*Selam
"öd tengri yaşar kişi oglı köp ölgeli törümiş" (Zamanı tengri yaşar kişioğlu ölmek için)
* Orhun kitabelerinde Kültigin adlı yazıtın kuzey yüzünde yazan sözdür.
Sabahın ilk ışıklarıyla Umay'ın yaralandığı haberi, bombadan beter düşmüştü otağa. Birçoğu duruma üzülürken kimisi de şimdiden kadını mezara koymuş, taşı şimdi kime geçeceğini düşünür olmuştu. Elbette bu haber birçokları gibi öncesinde Banıçiçek'in de kulağına gitmişti. Kadın içten içe köpürmüş en sonunda da patlamıştı.
"Beceriksizler! Bir katunu öldüremediler. Ölüsü gelecekti, dirisi geldi. " Yumruğunu diğer elinin avucuna vururken Sayina içeri daldı. "Bikem beni is-" demesi ile birlikte Banıçiçek arkasını döndü. Sayina'nın dönüşte gördüğü bu kırmızıya yakın gözler üzerine derin bir sessizliğin doğru seçim olduğuna karar verdi.
"Gel Sayina. Kandaşımın yanında olacaksın bundan sonra. Hiçbir eksiği kalmasın. Nişan toyuna kadar hazırlıkların başında olsın."
"Yarlığınız başım üstüne" dedi ve merakla orda kalmaya devam etti. Banıçiçek öfkeyle minderinin üzerine otururken Sayina'ya "Gidebilirsin." Dediğinde Sayina onu dinlemek yerine bir adım daha attı içeriye doğru.
"Bikem, bu öfkenizin sebebi ne ola? Bilmeden bir hatam mı oldu?" dediğinde Banıçiçek anlını dayadığı elini çekerek kafa salladı. "Senle ilgisi yoktur. Etrafımda bir avuç beceriksiz vardır. Onunla ilgilidir." dedi.
Sayina yutkunup Banıçiçek'in yanına iyice yaklaşıp diz üstü çökerek yanına oturdu. Uzun zamandır ondan bir icraat beklenmişti. İşte şimdi tam sırasıydı. "Mesele Umay Katun ile ilgiliyse eğer benim yazgım, yazgınızdır bikem. Yarlık verin bu sefer yarım bıraktığımı tam edeyim."
Banıçiçek yanındaki kadına bakıp kafa salladı. Küçümseyici bakışlar gönderirken dudakları geriye kıvrıldı. "Geçen sefer aldığın gibi mi? Nedense hala sağdır o katun. O vakit alamadın imdi nasıl alacaksın o canı? Alpagut imdiden başına alp dikmiştir."
"Eyi ya imdi daha kolay olacaktır bikem.Tek etmem gereken içeri girmem gerektiğini söyleyip hançerimi üreğine saplamak olacak."
Banıçiçek bu teklifi beğenmişti. Yüreği siyahlara bürünmüş, gözünü kanla boyamış bir kadın için ölüm altın tepside sunulmuş bir ikramdı. Oda ona sunulan bu cömert ikramı geri çevirmek şöyle dursun ardını düşünmeden kabul edip avuçları arasına almıştı.
"Ya yakalanırsan ne edeceksin?"
"Kendi canıma kıyarım. Söz bu sefer başınızı belaya sokmam amma Umay'ı öldürende sizden bir armağan isterim." Dedi. Banıçiçek kafasını salladı. Bir kaliçe edası ile oturduğu minderde iyice geriye çıktı.
"De hele ne istersin?"
"O öldükten sonra burada kalmam doğru olmayacaktır. O nedenle beni babanızın sarayına göndereceksiniz." Dediğinde Banıçiçek iyice keyiflendi. Ona sunulan ikram midesinde tatlı zehri salarken derin bir nefes alıp bir dizini yukarı kaldırdı.
"Sen bu katunu öldür hele, orası kolay. Seni babamın yanına göndermekle kalmam. Önemli bir beg olan Karaca Beg ile toy etmeni sağlarım. Kendi otağını kurarsın. " dediğinde Sayina elini göğsüne koyarak gülümsedi.
"Yarlığınız başım üstüne." Diyerek önce ayağı kalktı sonrasında da birkaç adım geriye çıkıp arkasını döndüğünde , az önce kendini öfkeden yiyen kadın rahatlamış biçimde güldü. Cadılara bile taş çıkaracak kahkahası çadırın içini dolanıp bulduğu boşluklardan gökyüzüne doğru firar ederken ne yazık ki kandaşı o gülüşlerden epey uzaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umay : Savaş Vakti (Üç Taş Efsanesi 2) (Tamamlandı)
Fantasy*DİKKAT BU SERİNİN İLK KİTABI BASİLİ ESER OLUP BU EVRENİN TEMELLERİ ORADA ATILMIŞTIR. ÖNERİ ÖNCELİKLE O KİTABIN OKUNUP SONRA BUNA GEÇİLMESİDİR. Sıradan hayatında en büyük hedefi hemşire olarak atanmak olan genç kadının hayatı bir anda değişmiş, önc...