3.BÖLÜM

1.2K 107 29
                                    


Hello selamlar efendim biz geldik. Bambaşka bir yeni bir bölümle geldik hem de.

Oy ve yorum yaparak desteklerinizi esirgemeyin benden😍 Çünkü sizin desteklerinize İhtiyacım var. Oy verdiysek keyifli okumlar dilerim hepinizi çok çok öptüm..

Gölge... İnsanın kendine bile itiraf edemediği duyguların gizemli yansıması...Gölge... Karanlık ve derin bir labirent gibi, bilinçaltımızın en dip köşelerinde saklı duran, bastırılmış arzuların ve unutulmuş travmaların sessiz yuvası. Her adımda daha da kaybolduğumuz, her kayboluşta kendimizi yeniden keşfettiğimiz bir bilinmezlik. Cemal Süreya, bu mısralarda öylesine derin anlamlar saklamış ki; anlamak isteyen ruhunu bu kelimelerin arasında bulur, anlamak istemeyen ise sadece boş gözlerle bakıp geçer.

******

Kitap ve kime aitti bilmiyordum, ama yine de içimde bir merak kabarmıştı. Abim getirmişti kitabı, ama sahibinin kesinlikle o olmadığı belliydi. Bu tür şeylere pek meraklı değildi. Belki de Gülpınar vermişti. Çünkü kitabı buraya bıraktıysa, eve götüreceği belliydi.

Kitabın kapağını açıp ilk sayfasına göz atmak üzereydim ki, içeri Tahir girdi. Gözlerimiz kesiştiğinde, bakışları elimdeki kitaba ve içindeki nota kaydı. O sırada abim de içeri girerek, "Kitabı kasanın yanına bırakmıştım," dedi ama o an, abimin bakışlarıyla birlikte gözlerimiz bir anda kitaba kaymıştı. Sanki yaramazlık yaparken yakalanmış bir çocuk gibi hissettim kendimi.

"Aa, senin miydi?" dedim, sesimi duygusuzca çıkararak. Sanki hiç okumamışım gibi bir tavırla kitabı ve notu hızla yerleştirirken. Kitabı uzattım. "Beğendiysen kalsın," dedi Tahir. İlk başta biraz şaşırdım ama sonra başımı salladım. "Yok, öyle görünce ben abimin sandım," dedim. Kitabı uzattığımda, hiçbir şey demeden aldı.

Ama içimdeki merak giderek büyüdü. Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum ama, bir şekilde içimde bir kıvılcım yanmaya başlamıştı. Belki de kitabın arasından çıkan o not, bana bu şekilde düşünme hissini vermişti. Ya da belki de o notun içerdiği mesaj beni etkileyen bir şeydi, ama kendimi bu kadar düşünceye kaptırmam ne kadar normaldi, bunu bile kestiremiyordum.

"Görüşürüz," dedi Tahir, o soğuk ve net sesiyle. Abim de karşılık verdi ama ben, sadece başımı sallamakla yetindim. Sonra abim, "Ben eve çıkıyorum," dedi, konuşmama fırsat bile vermeden kapının önünde bulunan eşyalarını alıp dükkândan çıktı. Geride yalnızca kararsızlık ve kafamı kurcalayan o saçma sapan düşünceler kaldı...

******
Gökçe'den Gelen Mesaj:

"Kız nerelerdesin sen? İki gün mahalleden uzaklaştım hemen unuttun beni."

Süveyda'nın Cevabı:

"Bebeğim bebeğim unutmak ne mümkün gözümde tütüyorsun aksine. Tek kaldım ben burada. Arayacaktım ama iştesindir diye akşama bıraktım."

Doğruydu, bu iki gün bana sanki bir ömür gibi gelmişti. Her gün Gökçe ile buluşur, dertleşir ve onunla vakit geçirmek bana huzur verirdi. Onun yokluğu beni garip bir şekilde bunaltmıştı.

Gökçe'den Gelen Yeni Mesaj:

"Geliyorum aşkım akşam abim gelip alacak. Bende çok özledimmmm."

Süveyda'nın Cevabı:

"Hemen akşam olsun o zaman." yazıp öpücük emojisi atıp telefonu kenara bırakıp sofraya oturdum.

Tam o sırada babam, "Abime ne yaptın arabayı?" diye sordu. Abim ise "Hallettim baba." diyerek geciştirirken  Annem  girdi araya. "Süveyda bugün Sultan ablalardaydık, onun kızı var biliyor musun?" diye sordu. Başımı salladım ve önümdeki yaprak sarmasını mırıldanarak yemeye devam ettim. "Melike'mi?" diye sordum.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin