19. Bölüm

4.3K 113 11
                                    


Kafamı koltuğa yaslayıp dizlerimi karnıma doğru çektim. Yanımda oturmuş dalgın gözlerle tv de açtığı ama aklı bambaşka bir yerde olduğu için boş bakışlarla ekrana bakan Alpimi izlemeye başladım.

Bugün durmadan evin her köşesinde seviştikten sonra bitkin düşüp duş almıştık. Eve gelmeden önce dışarda yemek yemiştik.

Artık onun evine taşınmıştım. Onunla birlikte kalıcaktım işime ise o geceden sonra gitmemiştim.

Karşımda duran adama gittikçe bağlanıyordum. Her geçen gün ona olan aşkım artıyor sevgim kalbimin duvarlarını zorluyordu.

Kusursuz teni dolgun dudakları hafif uzamış sakalları kirpikleri her zerresi her detayı kalbimi onun aşkıyla yanıp tutuşmasını sağlıyordu.

Bir an uykulu gözlerini bana çevirip "o kadar dalgınım ki bebeğim geldiğini hissetmemişim"dedi.

Bana uzanıp beni kollarının arasına çekerken burukça "seni böyle koyu koyu düşündüren dert ne Alp yoksa benimle mi ilgili?"dedim

Üstünde oturup kafamı köprücük kemiğine yaslayınca yeni duş aldığım için ıslak olan saçlarımı koklayıp öptükten sonra sorumu es geçip "neden saçını kurulamadın"dedi

Kafamı göğsünden kaldırıp yoğun siyah gözlerine gözlerimi sabitleyip "iyi böyle" dedim.

Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp beni kucaklayarak odasına götürmeye başladı.

Odaya gidince küçük bir çocuk gibi beni nazikçe yatağa oturtup kurutma makinasını getirdi. Her haraketini hayranlıkla izliyordum.

Onun bu merhameti çok güzeldi. Ama en güzel olan şey içine dalıp dalıp gittiğim siyah gözleriydi.

Bağdaş kurup onun arkama geçmesini bekledim. Arkamdan saçlarımı özenle ayırıp kurulamaya başladı. Gülümseyerek kafamı onun yüzüne bakmak için kaldırdım.

Uzanıp dudaklarıma tutkulu bir öpücük kondurduktan sonra işine devam etti.

İyice kuruduğundan emin olduğunda saç kurutma makinasını kapatıp yerine koydu.

Ayağa kalkıp karşsında durarak ellerimi aşık olduğum yüzüne koyup parmaklarımla okşadım gözlerim gözlerindeydi belimden tutup beni kendisine doğru çekti. Şimdi dip dibeydik "Neyin var"diye fısıldadım.

"Seni üzen şey ne Alp?"

Alnını anlıma yaslayıp gözlerini kapadı bir yandan da eliyle bel oyuntumu okşuyordu.

"Aklımı kurcalayan şey işim"dedi derin bir iç çekip anlımı anlımdan çekerek "sensin"

Ne?

Hayır hayır bu kadar çabuk benden sıkılmış olamazdı dimi daha iki gün bile olmamıştı.

Gözlerim anında dolarken ondan uzaklaşıp "ben mi?"diye sordum sesim üzgün olduğum için oldukça kısıktı.

Hızla bana yaklaşıp kocaman ellerini yanaklarıma koyarak"şşshh yanlış anladın güzelim"dedi.

Kaşlarımı çatıp "doğrusunu söyle o zaman"dedim.

Elimi tutup beni yatağa oturttu kedisi karşımda diz çöküp "aynı okulda olmamız bizim kendimize hakim olmamızı engelliyor Sedef ve ben biliyorsun ki işime çok önem veriyorum"dediğinde sorunun bu olması bana rahat bir nefes aldırtmıştı.

Ona tebessüm edip "bunu bende düşündüm her ne kadar senden ayrı olmak istemesemde başka bir bölüme yatay geçiş yapmaya karar verdim. Zaten geçiş yapmak istediğim bölümün fakültesi senin fakültenden yeterince uzak"

Profesör(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin