Keyifli okumalar 🙆🏻♀️💜🧚🏻♀️...
Jin
Mutfak masasında yemek yiyorduk, az önce Taehyung gitmişti o kadını da alıp. Hâlâ biraz üzgün hissediyordum ve deli gibi merak ediyordum ne yaptıklarını. Ben dalgınca düşünürken Jungkook elini salladı "Jin daldın gittin" tam konuşacaktım gülümsedi "Hiç merak etme, komiser o kadına yüz vermez, aşırı itici birisi zaten, aklınca komisere yürüyor ama hiçbir şey yapamaz" geriye yaslanırken kıstı gözlerini "Düşündüğüm kadar sinsi ve uyanık değilmiş"
Yoongi onun bilmiş bilmiş konuşmasına güldü "Aklından ne geçiyordu ki? Filmlerdeki gibi içkisine ilaç katıp komiseri bayıltacak değil ya" korkarak iki elimle ağzımı kapatıverdim "Hiii" tepkime ikisi de alayla kahkaha attığında dudak büzdüm "Yaa demeyin şöyle şeyler, korkuyorum ben"
Jungkook saçlarımı karıştırdı "Korkma korkma, hiçbir şey olmaz. Komiser balo boyunca seni düşünecek, hatta eminim durmadan arayacak" nasıl bu kadar emin konuştuğuna anlam veremedim "Hasta yalanı inandırıcı değildi...niye durmadan beni merak etsin ki-"
"Ver telefonunu" dediğinde konuşmayı kesip uzattım telefonu "Şimdi komiseri arıyorsun ve şey diyorsun; ben bunaldım, biraz dışarıya yürüyüşe çıkacağız haberin olsun, biraz da cilveli konuş"
Yoongi de benim gibi şaşırdı "Sevgilim şu soğukta mı yürüyüşe çıkacağız?" Jungkook anlamadığımız için göz devirdi "Of Yoongi herhalde dışarı çıkmayacağız, endişelensin de Jin'i düşünsün diye yapıyoruz"
İtiraz edip başımı iki yana salladım "Yok yaa yalan söylemek istemiyorum-"
"O kadınla gecelere kadar eğlensin mi istiyorsun yoksa seni düşünüp seninle mi ilgilensin?" kararsız kalmıştım, ne yapacağımı düşünürken Jungkook çoktan numarayı tuşlamıştı "Cilveli konuşmayı unutma koş hadi" deyip ittirdi beni ve sandalyeden kaldırdı. Dudaklarımı kemirirken telefonu kulağıma tutup çıktım mutfaktan. Hemen de açmıştı "Alo"
"Taehyung...şey...ben şey diyecektim iyi hissetmiyorum da biraz dışarıya çıkıp yürüyüş yapacağız. Haber edeyim diye-"
"Noldu, yine miden mi bulanıyor yoksa?" dedi endişe dolu sesiyle. Gözlerimi kapatıp nefes aldım "Sevgilim endişelenme lütfen, sadece bunaldım beş dakika yürüyüp geleceğiz"
"Tamam ama sadece beş dakika, sonra hemen içeri giriyorsunuz, hava soğuk, üşütürsen bozuşuruz sonra-"
Jungkook karşıma gelmiş sessizce fısıldıyordu "Aşkım seni özledim de"
"Sen hiç merak etme Taehyung" bir yandan da Jungkook'un ne söylediğini anlamaya çalışıyordum, kafam iyice karışmıştı.
Avuç içlerini birleştirip uyur gibi ellerini yanağına koydu, ne demek istiyordu yaa?
"Jinnie dinliyor musun beni?" Taehyung konuşunca yüzümü buruşturup Jungkook'a gitmesi için işaret ettim "Du-duyuyorum seni"
"Madem çıkmak istiyorsunuz sıkıca giyin tamam mı? Eldivenlerini de giymeyi unutma, kötüleşirsen hemen beni arıyorsun, anlaştık mı?"
Jungkook'u ittirip telefonla birlikte ondan uzaklaştım "Tamam tamam ben şimdi kapatayım-"
Jungkook hızlıca yaklaşıp kaldırdı kaşlarını. Pes edip kapattım gözlerimi, Jungkook'un söylediklerini dikkate alsam iyi olacaktı. Gülümseyip göz kapaklarımı araladım ve konuşmaya devam ettim "Geç kalma sen de lütfen, şimdiden seni özledim. Uyumak istiyorum ama senin kollarında o yüzden acele etmelisin, seni seviyorum aşkım" son söylediğim şeyin etkisiyle utanarak hızla kapattım telefonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙃𝙤𝙢𝙚 ·٠• TaeJin
FanfictionBir komiser ve gülümsemeyi unutmuş bir çocuk... ✐ [07.07.2023 - 12.01.2024]