*2 gün önce
"Saçmalamayın, bu plan çok saçma!" Kıvırcık, sarı saçlı adam elindeki dosyayı sinirle masaya fırlattı. Kendini arkasındaki koltuğa bırakırken, dağınık saçlarını daha da dağıtmak istercesine eliyle karıştırdı.
"Bebeğim biraz sakin ol." Gri saçlı yanına kendini atan adamın kaslı kolunu hafifçe sıkmaya başlarken filörtöz bir tavırla konuştu. Mavi rengindeki gözleri haylazlıkla parıldarken, eski kulübenin içinde bulunan arkadaşlarının arasında en filörtöz olanıydı.
"Zaten sakinim güzelim." Sarı saçlı, gri saçlının bacak bacak üzerine atmasından dolayı, kısa eteğinin açıkta bırakan uzun bacağını okşadı sırıtarak. Gri saçlı cilveli bir şekilde kıkırdayarak onun elini biraz daha üste, siyah deri eteğinin içine girmesini sağlayacak şekilde yerleştirdi.
"Edepsizler, gidin sikişmenizi başka yerde yaşayın!" Koyu mavi saçlarının bitiminde, ensesine yasladığı geniş ve uzun bıçağıyla bir başka villian konuşmuştu.
"Düzgün konuş Sky!" Beyaz saçlarının kahküllerinde de olacak şekilde uçlarında siyah renk bulunan adam, arkadaşına işaret parmağını salladı.
"Sam haklı, Chris. Biraz sakin ol." Siyah saçlarının iki yanı şeritler halinde kazılı olan adam, kısık ses tonuyla ürkekçe konuştu. Odadaki arkadaşlarının aksine o fazlasıyla ürkek ve çekingendi.
"Korkma herşeyden." Oturduğu geniş koltukta yanında oturan mavi saçlının konuşmasıyla ona döndü. Mavi saçlının bakışları soğuk ve bir o kadarda keskindi. Parmakları arasındaki sigarısını içine uzunca çektikten sonra dışarıya verdiği duman, sert bir ifadeye sahip olan suratına gelmişti.
"Demesi kolay tabi." Siyah saçlarının iki yanı şeritler halinde kazılı olan kişi ise göz devirerek kollarını göğsünde birleştirdi.
"Daha iyi bir fikri olan varsa söylesin?" Diğerlerinin aksine kahverengi kıvırcık saçlarıyla ayakta duran arkadaşının çaprazında onunla birlikte duran mor saçlı konuştuğunda, odadaki herkes birbirinde gezdirdi gözlerini.
"Bence direk şah damarlarından organlarına kadar deşelim onları." Sky ensesine dayadığı bıçağı, heyecanla irileştirdiği gözleriyle ortaya çıkardı. Plan yapmak ona göre değildi. O daha çok, çocukları gibi gördüğü bıçaklarıyla halletmeyi severdi.
"Bu işi en iyisi liderimize bırakmak. Peter?" Mor saçlı ile birlikte odadaki herkesin beklenti dolu gözleri liderlerine döndü.
"Düşünüyorum Rhino." Peter odaklandığı zeminden gözlerini ayırmadan konuştu. Damarları belli olan ellerini yasladığı masadan gözlerini ayırmadan, aklındakileri toparlamaya çalışıyordu.
"Aslında artık ormanın ruhu bulundu. Eh ruh eşinin de Hyunjin olduğuna göree," saçlarının uçları siyahlı olan kişi işaret parmağını Sam'e doğrulttu.
"Aklından bile geçirme Bob." Chris, Bob'un aklından geçenleri okumuş gibi sevgilisini kolunun altına çekti hemen. Sam sanki bunu bekliyormuş gibi kollarını sevgilisinin kaslı karnına sardı.
"Chris doğru söylüyor. Hyunjin türünün son örneği. Diğerlerinden çok daha farklı. Sam istese bile güçlerini taklit edemez. Yalnızca dış görünüş, o da belli bir süre zaten." Yanları kazılı olan adam konuştuğunda, çarprazlarından bir alkış sesi geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Power and War// Hyunın
RandomO ormandı, ormanın ta kendisiydi. Canlılara hayat verip yaşamalarını sağlardı. Ben ise cehennemin, ateşin ta kendisiydim. Verilen hayatları intikam ateşimde yakıp kül ederdim. Ama kaderdir ya, iki zıt ruhlarımız birbirine bağlıydı. Mpreg!