Rayel kardeşine doğru dönüp "Bana söylemek istediğin bir şey var mı küçük kardeşim?"dedi.
Aşina ise hala daha suskundu.Leydia dayanamayıp Aşina' ya bağırmaya başladı."Cevap versene?"
"Kardeşime bağıramazsın Slav,"dedi bağırarak.
"Yalancı olan birine bağırabilir Rayel," dedim.
"Siz nesiniz lan? Biri hep diğerini savunuyor," dedi alayla.
"Biz hep yan yanayız. Önde, arkada değil, hep yan yana. Aşina senin kardeşinse Leydia benim için öyle," dedim kendimden emin bir şekilde.
Barlas suskunluğunu bozup konuştu. "Ender doğru söylüyor. Aşina bir şey yaptıysa bize söylemesi gerekir. Bu oyunda yalana yer yok," dedi.
Rayel Aşina'nın önüne eğilip ellerini avuçlarının arasına aldı. "Bak abicim korkmana gerek yok, hadi anlat," dedi yumuşak bir ses ile.
Aşina abisinden aldığı güven ile suskunluğunu bozup konuşmaya başladı.
"Elay'ı, seni ve Tanya'yı ilk defa görmüyorum. Elay'ın doğum gününü kutlamak için gece kulübüne gelmiştiniz, yanında sevgilin de vardı. Daha fazlası yok size yemin ederim sadece bu kadar," dedi sesi titrerken.
17 Kasım, doğum günüm. Mutlu olduğum, onunla olduğum son doğum günüm.
Hayat ne kadar acı öyle değil mi? Kısa süre önce seninle birlikte olan bir insanın adı şimdi bir mezar taşında yazıyor.
Bazen istemediğimiz sonlara mahkum ediliyorduk.
Aşina bize yalan söylemişti. Yine yalanlar söylenmişti.
"Neden?" kısa ve tek bir cümle. En çok can acıtan kelimeler kısa olur.
"Korktum, başka bir sebep yok," dedi.
"Öyle diyorsan öyledir, eğer yalan söylüyorsan bu kadar nazik konuşmam emin ol," dedim Aşina'ya doğru.
"Elay nazik konuşur ama ben öyle değilim, eğer yalan söylüyorsan elimden çekersin Menderes," dedi sert ses tonu ile. Kısa süre içinde gözlemlediğim şey Aşina'nın Leydia'dan tırstığıydı.
"Tamam artık hepimiz çok gerildik. Gidip dinlenelim biraz." Demir konuşmasaydı burada olduğunu fark etmiyecektim.
Hepimiz ayağı kalkıp kapıya izlerledik. Tanya kendi arabası ile gitmişti, Leydia ise benimleydi. Arabaya binip kapıyı kapattıktan sonra Leydia'ya doğru döndüm.
"Yalan söylüyor," dedik aynı anda.
"Korkuyormuş gibi yaptı," dedi Leydia arkasına yaslanarak.
"Evet. Aşina iyi bir oyuncu olduğunu zannediyor sadece." İyi oyuncular duyguları iyi örtpas eder, bu konuda daha iyi olursanız anlarsınız.
"Sinsi yılan," dedi sinirle.
Hafif bir tebessüm ile ona doğru döndüm. "Fransız olduğunu bilmesem Türk olduğuna inanacağım," dedim.
"Kaç yıldır burada yaşıyorum olsun o kadar," dedi aynı şekilde.
"Tebrik ederim. Sen tamamı ile bir türk olmuşsun," diyip devam ettim. "Leydia beddua etmeyi de öğrendin mi?" dedim gülerek.
"Evet evet onu da biliyorum. Bir dakika, sen benimle dalga geçiyorsun şu an," dedi şaşırarak .Hala daha gülmeye devam ederken yavaşça koluma vurdu.
"Honte à toi, bébé" (Ayıp ediyorsun bebeğim,) dedi.
"Je t'aime," (Seni seviyorum,) dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 Ölü 2 Ceset
Misterio / SuspensoHer şey bir ölümle başladı. Ölümden intikam doğdu, intikam nefreti getirdi, nefret aşka dönüştü. Doğru sanılan bütün gerçekler ortaya çıktı, canlar yandı ama intikam oyunu devam etti. "Artık suç ortağıyız kırmızı." Yazılmaya başlandığı tarih: 07.02...