Pazar günleri nedense üzerime hep bir ağırlık çöküyordu, yataktan kalkmak istemiyordum. Eğer Jin olmasaydı büyük ihtimalle akşama kadar uyurdum ama kalkıp onunla birlikte kahvaltı yapmam gerekiyordu.
Bir süre öylece yatakta dönüp durduktan sonra en sonunda ayaklandım, elimi yüzümü yıkamak için odadan çıkacaktım ki kapım tıklatıldı ve sevimli bir ses duydum "Taehyungie hyuuung!"
Onun sesini duymamla gülümsemem bir oldu. Hemen kapıyı açtım, bir adım geriye gidip büyüttüğü badem gözleriyle baktı yüzüme. Gülümseyerek "Günaydın Jinnie" dediğimde tatlı bir şekilde "Günaydın hyung" demişti.
Tam ağzımı açtım elimden tutarak beni merdivene doğru çekiştirmeye başladı. Ne yapacağını merak edip sessizce ona ayak uydurdum. Mutfağa gelince ancak fark edebilmiştim, benden önce kalkıp yemek yapmıştı anlaşılan, hayretle masaya doğru yaklaşıp sordum "Jinnie...sen ne zaman uyandın da bunları hazırladın?" tatlı bir kıkırdamayla baktı gözlerime "Sen uyanmayınca ben hazırlamak istedim hyung, iyi yapmış mıyım?"
Teşekkür etmek için yavaşça kollarımı açtığımda benden önce davranıp hızla sarılmıştı. Bu hareketi beni güldürdü, kollarımla onu sıkıca sarıp başının üzerine çenemi yerleştirdim.
...
Kahvaltı boyunca tatlı tatlı konuştu, ben de dinledim. Biraz sonra aklıma gelen şeyi sordum ona "Jinnie bugün nereye gidelim, gitmek istediğin bir yer var mı?"
O susunca merak edip bekledim konuşmasını "Taehyungie hyung çıkmayalım bugün"
Şaşırdım bu söylediğine, oysa dışarı çıkmaya hevesli olduğunu düşünmüştüm "Neden Jinnie?"
"Hyung her yerde çok insan var" dedi çekingen bakışlarla "Ben başka insan görmek istemiyorum sadece sen ol yanımda"
Onu anlayabiliyordum, çekiniyordu kalabalıktan. Başımı öne doğru salladım "Pekâlâ bugün senin istediğin gibi olsun ama Jinnie hep böyle devam etmeyeceğini biliyorsun değil mi?"
Suratını asarken sessizce "Biliyorum" demişti. Onunla gerçekleri konuşmam gerekiyordu "Alışmalısın Jinnie, insanlarla iletişim kurmaya çalışmalısın. Hayatının her ânında ben yanında olamayabilirim"
Duyduklarıyla başını eğip sessizce yemeye devam etti. Biraz sonra sessizliği bozan o oldu "Ama Taehyungie hyung...herkes senin gibi iyi insan değil ki" dedi önündekini karıştırırken.
Tam konuşacaktım o devam etti "Hyung...biliyor musun ben aslında insanlardan korkuyorum. Şimdi dışarı çıkarsam eğer kötü bir insan gelip beni dövecekmiş gibi hissediyorum"
Söylediği şeyler mahvetmişti beni...ağzım açık bir şekilde onu dinledim.
"Ama sen yanımda olduğun zaman korkmuyorum hyung çünkü sen bir süper kahramansın" diyerek yumruğunu havaya kaldırdığında zor da olsa gülümsedim, daha sonra kalkıp yanına gittim, çömelerek ellerimi diz kapaklarına koydum "Dinle Jinnie, alışık olmadığın için böyle düşünüyorsun biliyorum ama korkma sakın. Ben zaten sen alışana kadar asla yalnız dışarı çıkmana izin vermem. Bu korkunu yenmelisin, birlikte yeneceğiz"
Anlamayarak baktıktan sonra dudaklarını büzerek sordu "Korkuyu mu yeneceğiz? Onu nasıl yapacağız hyung?"
Gülerken dişledim alt dudağımı, çok çok masumdu. Tatlılığına dayanamadım ve bir anda ayağa kalkarak ellerimi yanaklarına yerleştirdim. Ben başını iki yana sallarken o gülümseyip kapattı gözlerini "Sen hyungunun süper kahraman olduğunu unuttun herhalde?"
Kıkırdayarak açtı gözlerini "Unutmadım hyung" ellerimi çekip doğruldum. Başını arkaya atıp badem gözleriyle beni izlemeye başladı. Elimi uzatıp yanağını hafifçe okşadıktan sonra masayı toplamaya koyuldum. O da kalkıp yardım etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙢𝙚 ·٠• TaeJin
FanfictionBir komiser ve gülümsemeyi unutmuş bir çocuk... ✐ [07.07.2023 - 12.01.2024]