𝙃𝙤𝙢𝙚 ·٠• TaeJin

18↬ Onsuz yaşamama izin verme

Tık tık! Ben geldimm 🧚🏻‍♀️💜

Aniden aldığımız sinyalle düşmüştük yola, Jin'in telefon sinyali...Tuzak olduğu her hâlinden belliydi ama bir umut tuzak değildir de Jinnie'm bana ulaşmaya çalışıyordur diyerek kendimi kandırmaya başlamıştım bile. Bir anda ortaya çıkan bu garip ve şüpheli sinyal tam olarak konumu göstermediği için yeri tespit edememiştik, nereye gittiğimi bilmez şekilde sürüyordum arabayı.

Gözlerim çıkacak gibi ağrıyordu, başım da dönüyordu biraz, bu hâldeyken arabayı dikkatle kullanmam beklenmedik bir şey gibi görünse de gayet iyi bir şekilde kullanmıştım, bu beni de şaşırtmıştı.

Sanırım stresten midem ağrımaya başlamıştı çünkü içimde garip bir his vardı, meleğimi özlemiştim...
Daha önce 'özlemek' hissinin hiç bu kadar zor olacağını bilmiyordum. Onsuz geçirdiğim her saat yıl gibi geliyordu, kulağa gerçekçi gelmiyordu belki ama küçük sevgilimi yıllardır görmüyormuş gibi özlemiştim.

Sadece iyi ve olumlu şeylere odaklanmaya çalışarak ilerledim. Yerini tespit edemediğimiz sinyalin nerden geldiğini görmemle yine ve yine hâyâl kırıklığına uğramıştım.

Arabadan inince karşılaştığım şey bıkmışçasına nefesimi vermeme sebep olmuştu. Bar clup demek? Bu siktiğimin şerefsizini yakalayınca benimle oyun oynamak nasıl olurmuş gösterecektim.

Her ihtimale karşı pantolonumun arkasına yerleştirdiğim silahımla ilerledim içeri, sinyalin sebebini öğrenme vaktiydi.

...

Bizimkilerin de gelmesi uzun sürmemiş ve diğer insanlara çaktırmadan gidip gelen bu telefon sinyalini bulmaya çalışmıştık.

Koruma olsa gerek ne yaptığımızı fark eden bir adam yaklaştı, onun konuşmasına fırsat vermeden kartımı gösterip kaldırdım kaşlarımı. Polis olduğumuzu anlayınca tedirgin ve mahcup bir bakış attı, gürültülü müzikten sesimi duyurmak zor olacağından elimle işaret ederek konuştum "Kamera kayıtlarına bakacağız" elimdeki cihazla vakit kaybettiğimizi anlayınca aklıma başka bir fikir gelmemişti. Jimin ve Jisung'dan başımla gitmelerini ve kayıtları izlemelerini istemiştim, onlar yanımdan gidince dikkat çekmemek için kalabalığa doğru ilerledim.

Elimdeki sinyal cihazının bir uyarı vermesini umarak köşeye doğru ilerlemeye çalışırken sarhoş bir kadın koluma girip başını yüzüme doğru yaklaştırmıştı, hızla kendimi geriye atıp tiksinir gibi buruşturdum yüzümü, o ise ısrarla yaklaşmaya devam etti "Çılgın bir gece geçirmeye ne dersin?"

Gözlerimi devirip ittirdim omzunu, günüm bok gibi geçerken bir de sarhoş manyaklarla uğraşıyordum. Arkamdan yaklaşıp hiç utanmadan seslenmeye devam etti "Sadece bir gece?"

Sikeyim böyle işi, tüm anormal insanlar neden beni buluyordu ki, onu umursamadan elimdeki cihazı etrafta gezdirmeye başlamıştım, kadın saplantılı gibiydi, yine bırakmadı peşimi "Bari dans edelim, hmm?" başka çarem kalmamıştı, cebimden çıkardığım silahı kaldırıp aynı anda kartımı da gösterdim ve yolumdan çekilmesini söyledim "Başınıza bela almak istemiyorsanız sessizce uzaklaşın"

Bizi gören Changbin hemen yaklaşıp uyardı beni "H-hyung napıyorsun?"

Silahımı belime yerleştirirken çattığım kaşlarımla bir Changbin'e bir de hâlâ sırıtan sarhoş kadına baktım "Changbin al şu manyağı başımdan" derdim yokmuş gibi uğraştığım bu şey daha da sinirlenmeme sebep olmuştu.

Kadın hâlâ üzerime doğru geliyor, elimi tutmaya çalışıyordu. Changbin gülmemeye çalışarak bana ne der gibi ellerini iki yana açtı. Tam konuşacaktım bize doğru yaklaşan Joy hızla harekete geçip kadının koluna girdi "O adam gay hayatım bula bula onu mu buldun? Hem birazcık da evli. Gel ben sana bekar, gay olmayan başka yakışıklı göstereyim"