Keyifli okumalar!
_____
Meral bana dönmüş ve, "Ne yapacağız." Demişti. İfadesinde ki karmaşadan kurtulmaya çalışdığı aşırı belliydi.
"Bekleyeceğiz." Gelen sesle arkamı dönmüş ve Ateş'e bakmıştım.
Kaldırılamaz bir gerçekti fakat vardı, ablam yoktu ama onun kanından biri vardı, peki Ablamla Ateş'in benzerliği neydi? Onlar ikizdi, iki kişi bir insanın yarısı gibiydiler.
Ateş'in kötü taraf olduğuna emin olmama az kalmıştı. Ablamın tam aksine hep alaycı ve kendi çıkarı için çalışan biriydi.
Belki de o gün ablamla bağımı öğrendiğinde ki tepkisi de bu yüzdendi, kim bilir.
Meral ketum sesle, "bekleyecek miyiz?" Demişti. "Var ya hiç aklımıza gelmemişti!" Alayla güldü, ekip onun için aileye dönüşmüştü. Alaz'sa bir abiydi, kardeşler abisine bir şey olmasını istemezlerdi.
Ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.
Mirel'in bakışları hiç değişmemişti, hatta daha da soğuklaşmış şekilde Alaz'ı izliyordu.
Bu bana o günü hatırlatmıştı. Fakat o gün uzaktan izleyen Alaz'dı, şimdiyse Mirel.
Peki şuan ne yapmam gerekiyordu. Hiç bir şey bilmiyor ve anlamıyordum.
Kız kardeşi bunca zamandır neredeydi ve neden yoktu? Alaz onun yaşadığını anlamamışmıydı? Neler yaşanmıştı, şuan neden karşısına çıkma kararı almıştı?
Soru işaretleri daraltıcı seviyedeydi.
Bizler için belki büyük bir fark yaratmasa da onun için herşeydi kardeşi. Geri dönmesine mi, büyürken ve şimdi onu görememesine üzülse mi, sevinse mi bilemiyordu.
Açıkçası kim olsa bilemezdi.
Korel Alaz'a yaklaşmış ve onun kalkmasına yardımcı olmuştu.
"Bekleyeceğiz, o seni unutmadı, gelecek." Ateş'in söylediğini tekrar etmemle bana kısa bir bakış atmış ve bulunduğu yerden ayrılmıştı.
Meral sinirden kızarmıştı artık, onun için bağlar herşeymiş gibiydi.
"Gelecekte, gelecek! Biliyoruz gelecek, sorun o geldiğinde onu bilmeyecek olması!" Alaz'ın sessizliğinde ki haykırışlarını Meral bana sunmuştu.
Sesi sanki bağırış değildi, tokattı. O kadar acı vericiydi ki hemde. Onları korumam, böyle olmamalarını sağlamam gerekirken şuan öylece durduğumu hatırlatmıştı.
Sakin ton da konuştum. "Meral, farkındayım," nefesimi verdim. "Bu konu bağırarak, çağırarak halledilemez. Gerçekler kendi ayaklarıyla gelecek. Yıllarca bulamamışız, şimdi istesekte bunu yapamayız."
Bakışları sakinleşmiyor aksine alevle harmanlanıyordu. Korel'e bakarak belki de beni savunmasını bekledim fakat onun bakışları da koruyucu ve bir o kadar yakıcıydı.
O an sadece sustular, Korel Alaz'la asansöre binmiş ve Meral de onlara katılana kadar öylece olanları izlemiştik.
Onlar gittikten sonra elim kalbime gitmişti, nefesim kesiliyordu fakat neden bilmiyordum.
Mirel yanıma yaklaşmış ve dudaklarını okuya bileceğim şekilde, "Gidelim." Demişti.
Kafamı salladığımda yürüyerek dışarıya çıkmıştık. İçeri de durmak şuan fazlasıyla kötü bir seçim olurdu.
Kendimizi dışaır attığımız da o öylece dışarıyı izliyordu. Sabah saatlerin de hava burada çok güzeldi. Büyük ihtimalle gideceğim o ev de olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuşlar.
ActionYaralı ve acıyla dolu geçmişten sıyrılamamış beş kişi bir ekip olmaya zorlanırsa ne olur? Onlar beş kişi ve beş duyguydular, bir bedeni değil bir beyni uluşturan beş kişi acı dolu bir bardakta mutluluk arama çabasıyla bir birlerinin yaralarını nasıl...