Salonda kucağımdaki kitabım ve elimdeki sıfır şeker kahvemle aşk yaşarken gelen kapı sesiyle lanetler ettim.
"Rose kapıya baksana."
"Ocakta yemeğim var."
Kime ne anlatıyordum ki...
Jimin ve Jungkook ikilisine hafif bir göz attığımda ise iki saattir kafalarını pubg'den kaldırmadıkları için kapıyı pek de tınladıkları söylenemezdi.
Sanırım değerli kıçımı kaldırmak zorundaydım.
Kapının kolunu indirmemle karşımda ablam ve eniştemi görmem bir oldu.
Ah ne kadar da çok özlemiştim...
Hızla ablamın boynuna doladığım ellerimi ardından enişteme de doladım.
"Yaaa bitanelerim benim hoşgeldiniz. Abla neden haber vermedin hazırlıksız yakalandım."
"Kızım iyice unuttun bizi sürpriz yaptık işte fenamı oldu."
"Ne unutması kızım burnumda tüttünüz."
Gerçekten ikisini de çok özlemiştim zaten boş zamanlarımda da sürekli görüntülü aramıştım ama yanlarına gitmeye bir türlü fırsat bulamamıştım. Onları davet etmiştim ama şu anda gelmelerini beklemiyordum doğrusu.
"YA AMINAKOYAYIM HİLEYE BAK YA."
Arkadan gelen Jimin'in sesiyle onlara döndüm.
"SİKTİĞİMİNİN OROSPU ÇOCUĞU SENİ, ULAN GÖT LALESİ ŞU OYUNU HİLESİZ OYNAYAMIYOR MUSUNUZ KORKAK HERİFLER"
Jungkook'ta küfür yağdırırken ablam ve eniştemin de onlara bakması bir oldu.
"ADRES VER ULAN ADRES VER GÖT O HİLELER GERÇEK HAYATTA İŞLEMİYOR"
Tanrı aşkına gerçekten bir oyun için tanımadığı bir adamla kavga mı ediyordu?
"Jungkook küfür etmeyi kes."
Ablam ve eniştemin üzerindekileri alırken bir yandan da Jungkook ve Jimin'i susturmaya çalışıyordum.
Merdivenlerden inen Taehyung'ı görmemle içimi tuhaf bir huzursuzluk kapladı.
Normal olmayan bir şeyler vardı sanki.
Omuz silkip düşüncelerime son verdim.
Babaanne'de peşinden gelirken Jungkook ve Jimin'i azarlamayı da ihmal etmemişti. Gözleri ablamları bulduğunda yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirdi.
"Ah hoşgeldiniz siz Lisa kızımın ailesi olmalısınız öyle değil mi?"
Ablamda Jae Hanım'a hemen uyum sağlayıp uzattığı elini nazikçe sıktı.
"Evet efendim ben ablasıyım siz de babaanne olmalısınız ancak ne yalan söyleyeyim hiç de yaşınızı göstermiyorsunuz."
"Utandırmayın beni canım ayrıca Lalisa kızımın bu güzelliğinin sırrını da çözmüş olduk genlerinizde varmış meğer."
Ablam benim aksime utançla değilde "e tabi ne sandınız" gülümsemesiyle etrafa neşe saçarken, Rose üzerindeki önlükle içeri girdi. Saçlarında un mu vardı onun?
Sanırım gerçekten yemek yapıyordu, yani en azından deniyordu.
"Ah şu meşhur güzellik tanrıçası sensin demek Unnie. Lalisa anlatmıştı ama bu kadar güzel olduğunu tahmin etmemiştim." Rose her zamanki gibi en samimi haliyle ablama hemencecik kaynaştığında, yüzümdeki gülümseme genişledi. Ta ki onu görene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amour | Taelice
Romance"Sadece geriye baktığında anlarsın arkanda bıraktıklarını." L.M. "Ve hiçkimse senden daha önemli değil" K.T. ▪︎Taelice