Öncelikle, kitabın isminde ve kapağın da değişiklikler yaptım. Nasıl??
Kitabı da oylayın Allah için aaa______
8.İlk küslük.
"Sen de." Dedim sadece.
Başka bir şey söylememe fırsat kalmadan az önce gördüğüm orta yaşlı ve genç adam sahneye çıktı. Genç olanı konuşmaya başladı.
"Öncelikle ben Kara Gölgenin oğlu, Eser Gölge." Elbette ortamda ki her kesin yüzünde aynı şaşkın ifade vardı. Kara Eseri herkesten saklamıştı. Kimsenin bunu bilmemesinin sebebi buydu.
Yüzünde oluşan gülümsemesiyle, burada olanların aptal olduğunu düşündüğünü gösteren bakışları ile her kesi süzüyordu.
Bakışları bir süre etrafta dolaştı. Anlamaz gözler onu tatmin ederken bakışları bana değdi. Çenemi yukarı kaldırarak ona zaten bunu biliyormuş gibi bir bakış atmıştım. Karaya gidecek yolda benim piyonum Eser olacaktı, anlamıştım.
Kaşlarını yukarıya kaldırdı, bunun dışında bir mimik göstermedi.
Benden bakışlarını çekti. Dikkatim oradaydı ama ona bakarken bir şey fark etmiştim.
Yanımda ki Alaz neden elini belime dolamıştı ki.
Korel yanımızdaydı. "Elini çek, planı batıracaksın." Dedim.
Eser tekrar konuşmaya başladı."Ah, doğru hiç biriniz beni tanımıyorsunuz."
Arkasını dönerek orta yaşlı adama baktı."Babam beni herkesten sakınarak ve gizleyerek büyüttü. Ve artık şirketlerin sahibi olmak için ortaya çıkmam gerekti." Baktığı adam Karaydı.Belki de şah olacaktı, herkesi teker teker yenecekti. Ama ben bir oyun karakteri olamayacak kadar iyiydim. Bunu yapamasına müsade etmeyecektim.
"Bir hafta sonra tek varis olan ben babamın yerini alacağım." Babası yanına geçti."Bu günden sonra yapacağınız hatalar da merhamet beklemeyin." Egolu, dedi içimde ki ses. Haklıydı. Ama o egolu ve merhametsiz bir aptalken ben zekiydim. Zeka en üstünün bile idrak edemeyeceği güçtür, derdi annem. Haklıymış. İdrak etmek bir yana dursun, Eser bunu göz ucuyla görecek kadar anlayışa bile sahip değilmiş gibi geliyordu gözüme.
"Bu adamı hiç sevmedim." Meral kulaklığa konuşmuştu. Gözlerim Mireli buldu, o da katılır gibi başını salladı.
Alaza baktım, hala yanım da duruyordu. Başımla gitmesini işaret ettim. Anlamış olacak ki uzaklaştı.
Bir kaç şey daha söylediler. Gerekli olduğunu düşünmedim. Şirket gibi işlerdendi, bizim işimize yaramıyordu.
Kısa bir süre sonra şarkı açmışlardı. Böyle toplantılarda havayı yumuşatmak için olurdu.
Ben yerimde öylece durmuştum. Etrafa göz attığımda Mirel'in Merali dansa kaldırdığını gördüm. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Korel sırıtmaya başlamıştı."Bunlar olur." Kıkırdamaya başladım. "Olur mu? Bir yıl sonra herkes birbirinden uzaklaşacak. Onların bir arada kalacağını sanmıyorum." Diye karşılık verdim.
Alaz kulakığa doğru, "En büyük ship MirMel. İtiraz istemiyorum." Dedi.
Meral ve Mirel kendilerini dansa kaptırmışken Eser denen adam yanıma yaklaştı. Gözlerim yine soğuklaştı.
Elini uzatarak. "Yanınızda biri olduğunu görüyorum, ama sizin gibi güzel birine böyle durmak hiç yakışmıyor." Nefesini verdi."Benimle dans etmeye ne dersin?" Başımı salladım. Korele baktım, o rahat duruyordu.
Biraz uzakta şarkı eşliğinde dans ediyorduk. Eğer bir görevde olmasaydık bir dakika bile şu adamla yakın olmazdım.
Fazlasıyla gereksiz bir detaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuşlar.
ActionYaralı ve acıyla dolu geçmişten sıyrılamamış beş kişi bir ekip olmaya zorlanırsa ne olur? Onlar beş kişi ve beş duyguydular, bir bedeni değil bir beyni uluşturan beş kişi acı dolu bir bardakta mutluluk arama çabasıyla bir birlerinin yaralarını nasıl...