TOMRİS | Gerçek Ailem

20) "Tehlikeli Sular"

Selamınhelloooo!!

Bölümü anca düzenleyip atabildim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar.

Önümdeki tatlıdan bir çatal daha aldım. Şaşırtıcı bir şekilde hâlâ onlarla birlikte salonda oturuyordum. Hepsi ara ara benimle sohbet ediyordu. Az önce, evde daha önce hiç görmediğim adam çay getirmişti bize. Bu evde kaç tane çalışan vardı, sormaya korkuyordum doğrusu.

Evin bireylerinden çok, çalışan vardı evde babasını satayım!

Çaydan bir yudum aldım. Sıcak çay üşüyen içime iyi gelmişti. Keza tatlı da öyle. Soğuk baklavaydı ve gerçekten hoş bir tadı vardı. Daha öncede bir iki kere yemişliğim vardı. İlk başta isminden dolayı önyargılı olsam da tadı gerçekten güzeldi. Şerbetli halinden bin kat daha iyiydi. Ben böyle şeyleri bilmezdim, daha çok Bade ilgileniyordu yeni tatlarla.

Malum, boğazına oldukça düşkündü canım arkadaşım.

Yediğim iki baklava kesmeyince tabağımdaki üçüncü baklavayı da yemeğe başladım. Normalde bu kadar tatlı tüketmezdim ama bu aralar canım çok çekiyordu. Muhtemelen reglim yaklaştığı içindi bu saçma sapan tatlı aşermelerim.

Önümdeki tatlıyla aşk yaşarken maç konuşan oğlanlara dikkat kesildim. Sabahtan beri tanımadığım arkadaşlarından bahsetmeleri içimi baymıştı. Sonunda ilgimi çeken bir konu açmışlardı.

"Galatasaray ligde birinciliği koruyor. Net şampiyon bu yıl."

Barlas'ın söylediklerine gözlerimi devirdim. O sırada lafa Kamer atladı.

"İcardi sayesinde hepsi. Yoksa onun dışında topu ayağında tutan mı var?"

Peker imayla sırıttı. "Simge'yi takibe almış. O da az pezevenk değil ha!"

Onun bunu demesiyle herkes bir kahkaha attı. İster istemez bende güldüm. Haftalardır bunun konusu geçiyordu. Sağ solda herkes İcardi'ye "Aşkın Olayım" şarkısıyla editler yapıyordu. Adam evliydi üstelik. İki çocuğu vardı. Lakin karısıda sütten çıkmış ak kaşık değil gibiydi. Kocasını ünlü bir şarkıcıyla aldattığı iddiaları ortaya atılmıştı. Gerçi bu dedikodular ne kadar doğruydu bilemiyordum tabi.

Ünlülerin ilişkileri bok çukuru gibiydi babasını satayım. Çamuru sıçrayan, sıçrayana.

Kendimi onlarla sohbete kaptrmışken bir anda telefonumun çalmasıyla tüm bakışlar bana döndü. Arayana baktım, Bade'ydi. Salondakiler pür dikkat bana bakarken niyeyse konuşma ihtiyacı hissettim.

"Bir arkadaş arıyor da," diye konuştum.

Nesli Hanım anlayışla gülümseyip "Arka bahçede konuşabilirsin buradan da çıkış var," dedi eliyle salonun ortasındaki cam kapıyı işaret edip.

Kafamı sallayıp ayağı kalktım ve cam kapıya doğru ilerledim. Bade ise ısrarla telefonu çaldırıyordu. Hayır ne yani ne diye zır zır çaldırıyordu. İçime düşen kurtla birlikte sürgülü kapıyı açtım.

Ben arka bahçeye çıkarken Peker'de "Birisi şuradan İcardi Aşkın Olayım açsın," diye bağırıyordu.

Başımı iki yana sallayıp güldüm. Bu çocuğun pervasızlığı beni benden alıyordu.

Evden yeterince uzaklaştığımda aramayı yanıtladım. Ağzımı açmaya fırsat bile bulamadan Bade'nin çığlığını duydum.

"Oldu! Oldu! Ahu oldu! Allah'ım sana şükürler olsun! Sonunda duydun sesimi yüce Rabbim!"