Not: Yeni karakterlerin görsellerini tanıtım kısmına ekledim, isterseniz baka bilirsiniz.🤍
Sonunda kendimi toparlayarak boynuna dayadığım bıçağı yavaşça çektim. Hâlâ yüzümü incelerken bu durumdan rahatsız olduğumu hissettim. Bir adım geriye çekilip, onun da kendini toparlaması için alan yarattım. Buz mavisi gözleri hala üzerimdeyken yaslandığı duvardan doğrulup konuşmaya başladı.
"Niyetim sizi korkutmak değildi. Bu gün geleceğinizi duymuştum, ama sizi bu kadar çabuk beklemiyordum." Demesiyle elimdeki bıçağa baktı. Düştüğümüz durumun tuhaflığı yüzünden ikimiz de ne yapacağımızı bilmiyorduk.
"Garip bir karşılaşma oldu." dedi. "Evet," diye mırıldandım. Az önce bağıran insanla şimdi karşımda duran insan sanki farklıydı."Kendimi tanıtmama izin verin, Prens Derek," demesiyle elimden nazikçe öptüğünde, şokla gözlerim açılmıştı. Hayır, o olamazdı değil mi? Fazla değişmişti, evet, çocukken kumral, güzel bir çocuktu ama aradan geçen 9 yılda genç bir prens olmuştu. Buz mavisi gözleri hâlâ aynı bakıyordu, gizemi ve umursamazlığıyla. Oydu demek, nasıl tanımıştı beni? Şaşkınlığım onu eğlendiriyordu. Elimdeki bıçağı iki elimle arkamda tutarak konuştum.
"Hatırlamanıza şaşırdım doğrusu, aradan 9 yıl geçti.""9 yıl o kadar uzun değil aslında" dudakları muzipçe kıvrılırken, dediği sözlerle tek kaşımı kaldırdım. Uzun değil miydi? O 9 yılın benim için ne ifade ettiğini tabii ki bilemez. O bu sarayda prenscilik rolünü oynamakla epey eğleniyor olmalı ki, ona uzun gelmemiş.
"Haddimi aşmazsam, odamda ne işiniz olduğunu sorabilir miyim? Genç bir prensin odasına girmek pek hoş değil, hem de gizlice." Nazik sözlerinin aksine yüzündeki o eğlenen, muzip gülümsemeyi saklama gereği bile duymuyordu. Ne demek istediğini iyi anladığım için utancından yanaklarımın ısındığını hissettim. Genç bir kızın gizlice bir erkeğin odasına girmesi genellikle ondan hoşlandığınızı göstermek içindi. Bir de ben gizlice girmiştim, bu durum daha da tuhaf yapıyordu. Tabii bunlar benim için eski saray adetlerindendi, sadece beni utandırmak için bu ima ettiğine emindim.
Acil bir şeyler düşünmeliydim. Aslında söyleyeceğim pek bir şey yoktu. En iyi çözüm kaybolduğumu söylemekti. Sonuçta saraya yeni gelmiştim, tabii ki sarayın gizli giriş çıkışlarını iyi bilsem de, odaları bilmemem normaldi. Yüzümdeki en masum ifadeyle konuşmaya başladım.
"Aslına bakarsanız kayboldum. Bahçe eskiden ortak alandı. Bir daireye ait olduğunu bilmediğim için girmiş bulundum." Tabii ki de söylediklerime pek inanmamıştı. Ama yine de nezaketle konuştu.
"O zaman odanıza kadar size eşlik etmem izin verin." Burada olmamı istenmediği belliydi. Bu nazik tavırlarıyla rol yaptığını biliyordum. Aslında onun rol yapması gereken bir durum yoktu. Açıkça benden şüphelendiğini söyleyebilirdi. Ama yapmaması, onun bir şeyleri sakladığını, üzerini örtmeye çalıştığını gösteriyordu. Evet anlamında hafifçe başımı salladım, eliyle işaret ettiği kapıdan çıktım.Arkamda tuttuğu bıçağı görmüş olacak ki, uyarı anlamında öksürdü. "Saraya böyle girmeniz pek uygun olmaz." Elimdeki bıçağı işaret etmesiyle, hemen korsemin içine sıkıştırdım. Ne oluyor sana Vanessa? Böyle dikkatsiz nasıl davranıyordum?Yanımda ilerlerken şüphe dolu bakışları üzerimdeydi.
Aramızdaki sessizliği bozan o oldu.
"Çocukken ok atmakta bayağı iyiydiniz, bakıyorum da becerilerinizi geliştirmişsiniz."
Bu söylemesiyle dudaklarım kıvrıldı. Az önce bıçak kullanmamdan bahsettiğini biliyordum. Prensler ve prensesler çocukken yetiştirilmeye başlar ve birçok ders alırlardı. Benim de en sevdiğim derslerden biriydi silah kullanma. Küçükken onunla ok atma konusunda hep yarışırdık. Kendisi benden 3 yaş büyük olduğundan derslere erken başlamıştı, ama ondan daha iyi olmam her zaman onu kızdırırdı. En son onu yendiğimde oklarımı bile kırmıştı. Tabii bende durur muyum, hemen saldırmıştım üstüne. Bayağı hırpalamıştık birbirimizi. Sonunda kraliçenin müdahalesi ile ancak ayıra bildiler bizi. Yaptığımız ilk kavgada değildi ve o gün son oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Savaşı
FantasyTaht oyunlarının kurbanı olan prens Derek ve prenses Venessa'nın mecbur bırakıldıkları bu savaş aşkın, ihanetin ve intikamın başlangıcı olacaktır. Küçük yaşlarında aileleri öldürülen prenses Venessa ve prens Derek'in kaderleri kesişiyor. Kazananı ol...