Selamınhelloooo!!
Aslında bölüm dün gelecekti ama seçimden dolayı geç yattığım için dün tüm gün uyudum. Ve dolayısıyla bölüm gelemedi. Neyse hadi bölüme geçin. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar.
Giysi dolabına bakmayı kesip elimi pijamaya attım. Lakin vazgeçip geri bıraktım. Tam dolabın kapağını kapatacakken elim yine geceliğe gitti. Daha fazla düşünürsem yapmayacağımı bildiğim için gecelik takımını alıp dolabı hızla kapattım. Çığlık atıp gözlerimi yumdum.
Şu an ne mi yapıyorum?
Nesli Hanımın benim için aldığı gecelik takımını giyip giymemek arasında kalmıştım. Evet onlar benim içindi ama niyeyse giymek istemiyordu bir yanım. Sanırım gururum izin vermiyordu.
Odaya çekildiğimden beri giysi dolabıyla bakışıyordum. Elim geceliğe gitse bile birkaç saniye sonra yerine bırakıyordum. Ama sonra geri alıyordum. Kısır döngüye girmişti babasını satayım.
Sonuç şu an geceliği elimde tutuyordum.
Bordo renginde üst parçası düğmeli bir takımdı. Kadife bir kumaşa sahip olduğundan sıcak tutacağını düşünüyordum. Zaten geceliği alma sebebimde buydu. Benimki bayağı inceydi, eskimişti ve yenisini almaya fırsat bulamamıştım. Bu yüzden gözüme Nesli Hanım'ın aldıkları çarpmıştı. Hasta olmamak için de giymeye karar vermiştim. Gerçi oda soğuk olmuyordu ama, tedbir almakta fayda vardı. Sürekli dışarıda olan bir insandım, şifayı nereden kapacağım hiç belli olmazdı.
Odanın kapısına bir bakış attım. Bu saatte içeri kimse girmezdi ama yine de güvenemiyordum. Kapının yanına gidip kilidi iki kere çevirdim. İşte şimdi rahatça giyinebilirdim.
Üstümdeki tişörtü ve pantolonu bir çırpıda çıkardım. Gözüm, odanın köşesindeki boy aynadan bedenime takıldı. Gördüğüm manzara karşısında ağırca yutkundum.
Gerdanımdaki jilet izlerine baktım. Üzerinden yıllar geçse de, izi kalmıştı. Bunu yaparken canım yanmıştı ama ruhum kadar çok değil. Karnımdaki sigara izine baktım ve izi geçmeyen, kahverengi leke şeklinde duran darp izlerine. Boğazıma bir yumru oturdu. Ne çok canım yanmış meğersem.
Gözüme gelen görüntülerle burnum sızladı. Ama hayır, ağlayamacaktım. Her defasında aynı şeyler yaşanıyordu çünkü. Canım ne kadar yanarsa yansın, gözümden tek damla yaş akmıyordu. Gözlerim doluyordu, doluyordu ama sadece dolmakla kalıyordu, akmıyordu.
Ellerinin küçük bedenimde gezinişini anımsadım. İğrenç gülüşü, tatmin olmuş yüzü... Hiç izin almadan en mahremime sızması... Hıçkıra hıçkıra ağladığımda, o büyük elin ağzıma sımsıkı kapanışını hatırladım.
"Ağlama, sadece bir oyun" deyişi kulaklarımda çınladı.
Oyunlar can yakmazdı, ama onun oynadığı oyun canımı hiç olmadığı kadar yakmıştı.
Nefretle doluydum. Öfkeyle doluydum.
Yıllarca hayatımı mahveden o piçe hem öfkeliydim, hem de nefret doluydum. Hiç düşünmeden, sırf kendi zevki için hayatımı mahveden o pislikten ölesiye nefret ediyordum. Ondan ve onun arkasını kollayan ablasından...
Gözlerim tüm çehremde karış karış dolaştı. Dudaklarım acıyla iki yana kıvrıldı. Herkesin bir karanlık sırrı vardı değil mi? Benimki de buydu işte. Benim dışımda sadece bir kişinin daha, çok iyi bildiği o sır, bu sırdı.
Silkelenip kendime geldim. Gözlerim dolduğu için cam gibi parlıyorlardı. Ağlayamamak daha önce hiç bu kadar acıtmamıştı. Gözyaşı dökememek daha önce hiç bu kadar koymamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMRİS | Gerçek Ailem
ChickLitUFAK TEFEK MANTIK HATALARI VAR (UNUTKANLIĞIM YÜZÜNDEN KWJDIEJDKEDK) EN KISA ZAMANDA DÜZELTİLECEKTİR BU HATALAR. BUNU BİLEREK BAŞLAMANIZI ÖNERİRİM!!! Yetimhanede büyümüş, 17 yıldır kimsesizlikle mücadele etmiş, çok erken yaşta kendi ayakları üzerind...