•°•yirmi sekizinci bölüm: reenkarnasyon•°•

117 10 12
                                    

Uzun zamandır bölüm atamıyorum hatta bir yıl geçti, evet... Özür dilerim 💕 sınava çalışıyorum o yüzden meşkulüm :')

Yorum yapmayı unutmayın <333

Uyarı : Bu bölüm temas ve yakınlık içeriyor! (Rahatsız olanlar o bölümü geçsinler -az var zaten-)

___________________________________________

Bir anda isteğim dışında tüm vücudumda dövmeler çıkmaya başladı ve artık Sukuna'nın tahtında oturan bendim. "Özür dilerim ama... Ama ben bir kahraman olamam."

-----

"S-Sukuna yapma!" Tahttan kalkıp bağırmaya başladım ama beni dinlemiyordu. "Lütfen." Sesim isteğim dışında çatladı ve ağlamam daha da kötüleşti. Tahttan kalkıp kafataslarının üstünden geçerek kırmızı nehrin üstüne doğru yürüdüm. Bacaklarım daha fazla dayanmadığı için suyun üstüne çöktüm ve titreyerek ellerimle yüzümü kapattım.

Sukuna bu arada hızlıca camı kırdı ve dışarı fırladı. "Genç (Ad)!" Arkamızdan sadece All Might'ın umutsuz çığlığını duydum.

Gözyaşlarım hafifleyince tekrardan Sukuna'nın gözlerinden dışarıya baktım. Sukuna deniz kenarındaki uçurumda oturmuş boş boş denize bakıyordu. "Sonunda ağlaman bitti mi?"

Sesini duyunca daha da kötü olduğum için konuşamadım. Titremelerim hala gitmemişti ama gözyaşlarım tükenmişti. İstesem de ağlayamıyordum artık. İçimden bağırıp, çığlık atmak istiyordum ama yapamıyordum.

Hıçkırarak zar zor konuşmayı başardığımda neredeyse beş dakika geçmişi. "Çıkar beni buradan..." Elimle yumruk yapıp kanlı suya vurdum ama tabii ki bu hiç bir işe yaramadı.

"Şimdi benim neden oradan çıkmak istediğimi anlıyor musun?"

Sukuna'nın sorusuna cevap vermedim ama onu anlıyordum. Burası korkunç, karanlık bir yerdi ve etrafta iğrenç bir kan kokusu da vardı, iskeletlerden bahsetmiyorum bile.

Aramızdaki uzun bir sessizliğin ardından Sukuna tekrar konuştu. "Ölmüştün."

"Ne?"

"Ben olmasam ölmüştün."

Ne dediğini anlayamadığım için kaşlarımı çattım. Ben sustuğum için Sukuna konuşmaya devam etti. "Sen kanserdin. Eğer ben senin vücuduna girmeseydim de ölecektin."

Şaşkınlıkla nefesimi tuttum. Sukuna'nın söyledikleri geçmişte var olduğunu bile bilmediğim anılarımı canlandırdı.

Annemin sessizce yatak odasından gelen hıçkırıkları. Babamın onu teselli etmesi. Benim öksürük nöbetlerim. Ailemin bana istediğim her şeyi almaları ve hep gülümseyerek istediğim yerlere götürmeleri.

Aklıma özgünlüğümü aldıktan sonra doktorun söylediklerini geldi. "Bu... Böyle bir vakayı ilk kez görüyorum. Onun anormal bir şekilde bütün hastalığı gitmiş. Çok garip..."

Annem mutluluk gözyaşları ile konuşmaya başladı. "Ama doktor bey bu iyi haber değil mi? Özgünlüğü onu kurtarıyor."

"Evet, işte şaşırtıcı olan da bu. Bu kanseri hiç bir özgünlük geçiremezdi."

Babam kaşarını çattı. "Ama onun iyileştiğini söylediniz. Bu da sizin haksız olduğunuzu gösteriyor, doktor bey."

Doktor çok süpheli ve korkunç bir şekilde gülümsedi. "Belki de haklısınızdır."

Anılarım bitince ter içinde kalmıştım. Bunca zaman neden bu anıları  hatırlamamıştım da şimdi hatırlıyordum? Ne olmuştu?

"Bugün de kafana çok ağır bir darbe aldın ve ben seni yine iyileştirdim."

•°•My Hero Academia × Sukuna (kadın) okuyucu•°•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin