Selamınhelloooo!! Nabersiniz??
Ayyy bu girişi özlemişimmm...
Ne var ne yok aşklarım. Nasıl gidiyor?? Şu uygulamayı açılsın artık!!
Sınır koymuyorum. Sınır koyacak bir halimiz yok 🥲
Keyifli okumalarrr
Karşımdaki oğlana bakarken bir karış açılan ağzımı güçlükle kapattım. Yüzümü tamamen ona döndüm. Onu daha net görebilmek için kafamı kaldırdım.
"Sen," dedim ama devamını getiremedim.
O ise ne söyleyeceğimi anlamış gibi "Şu an ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Benim burada ne işim var, elinde neden senin topunu tutuyorum, bunları merak ediyorsun biliyorum," dedi.
Mavi gözlerinde yine o muzır ifade vardı. Dudaklarında ise çok silik bir tebessüm...
Ağırca yutkundum. Yine onu görünce bedenimin verdiği tuhaf tepkileri göz ardı ettim.
"Harbiden," dedim kabaca. "Senin burada ne işin var?"
Bu sefer silik değil bariz bir şekilde güldü. O tok sesi kulaklarıma çarptı. Gözleri çekikti, gülünce göz kenarları kırışıyor ve gözleri iyice kayboluyordu. Gamzesi ise sanki orada derin bir çukur varmışçasına belirginleşiyordu.
Onu süzmeyi kesip sadece mavi gözlerine odaklandım.
"Öyle bir geçerken uğradım," dediğinde aramızda bir sessizlik yaşandı.
"Ne?" dedim anlam veremeyerek. O ise güldü. Kaşlarım çatıldı. Her zamanki gibi dilimi tutamadım. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"
Başını yana eğdi. "Estağfurullah," dedi.
Dudaklarındaki tebessüm canımı sıkıyordu. Gözlerindeki o muzır parıltılar da bir hayali cabasıydı.
Çarprazdaki ev gözüme çarptığında nihayet benim jeton düştü.
"Buraya taşınan yeni komşu siz misiniz yoksa?" diye sordum.
Gözlerini kısıp "Bir an hiç anlamayacaksın sandım," dediğinde ağzını eğdim.
"Bon on hoç onlomoyocokson sondom!"
Yaptığım bu çocukça harekete sinirlenmek yerine güldü.
Merakla "Sen hep böyle gergin misindir?" diye sordu.
Yaşadığım dejavu hissiyle gülmek istesemde kendimi tuttum. Geçen sefer okulda da aynı soruyu sormuştu bana. Bende yine aynı yanıtı verdim ona.
Onu oldukça ciddi bir ifadeyle yanıtladım. "Evet."
Güldü. Gülmesi sinirimi bozuyordu.
Senin sinirini bozmayan bir şey yok ki Ahu.
Yine dilimi tutamayıp "Sende her şeye güler misin böyle?" diye sordum.
İçimde bir şeyler oluyordu. Bu olana bir anlam veremiyordum. Hâl böyle olunca agresifleşiyordum. Ona ters davranmak ve öfkelendirmek istiyordum. Ancak onun o gülen suratı bir türlü düşmüyordu. Sinirlenmek yerine daha çok gülüyordu beyefendi! Ben mi çok agresiftim yoksa o mu çok rahattı, çözemiyordum.
Mustafa Kemal gözlerimin içine bakarken "Yok," diye yanıtladı beni.
Bana doğru bir adım attığında refleksle bir adım geriye gittim. Ancak bu onu durdurmaya yetmedi. Bana doğru bir adım daha attı. Kaşlarımı çattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMRİS | Gerçek Ailem
ChickLitUFAK TEFEK MANTIK HATALARI VAR (UNUTKANLIĞIM YÜZÜNDEN KWJDIEJDKEDK) EN KISA ZAMANDA DÜZELTİLECEKTİR BU HATALAR. BUNU BİLEREK BAŞLAMANIZI ÖNERİRİM!!! Yetimhanede büyümüş, 17 yıldır kimsesizlikle mücadele etmiş, çok erken yaşta kendi ayakları üzerind...