36 Part 1) "Darp"

10.9K 1K 478
                                    

Selamınhelloooo!! Nasılsınız aşklar??

Kapağımız yine değişti. Nasıl oldu sizce?

Kısa bir bölüm oldu. Aslında uzatacaktım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Gerçi planım hem bugün hem yarın kısa bölümler atmaktı. Fakat aniden yapılan bir plan yüzünden evde olamayacağım. Bugünlük idare edin canlarım. Yanlışlarım varsa özür dilerim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Medyaya Ahu için birkaç model bıraktım. Ben karar veremedim. Çoğunluk hangisi derse o olsun. Numara koydum sizin için, seçmeniz daha kolay olur. Yani inşallah skjxkekfkd

Keyifli okumalar.

Elim öylece havadayken karşımdaki piçe baktım. Göğsüm hızla inip kalkıyor ve gittikçe harlanan öfkem Batuhan denen iblisi daha çok dövmem için aklımı çeliyordu. Gözlerimi birkaç saniye yumdum sakinleşmek için, sonra geri açtım. Karşımda gördüğüm yüz ile yine sinirlendim. Ancak bir şey yapmadım. Yakalarında duran elimi gevşettiğimde rahat bir nefes aldı. Teni nefessizlikten kıpkırmızı olmuş, yüzü ise kan revan içinde kalmıştı. Kaşı, dudağı patlatmış, burnu da yüksek ihtimalle kırılmıştı.

Oluk oluk kan akmasının başka bir nedeni olamazdı çünkü.

Az önce adeta bir savaş alanına dönen kantin, şimdi ölüm sessizliğine bürünmüştü. Daha biraz önce bağıran, herkesi susturan bu adamın kim olduğunu bilmiyordum. Sırtım onlara dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Ama tahmin etmesi çok da zor değildi.

"Ne oluyor dedim size?"

Kimse bir cevap vermedi. Ya onlar da neler olduğunu anlamamıştı ya da söylemeye cesaret edemiyorlardı. Acaba benden korkuyorlar mıydı? Şu an nasıl gözüküyordum? Üstüm başım güzel miydi acaba?

Şaftım kaymamıştı inşallah.

"Ayrılın!"

Şu tek kelimeden oluşan emir kipinin bize yönelik olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Ayrılmadım ama, olduğum yerde öylece kaldım. Son bir hamle, içimdeki öfkenin dinmesi için son bir hamle yapmam gerekiyordu. Sağ tarafımdaki melek yapma derken sol tarafımdaki melek yap diyordu.

Bende çok akıllı bir insan olduğum için sol tarafı dinledim.

Havada kalan elimi hareket ettirip Batuhan piçinin suratına indirdim. O an herkes tekrardan bir çığlık attı. Daha doğrusu kızlar çığlık attı. Hayatlarında hiç mi kavga, dövüş görmemişlerdi babasını satayım!

"Kızım ne yaptığını sanıyorsun sen? Ayrıl çabuk! Derhal!"

Hocanın sesine suratımı buruşturdum. Çok bağırıyordu canını yediğim.

Batuhan attığım yumruk yüzünden acıyla haykırdı. Muradıma ermenin verdiği mutlulukla geriye çekildim. İki yakasında duran elimi sertçe kendime çektim. Batuhan yattığı yerde sola doğru döndü ve sızlanmaya başladı. Birkaç adım ondan uzağa gittim. Sevgilisi, sanki bu anı bekliyormuş gibi Batuhan'ın yanında bitti. Nihayet beni bölen, sabote eden sesin kaynağına doğru döndüm. Gördüğüm kişiyle kaşlarım çatıldı.

Oldukça uzun boylu, kemikli yüz hatlarına sahip, kirli sakallı ve siyah saçlı biri müdür olamazdı öyle değil mi?

Adam birkaç adım ötemde durup "Ne oluyor burada?" diye yineledi sorusunu.

"Eşeğin siki oluyor," diye mırıldandım kısıkca. Bozuk plak gibi takılmıştı ne oluyor ne oluyor diye!

O an yanıma ne ara geldiğini anlamadığım Atlas'ın güldüğünü gördüm. Sandığım gibi kısık sesle konuşmamış olacağım ki, söylediğimi duymuştu. Omuz silktim. Duyarsa duysun!

TOMRİS | Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin