Enseme vurulan darbeyle, acı içinde inledim. Bilincimi kaybetmemek için verdiğim çaba boşunaydı. Nefesini yüzümde hissettiğimde çok yakınımda olduğunu anlamıştım. Soğuk eli boynumda gezindiği an irkildim. Parmaklarını boynumda olan kolyeye dolayarak çekip almıştı. Duyduğum son şey fısıltıyla çıkan sesiydi.
"Şimdilik bu bende kalacak.'"
Yüzümde hissettiğim ıslaklığın etkisiyle uyanmıştım. Gözlerimi araladığımda Babi olduğunu anladım. Şapşal köpek hala yüzümü yalıyordu. Gülümseyerek Babi'nin kafasını okşadığım an, bedenimde hissettiğim ağrı ve acıyla yüzümü buruşturdum.
Ne olmuştu bana? Neredeydim? Uzandığım samanların üzerinden kafamı kaldırdığımda çiftliğe yakın bir tarlada olduğumu anladım. Babi'den tutunarak doğrulmaya çalıştım. Bileklerim yara içindeydi, kolumu bağladığı zincirler bileklerimi yaralamıştı. Ayak bileklerim de ondan farksızdı. Aniden hatırladığım şeyle elim boynuma gitmişti. Hayır, onu alamazdı. O saraya girmek istiyorsam o kolyeye ihtiyacım vardı.
"Kahretsin, kolyeyi benden alarak ne halt etmeyi düşünüyordu acaba?" Sinirle kaşlarımı çattığım bu duruma sitemler ediyordum. Babi ise anlamsız bakışlarla, hala boşta olan elimi yalıyordu. Onun yüzünü iki elimin arasına alıp, burada olan tek arkadaşımla konuşmaya başladım.
"Şimdi ben ne yapmalıyım?" Anlaşmamıza göre benim saraya girmemi sağlayacaktı. Ama o kolyesiz bir prenses gibi o saraya giremezdim. Bu kolye aslında bir bakıma simgesel anlamda taşıyordu. Kralığın her bir varisi için özel olarak cücelerin madenlerinde dövülerek, büyük ustalık ve özenle hazırlanıyordu. Ben daha çocukken varisliğimin ilan edildiği gün takılmıştı bana. Bir varisin statüsü, ailesi, derecesi bu kolyelerle biliniyordu. Sarayda olan her bir valihat mutlaka onları temsil eden kolyelerini takmak zorundaydı. Bunu kaybetmek, kırmak veya zarar vermek, kendi soyuna gösterilen saygısızlığı gösteriyordu. Kraliçenin en dikkat ettiği konulardan biri buydu.
Bizi temsil eden kolyeler yalnız saraydakileri değil, halkı da ilgilendiriyordu. Şu an kraliçe büyük anne olabilirdi, ama bu her zaman böyle olmayacaktı elbette. Kraliçe öldüğünde tahta geçecek olanlar tabii ki varisleri olacaktı. Tahta kimin geçeceğini saraydakilerin acımasız taht savaşları belirlese de, halkın kimin yanında olması da çok önemliydi.Goston Sarayı'nda şu an hüküm süren 5 soy vardı. Her bir kolye bu soyun simgeliyordu. Kraliçe büyük 3 soya sahip olarak sarayda egemenliği korusa da, gelecekte ne olacağı kesin değildi. Kendi soyunu temsil eden kolye olmadan kimse seni ne bir prenses, ne de bir varis gibi kabul ederdi. Ve bana geçmişimi, kendimi hatırlatan son şeyi de kaybetmiştim. Sıkıntıyla iç çekip, ayağa kalktım. Berbat haldeydim kesinlikle. Kıyafetim ve saçım pislik içindeydi. Pislik herif bildiğin beni samanlığın içine atmış gitmişdi.
Bir suikastçıdan ne bekliyordum ki? Dayım kesin beni çok merak etmiştir. Tam bir haftadır ortada yoktum. Bu halde beni görürse, adamcağızın kalbine inerdi. Kendime biraz çeki düzen verdikten sonra hızla çiftliğe doğru yürüdüm. İşte oradaydı, dayım yine bahçede uğraşıyordu. Kafası karışmışken gizlice eve girmeyi düşündüm. En azından bileklerimi kapayan bir şeyler giyip, pislik içindeki kıyafetlerimden kurtulabilirdim. Yavaş adımlarla eve doğru ilerlerken, başarısız oldum. Dayımın korku ve heyecanla çıkan sesiyle ona dönmüşdüm.
"Vanessa?" Bahçede uğraşmak yüzünden kan ter içinde kalmıştı adamcağız. Bu uşaklar neredeydi ki? Kaç defa söyledim çiftlikle tek başına uğraşmamasını.
"Peter" Onu sinirlendirdiğimde yumuşaması için hep adıyla selenirdim. Elindekileri yere atıp hızla yanıma geldi.
"Neredeydin sen? Bu halin ne, Vanessa? Seni ne kadar merak ettiğimi biliyormusun? Seni aramak için o lanet olası şehre bile gitdim."
Ne Gastonmu gitmişti, bu onun için çok zor olmalıydı. Gerçekten çok endişeli görünüyordu. Onu daha fazla endişelendirmemek için, gülümseyerek ve neşeli bir ses tonuyla konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Savaşı
FantasíaTaht oyunlarının kurbanı olan prens Derek ve prenses Venessa'nın mecbur bırakıldıkları bu savaş aşkın, ihanetin ve intikamın başlangıcı olacaktır. Küçük yaşlarında aileleri öldürülen prenses Venessa ve prens Derek'in kaderleri kesişiyor. Kazananı ol...