2. Anılar.

34 10 0
                                    

Keyifli okumalar dilerim :)

2.Başlangıç.

Gördüğüm kabus yüzünden kan ter içinde uyandım. Unutamadığım ailemin ölüm anı. Unutmaya başladığım zamanlar da tanrının bir cezasıymış gibi rüyalarımda belirirdi.

Tekrar uyusam bile bir fayda etmeyeceğini biliyordum, bu yüzden ayağa kalkıp banyoya yöneldim.

Banyo kapısından içeri geçince aklıma yaptığım hata geldi. Doğru ya, ben bir katildim. Sosyopat bir seri katil. Yaptığım tek şey ise babamın ve annemin acı çekmeden ölmesini sağlamaktı. Şuan ise intikam peşindeydim, ablamın bana son nefesin de ettirdiği yemini yerine getirme zamanım gelmişti.

Böyle bir banyo da gecenin 2'de ölü bedenlerini görmüştüm, ne büyük acıydı bir yeni yetme için. Ablam karnına batırılan bıçağı kenara fırlatmış yerdeydi. Annem ve babam mı? Onlar çoktan kendilerini ölecekleri için hazırlamıştılar. Acı çekiyordular ama ölüme hazırdılar. Ablamnın yanına koştum. Sarılmak istedim, ama biliyordum o bunu istemiyordu. Oturdum yanına ağlayarak, göz yaşlarım akıyordu ama bir şeyler söylemesini bekliyordum. Çenemi eli ile kaldırdı. "bundan böyle eğme başını, o ölü bedenlerin intikamını dik duruşlu bir kadın alacak. Yemin et, anne ve babamıza yapılan şeyi misliyle geri vereceğine yemin et." Başımı hızla salladım, duruşumu dikleştirdim." Yemin ederim, intikamınızı alacağım." Gülümsedi, bir kez daha gurur duymuştu benimle, görüyordum.

Yerde duran, kendi kanına bulanmış bıçağı işaret etti. Ne dediğini anlamıştım, bunu yapmak zorundaydım. Ölümlerini engelleyemiyorsam acı çekmelerini engelleyecektim.

Ablam sırtını duvara yaslamış yaralı yeri eli ile tutuyordu, o haldeyken bile nasıl da soğuk kanlı ve planlıydı bilemiyordum. "Bıçağı eline almadan önce başka bir şey tak, güzel kardeşimin yaptığı iyilik yüzünden katil olarak hapse atılmasını istemem." Annemin yemek yaparken giydiği eldivenleri bir çırpıda elime geçirdim. Anne ve babama baktım, acı çekiyordular ama elleri ayrılmıyordu. Babam gülümsedi, doğru olanı yapıyordum. Yanına geldim, "ölmeni engelleyemedim. O kadar zeki değilmişim. Ama emin ol, bundan sonra senin kızın her şeyi önleyecek. Bana bundan sonra zarar gelmeyecek." Anneme baktım, eli babamın elini daha sıkı kavramış gözlerini kapatmıştı. Göz yaşlarını görmemi istemiyordu.

"Yap, hadi."

Bıçakla boğazını kestim, nefes almayı bıraktı. Anneme de aynısını yaptım. Ablama geldiğimde ise bana göz kırptı. "Bundan böyle kendini gizle, ismini soranlara yuva de." Yuva... Neden dediğini anlamşştım. Başımı sallamakla yetindim. Bıçağı tek hamlede elimden aldı ve karnına batırdı, o an ağzından bir inilti bile çıkmadı ama ben anlıyordum, haykırmak istiyordu.

Aklıma gelen anıyı hızla sildim. Ben artık o 14 yaşında ki kız çocuğu değildim. İntikam peşinde olan zeki ve bir o kadar güçlü olan kadındım.

Kapıda durduğumu anlayıp banyodan içeriye girdim. Üzerimi çıkarıp soğuk suyun altına geçtim, soğuk suyu ayarlayıp yıkanmaya başladım.

Çıktığım gibi dolabıma yöneldim. siyah, beyaz çizgili kazak ve altına ablamdan kalma bol bir pantolon giydim. Beyaz ayakkabılarımı da giydikten sonra telefonumu aldım ve dışarı çıktım.

Şehiri hep sevmiştim. Farklı hayatalar, bir birlerinden haberi olmayan ama bir çok yardım da bulunmuş kişiler ve daha fazlası.

Issız denemeyecek, ama küçük sokaklardan birinde dolanırken ağzıma kapanan ilaçla dengemi bir anlık kaybettim. Dirseğimle beni bayıltma çabasına giren kişinin karnına yumruk attığım da ağzından küçük bir inilti çıktı. Arkamı döndüm, yüzünde maske olan tamamı ile siyah giymiş bir erkekti. Sakinliğimi koruyordum çünki tehlikeli olsa böyle davranmazdı. Öyle olsa o zaman işler değişirdi, fiziksel olarak güçlü zayılmazdım ama bu lafları ağzına tıkamayacağım anlamına gelmezdi.

Kaybolmuşlar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin