eee...
berk bovlinge çağırıyor bizi, aybikelerde gelecekmiş."
" madem benim kızlarım geliyoo ve benim kızıl kankam da orda olacakmış iyi geliyorum o zaman."
" sadece ben olsam gelmezdin dimi?"
" ben üstümü giyinip geliyorum." Diyip hızla yüzüne bakmadan odama fırladım.
altıma mavi bir etek, üstüme de mavi bir crop giyip Saçımı da at kuyruğu yapıp azıcık ta makyaj ekleyerek hazırlığımı tamamladım.
aşağıya indiğimde ömerin beni kapıda bekliyor oluşunu fark ettim.
" yine çok güzel olmuşsun." dedi gözlerini vücudumun her zerresinde gezdirip.
" saol." Diyip onu beklemeden kapıyı açıp arabaya gidip arkaya oturdum.
oda peşimden gelip kafasını eğip dalga geçercesine bakarak konuştu.
" süsen şaka yapıyorsun dimi, arkaya oturacak kadar da değil herhalde, gelip öne oturur musun."
" yok iyi böyle."
" kucağıma alıp zorla bindiririm."
" iyi tamam be." Diyip hızla öne geçtim.
oda sırıtıp kendi yerine geçti.
" ne kadar kaldı ya yarım saattir yoldayız." dedim sitem edercesine.
" bu bowling İstanbul dışında falan mı, niye otobana girdik." dedim etrafa göz gezdirerek.
" otobana girdik çünkü bowlinge falan gitmiyoruz."
" neeee." dedim gözlerimi şokla açarak.
oda gayet rahat bir sırıtışla konuşmaya devam etti.
" şuan İzmire doğru gidiyoruz."
bunu demesiyle ağzım şokla açıldı.
" yok sen benimle dalga geçiyorsun galiba... dimi dalga geçiyorsun.
Ömer cevap versene."
" hayır çok ciddiyim.
İzmire gidiyoruz.
bir kaç gün birlikte tatil yapmak ikimizede iyi gelecek." Diyip sırıtıp göz kırptı.uzun bir aradan sonra hepinizi yeni bölümlee baş başa bırakıyorummmmm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜSÖM ( ÜVEY KARDEŞİM)
Teen Fictioniki farklı hayat, iki farklı yaşam, iki farklı kalp... süsen ve Ömer birbirinden farklı iki zıt kutup. üvey kardeşlik ile başlayan bu başlangıç, zamanla başka hislere dönüşecek ti..