13. Bölüm.

569 47 3
                                        

Selamlar biz bir gün erken geldik.🧡

Oy verdiysek keyifli okumlar dilerim🥰

Bu devrin sevgi anlayışı,

çok değersiz...

29 Ekim 2012 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi.

Tahir

"Bir zamanlar adını yaralarımda taşırdım; şimdi ise izine bile rastlamıyorum. Kalbimde artık başkası var; her baktığım yerde onun gülüşünü görüyorum. Meğer bazı yaralar sadece gerçek mutluluğun yolunu açmak için varmış."

******

"Tahir..." diye seslendi birisi. Arkamı döndüğümde, aynı bölümde yer aldığım arkadaşım Dilek, seminere yetişemeyecek korkusuyla koşturarak yanıma geldi. Saçı başı dağınık, nefes nefese kalmış, yüzünde kaygılı bir ifade vardı. "Ay, nefes alamıyorum!" dedi, elindeki defterleri savurarak yüzünü yelpazeler gibi salladı. "Off, bir mezun olsak da şu merdivenlerden kurtulsak!"

Gülümsedim. Dilek, okuldan şikâyet edenlerin başında gelirdi; onun için bu merdivenler, Everest Dağı'na tırmanmak gibiydi. "Biliyor musun, sen mezun olunca bu merdivenleri özleyeceksin," dedim, hafifçe gülerek. "Daha doğrusu, buranın tüm dertlerini... Özleyeceksin!"

"Özlemem mümkün değil! Ben burada her gün bir gerilim filmi yaşıyorum, kanka!" dedi. Gülmemek elde değildi. Dilek, laylaylom bir hayatı sevenlerden biriydi; okul onun için bir cehennemdi, çünkü hocalar tarafından her an tehdit edilmekten korkuyordu. "Bence çok büyük konuşuyorsun, bar hayatı seni kurtarmayacak," dedim.

"Annem gibi yine başlama! Ne yapayım, hayata atılmayı seviyorum!" diye yanıtladı, neşeyle gözlerini devirip, "Burada kalmaktansa, ayakkabımın topuklarıyla dans etmeyi tercih ederim. Merdivenlerden aşağı düşmek yerine barların dans pistinde kaybolmak daha mantıklı!"

"Yine de bu merdivenlerin sonunda güzel bir gelecek var, Dilek," dedim, ona cesaret vermeye çalışarak. "Düşsen bile, en azından dans edebileceğin bir sahne bulursun. Biraz umut, biraz cesaret... yeter!"

"Evet, umut ve cesaret... Ama önce şu merdivenleri aşmak gerek!" dediğinde kahkahaya ile "Çok konuşma bu seminer çok önemli ve daha final sınavları var unutma iyi çalış." Dediğimde omuz silkip o umursamaz tavrıyla yürürken 'Aa az daha unutuyordum,' dedi. 'Selim, kız arkadaşına evlenme teklifi edecek bu akşam.' Gözlerindeki heyecanı görünce, içimde bir şey kıpırdadı. 'Sende geliyorsun,' dedi, emredici bir tonda.
'Çok isterdim ama benim de bir sevgilim var ya hani,' dedim, sesimdeki vurgu, dolaylı bir uyarıydı aslında. Başka bir planım olduğunu belirtip, 'Bugün olmaz,' dedim.

'Ne planı?' diye sordu merakla, gözleri parıldıyordu. 'Duyarsınız birkaç güne,' dedim kısa keserek.

'Planın Ebru ile sanırım,' dedi, burun kıvırarak. Ebru ile bir türlü anlaşamamışlardı.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin