"Pezevenge bak!" Jeongin geldikleri evin içine girerken hâlâ hüküm sürmeye devam eden öfkesiyle deri ceketini bir yere fırlattı. "İzin vermedin ki ağzını yüzünü dağatayım o şerefsizin!"
"Adamın burnunu kırıp dudağını kanattın zaten, daha ne yapacaktın!? İki saat karakolda uğraştık!" Hyunjin'de yarısı kırmızı saçlarıyla onun arkasından gelirken, gecelerinin mahvolması nedeniyle o da sevgilisi kadar öfkeli iken dış kapıyı sertçe kapattı.
"Ne yapsaydım, o orospu çocuğunun seni öyle süzmesine sessiz mi kalsaydım!?" Jeongin sinirden dolayı boynunda beliren damarları ile gömleğinin kol kısmındaki düğmeleri çözerek yukarı katlıyordu kumaşı. Özenle arkaya taranmış saçları dağınıktı.
"İlla dövmek mi zorundaydın!?" İkisi de içlerindeki duyguları birbirlerine öfkeyle bağırarak aktarırken, Hyunjin mavi yüksek topuklu botlarını çıkartıp rastgele bir yere atmak yerine sevgilisinin bacaklarına fırlattı. "Gerizekalı!"
"Ah! Atma bana şu botları!"
"Sanane, atarım!" Hyunjin bu sefer, orta boylardaki çantasını fırlattı sevgilisinin bacaklarına. "Böyle atarım işte, gerizekalı!" Hyunjin zekası geri olduğuna inandığı sevgilisine gerizekalı demeye devam ederken ikili, yüz yüze geldiklerinin farkında bile değildi.
"Bak bana gerizekalı diyip diyip durma-" Jeongin işaret parmağını doğrulttu ona. Ardından dip dibe geldiği sevgilisinin lip gloss ile parlatılmış olan dudaklarına kaydı bakışları, dikkati dağılmıştı.
"Alla alla dersem ne olurmuş!?"
"Bu olurmuş." Jeongin deminden beri dikkatini dağıtan dudaklara, sevgilisinin yanaklarından tutarak yapıştı. Hyunjin neye uğradığını şaşırırken dudaklarını hırsla emen sevgilisine gözlerini kırpıştırarak baktı.
Bir kaç dakikalık duraksamanın ardından Hyunjin'de kaşlarını çatarak, Jeongin'i kopyalayarak aynı hırsla karşılık vermeye başladı. Jeongin onun alt dudağını kavramış dişleyerek emerken, Hyunjin'de sevgilisinin üst dudağını kavramıştı pembelikleriyle.
!!! Buradan sonrası sikiş sokuş olacaktır. Rahatsız olan; (!) Bu işareti koyduğum yere kadar geçebilir. !!!
Hyunjin sırtının sertçe kapıyla buluşmasıyla, sevgilisinin ağzına boğuk bir inleme bıraktı. Dudaklarının içerisinden giren dili kabul ederken bir eli sevgilisinin omzunda, diğer eli de ensesindeydi.
Öfkelerini, birbirlerinin dudaklarıyla gidermek istercesine hırçındı hareketleri. Jeongin sevgilisinin eteğinden açıkta kalan çıplak bacağından kavrayarak kendine çekti ve beline dolanmasını sağladı. Sertleşmeye başlayan aletleriyle birleşen alt bedenleri, ikisinin de inleyerek ayrılmasına neden oldu.
Jeongin kavradığı bacağı hafif sıkarak okşamaya başlarken eli gittikçe yukarı çıkıyor, aynı zamanda da sevgilisinin çenesinden başlayarak boynuna doğru ıslak öpücüklerini bırakıyordu. Dudaklarının yeni durağı olan boyuna önce küçük bir dil darbesi bıraktı. Ardından deriyi dudakları arasına alarak, iz çıkacak şekilde emmeye ve küçük ısırıklar bırakmaya başladı.
Hyunjin bir eli sevgilisinin ensesinde durmaya devam ederek boynuna bastırmaya devam ederken Jeongin'in elinin, eteğinden içeri girerek kalçasını kavrayarak sıkmasıyla ıkınmaya benzer bir ses çıkartarak başını arkaya attı. Hyunjin sevgilisinin saçlarından kavrayarak geri çekilmesini sağladı boynundan ve dudaklarını birleştirdi.
Jeongin'in dudaklarının hissettirdiği duygular öylesine hoştu ki... ayrılmak istemiyordu. Saatlerce öpüşmek istemesine yol açıyordu.
Hyunjin'in heyecandan titreyen elleri sevgilisinin gömleğinin düğmelerini açmaya çalışırken, sevgilisi de onun beyaz korsesi ile hırkasını çıkartıyordu. Jeongin düğmeleri açılmış gömleğini omuzlarından indirerek yerle buluşmasını sağladı. Hyunjin'in bacaklarından kavrayarak kucağına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Power and War// Hyunın
RandomO ormandı, ormanın ta kendisiydi. Canlılara hayat verip yaşamalarını sağlardı. Ben ise cehennemin, ateşin ta kendisiydim. Verilen hayatları intikam ateşimde yakıp kül ederdim. Ama kaderdir ya, iki zıt ruhlarımız birbirine bağlıydı. Mpreg!