Beğenin ve yorum yapın lütfen 😥
______________________________________
"Özgünlüğümün ismi Demon"
...
'İşte benim kızım.' Sukuna kafamın içinde konuştu.
Doktor kafasını salladı ve özgünlüğün ismini yazdı. "Tamam gidebilirsiniz. Özgünlüğünde yeni bir şey öğrenirsen yine gel."
Kafamı salladım. Ailemle dışarı çıktık. "Kızımız için bir parti yapmalıyız." Babam anneme gülümseyerek dedi. Annem kafasını salladı ve gülümsedi.
"Tamam baba siz hazırlık yaparken ben gidip Hitoshi'ye söylüyorum!"
Eve geldiğimizde koşarak Hitoshi'lerin evinin kapısını çaldım. Kapıyı Mihoko-san açtı ve bana gülümsedi. "Hoşgeldin (ad) Hitoshi içerde, dur onu çağırıyım."
"Tamam teşekkür ederim Mihoko-san." O giderken gülümsedim.
'Şu Hitoshi kim?" Sukuna dedi.
'o benim en yakın arkadaşım Sukuna!"
'Daha fazlası değil yani? Tamam.'
Hitoshi'nin içerden sesini duyunca Sukuna'ya cevap veremedim. "(Ad)-chan, Hoş geldin!" Hitoshi koştu ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım.
"Hitoshi-kun sana bir şey söylemem lazım!" Hitoshi'den ayrıldım ve gülümsedim. Kafasını salladı ve birlikte bahçeye çıktık.
"Benim özgünlüğüm çıktı!" Sırıtarak söyledim. Hitoshi de bana kocaman bir gülümseme verdi.
"Vay (ad)-chan buna çok sevindim! Peki bu ne?" Bana merakla baktı. Ona gülümseyip özgünlüğümü anlattım.
"Oha, bu benimkinden çok çok iyiymiş!" Hitoshi bana gülümsedi ve bir kolunu omzuma attı. "Birlikte en iyi süper kahramanlar olucaz (ad). Tamam mı?"
Ona gülümsedim ve kafamı salladım. "En iyi süper kahramanlar olucaz Hitoshi-kun! Bu arada annemler akşam parti vericekler sen de gelir misin?" Hitoshi'ye merakla baktım.
"Tabiki (ad)-chan. Ama önce doğa parkında top oynayalım mı?" Hitoshi bana hevesle sordu. Onu kıramadım ve tabiki 'evet' dedim. Evden topunu aldı ve beni kolumdan tutup yakındaki orman parkına götürdü.
Birlikte top oynarken Hitoshi topu yanlışlıkla uzağa attı. Ben peşinden koşmaya başladı. "Ben alırım!" Tam topu almışken yerde kırmızı kanatlı 8-9 yaşlarında bir çocuk gördüm. Ve hemen önünde de 29-30 yaşlarında ellerinde bıçak olan iki adam vardı. Galiba kanatlı çocuğu tehtid ediyorlardı.
Top elimden düştü ve ben koşarak çocuğun önüne atladım. "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"
"Sen karışma velet!" Adam bana tısladı ve bıçağı önüme tuttu.
Ne yapacağımı bilemeden biraz adama boş boş baktım. "O-ona dokunma seni hırsız!"
"Hırsız ha, hahahahaha! Duydun mu? Hırsız dedi. Sen kendini ne sanıyorsun velet! Çekil önümden yoksa o küçük güzel yüzüne zarar vermekten geri durmam!" Adam bir kahkaha daha attı.
Titriyordum ama yine de çocuğun önünden çekilmedim. "S-Sukuna!" Sukuna'dan yardım istemezsem adamlar beni öldürürdü.
"Çekil dedim velet!" Adam tam beni itecekken Sukuna elini tuttu. Her yerimden dövme çıkmıştı ve artık vücudumu kontrol edemiyordum. Sukuna'nın tahtında oturmuş olanları izliyordum.
"Oi oi ona sadece ben velet diyebilirim. Haddini bil serseri."
Adamın beni iteceği elini tutup onu büktü ve içinden çıkan lanetli enerjiyle adama vurdu. Adam karnın tutarak yere düştü. Diğer adam Sukuna'ya bıçaklıyacakken Sukuna bıçaklı elini büküp bıçağı düşürttü. Adamın elini bırakmadan elini bükmeye devam etti "bir daha benim kızıma dokunursanız sizi öldürmekten çekinmem." Tüm kelimeleri yavaşca söyledi. Adam titremeye başladı ve Sukuna'nın elinden elini çekti. Arkadaşını yerden kaldırdı ve kaçtılar.
Sukuna içeri geri girdi. Ben de vücudumun kontrolünü alır almaz köşeye kusmaya başladım. Ne zaman geldiğini bilmediğin Hitoshi yanıma geldi ve sırtımı ufalamaya başladı. "Çok iyiydin (ad)-chan.
Ona bakmadım ve kafamı salladım. "P-peceten var mı Hitoshi-kun?" Titreyerek sordum. Hitoshi kafasını iki yana salladı.
Bu arada arkamdan kırmızı kanatlı çocuk bana peçete uzattı. Ona sessiz bir teşekkür mırıldandıktan sonra peçeteyi aldım ve ağzımı sildim. Ağzımı sildiğim peçeteyi cebime koydum. Sonra kurtardığım çocuğa baktım. "Şimdi iyi misin senpai?"
Çocuk hafifce gülümseyip başını salladı. "Senin sayende. Teşekkür ederim prenses. Ben, ben kendimi kurtarabilirdim. Ama yapamadım neden bilmiyorum. Ben-"
Çocuğun gözlerinin dolduğunu gördüğümde lafını kestim."Şşş tamam, şimdi iyisin, ben de iyiyim tamam mı?"
Çocuğun gözünden bir damala yaş düştü ve kafasını salladı. "Yine teşekkür ederim küçük hanım." Bunu derken gülümsedi ve gözyaşlarını sildi.
"Önemli değil senpai, bu arada ben (ad)."
Çocuk yanıma yaklaştı ve kulağıma eğildi. "Tanıştığımıza memnun oldum, Ben Hawks. Beni unutma çünkü ben seni unutmıycam prenses." Bunu dedikten sonra kulağımdan uzaklaştı. Ve bana gülümsedi. Ben ona ağzı açık bakarken, o kanadından bir tüyü alıp kulağımın arkasına taktı.
"Seni yorduğum için özür dilerim. Ben bir süper kahraman olmak için okuyorum ama, tüylerimi tam kullanamıyorum." Üzgünce gülümsedi.
Ben de ona gülümsedim. "Önemli değil Hawks-senpai!"
"Yine teşekkürler küçük hanım." Dedi ve uzaklaşmaya başladı. Ona elimi salladım. Tam dönüp gidecekken yanımda duran Hitoshi'ye çarptım.
"H-hitoshi-kun?" Ona baktığımda kaşları çatılmıştı ve elleri sıkmaktan beyazlamıştı. Gidip elini tuttum, elini tutunca eli gevşedi ve tuttuğu nefesini bıraktı.
"(Ad) o çocuk sana çok yaklaştı. Kendini kim sanıyor!" Yine elini sıktı ve dişini gıcırdattı.
"Hitoshi-kun sorun yok ben iyiyim." Dedim ve ona sarıldım. Biraz gerildi sonra o da bana sarıldı. "Hadi eve gidelim ailemiz bizi merak etmiştir. Gülümsedim ve elinden tutup onu eve götürdüm.
Bu gece Hitoshi ve benim özgünlüğümüzün çıkmasına bir parti yaptık. Çok mutlu oldum ve Hawks-senpai'nin bana verdiği tüyü kulağımın arkasında tuttum.
_________________________________________
~~
Hitoshi: o adam sana çok yaklaştı.
(Ad): ne o, yoksa kıskandın mı Hitoshi-kun?
Hitoshi: ...
~~
Nasıl olmuş?
Sizi seviyorum ❤️
Görüşürüz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•°•My Hero Academia × Sukuna (kadın) okuyucu•°•
FanfictionJujutsu kaisen'den Sukuna'nın (ad)'ın özgünlüğü olduğunu ve Gojo'nun (ad)'ın küçük kardeşi olduğunu hayal edin. (Ad) ve ailesi yeni bir eve taşınmıştır. (Ad) büyüyünce kahraman olmak istiyordur. Başına neler gelicek... 👉 kitaba