guardianes del ángel / TEXTİNG VMİNKOOK

Seokjin Melek olduğunu söylüyor

Aradan birkaç gün geçmişti. Seokjin artık sevgilisine melek olduğunu söyleyecekti. Ne kadar ondan gizleyebilirdi melek olduğunu? Baya süredir birlikteydiler ve Seokjin artık Namjoon'un bilmesi gerektiğini düşünüyordu bu yüzden sevgilisi ile her zaman gittikleri restoran'da buluşmaya karar verdiler.

Namjoon: Sonunda baş başa vakit geçiriyoruz.

Seokjin: Sanki hiç geçirmemiş gibi konuşuyorsun joon.

Namjoon: Arada baş başa vakit geçirdiğimiz vakitler oldu ama

Seokjin: Ama ne?

Namjoon: Ama bu sıralar fazla vakit geçiremiyorduk.

Seokjin: Haklısın herneyse siparişleri verelim mi?

Namjoon: Verelim bakalım.

Seokjin ve Namjoon siparişleri verirler bir süre sonra siparişler gelir.

Namjoon: Çok güzel görünüyorlar.

Seokjin: O zaman afiyet olsun joon.

Namjoon: Sağol güzelim .

Yemeklerini yemeye başlarlar yemekler bittikten sonra ordan ayrılıp sahil kenarına gelirler.

Seokjin: Buraya bayılıyorum joon.

Namjoon: Biliyorum güzelim seninle ilk defa burda karşılasmıştık.

Seokjin: Aynen öyle seninle konuşmak istediğim bir konu vardı sevgilim.

Namjoon: Ne konuşacaksın benimle güzelim?

Seokjin: Seninle uzun zamandır birlikteyiz biliyorsun ve hiçbir zaman birbirimizden bişey de saklamadık.

Namjoon: Evet güzelim de nereye varmak istiyorsun böyle? Yoksa benden sakladığın bişey mi var? Beni aldattın da böyle açıklamaya mı çalıyorsun?

Seokjin: Ne yani böyle bir konuşma yaptığım için seni aldattıgımı mı düşünüyorsun?

Namjoon: Elbette ki hayır öyle bişey düşünmüyorum ben. Sadece benden bişey sakladığını varsayıyorum.

Seokjin: Ama aklına ilk gelen seni aldatmam oluyor değil mi Kim Namjoon. Bana o kadar da mi güvenmiyorsun sen?

Namjoon: Elbette ki güveniyorum sana. Neyse ne söylecekmis benim güzel sevgilim.

Seokjin: Biliyorsun ki bu ülkeye geldiğimde bana yardım eden sendin daha sonra birbimizi sevdiğimizi fark edip sevgili olduk ama senden gizlediğim bişey vardı nasıl sana söyleyeceğimi bilemiyordum ama artık söylememın vakti geldi diye düşünüyorum senden bunu ne kadar saklayabilirim hiç bilmiyorum.

Namjoon: Neyi ne kadar saklayabilirsin Seokjin?

Seokjin: Melek olduğumu tabiki de

Namjoon: Bebeğim zaten sen melek gibisin bu muydu yani?

Seokjin: Şapşal onu mu demek istedim ben?

Namjoon: Onu demek istemediysen ne demek istedin seok-ah.

Seokjin: Gerçek bir melek olduğumu demek istedim hani cennette olan bir meleğim buraya babama olan nefretim için geldim ve sana aşık oldum.

Namjoon: Ha?

Seokjin: Namjoon sadece ha diye mi tepki vereceksin diyorum ki ben meleğim daha nasıl sana açıklama yapabilirim daha doğrusu nasıl bir tanım yapayım da inanmanı sağlayabilirim.

Namjoon: Bir dakika bir dakika bildiğimiz melek mi hani 2 kanatlı bir melek mi?

Seokjin: Aynen 2 kanatlı beyaz olan bir meleğim.

Namjoon: Saka yapıyorsun değil mi? Melekler yeryüzü ha ha ha.

Seokjin: Joon iyi misin? Delirmedin değil mi?

Namjoon: Yok yaa ne delirmesi sadece şaka'nın bitmesini bekliyorum ben.

Seokjin: Şaka filan yapmıyorum oldukça ciddiyim Joon.

Namjoon Seokjin'in ciddi olduğunu en sonunda anlar.

Namjoon: Ciddisin sen?

Seokjin: Oldukça ciddiyim joon

Namjoon: Sen şimdi cidden meleksin.

Seokjin: Evet joon cidden meleğim artık şaşırmasan mı? ( Şaşırmayıp ne yapsın çocuk. Sevgilisinin melek olduğunu öğreniyor).

Namjoon: Tamam ben sakinim şimdi bana başlat anlat şunu.

Seokjin baştan başlayıp anlatır olanı biteni o sırada Jimin yine sahil kenarına gelmişti. Su-hyun yine oradaydı.

Su-hyun: Selam Jimin.

Jimin: Yine sen? Bu sıralar hep karşılaşıyoruz değil mi?

Su-hyun: Bilmem karşılaşıyor muyuz?

Jimin: Evet karşılaşıyoruz.

Su-hyun: Jimin-ah herşeyi öğrenmenin vakti geldi galiba.

Jimin: Herşeyi öğrenmenin vakti mi geldi?

Su-hyun: Evet yarın 21:00 de seni Seokjin'in cafe'sinde bekliyor olacağım.

Jimin: Seokjin hyung'un cafe'sinde mi?

Su-hyun: Evet onun cafe'sinde

Su-hyun son dediğinden sonra ordan ayrılıp giderr

~Lütfen oy vermeyi unutmayın~

~Fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz sevinirim çünkü merak ediyorum~