habersiz işler ve bir de planlar

411 72 129
                                    

-4k kelimeye 4k yorum yakisir kipsss ;) -

Hana teyze'nin "Çocuk olmadığınızı biliyorum ama bu kadar da rahat olamazsınız. Gecenin bir vakti başınıza her şey gelebilir." temalı azarından sonra koca bir gün ona yaranmak için her şeyi yapmıştık. Sağ olsun o da pek tatlı bir kadın olduğundan bu işi uzatmamıştı. Öfkesi bir toz bulutu gibi kaybolup gitmişti. Şimdi salondaki şöminenin karşısındaki masada hep beraber akşam yemeği yerken üzerimizdeki gerginlikten eser kalmamıştı. Tabaklarımızda nefis yemekler, şöminenin sıcağı ve Taehyun'un yemek yerken bile kucağından indirmediği kedinin miyavlamaları birleşince huzurlu bir akşam yemeğiydi. Hana teyze gerçekten de çok lezzetli yemekler yapıyordu. Aç olmasam bile bol bol yemek yiyesim geliyordu.

Sessiz sessiz yemeğimizi yerken Hana teyze sıcak gülümsemesini eksik etmeden bana dönerek:

"İyi ki geldin Beomgyu." dedi.

Bir anda duyduğum bu sözden sonra çiğnediğim lokmayı zor yuttum. İçim sıcacık olmuştu fakat bu sefer bunun şömine ile ilgisi yoktu.

"Soframızın kalabalıklaşması çok güzel. Sen geldikten sonra sanki tamamlanmışız gibi hissediyorum."

Taehyun tepkisiz bir ifade ile ikimizi izliyorken yavru kedi sanki onu unutmamızdan korkuyormuş gibi miyavladı.

"Ah bir de sen varsın tabii."

Taehyun masaya tırmanmaya çalışan kedinin başını parmağıyla okşadı. Zaten başı ancak birkaç parmak kadardı.

"Hâlâ bir isim koymadın mı?"

Taehyun başını iki yana salladı.

"Karar veremiyorum."

Elindeki çatalı bırakıp iki eliyle yavruyu avcunun içine aldı. Gülümseyerek minik yüzüne bakarken bir anda yüzündeki gülümseme silindi. Bir elindeki kediye bir de bana baktı.

"Kedi Beomgyu'ya benziyor." dedi.

Hana teyze kahkaha atarken ben de şaşkın şaşkın ona baktım. Yavruyu annesine çevirip kanıtlamak ister gibi gösterdi.

"Baksana gözleri aynı ona benziyor. Kediyi bulduğumdan beri bunu düşünüyorum. Gerçekten tıpa tıp aynısı."

Hana teyze bir süre minik kediye baktıktan sonra başını salladı.

"Gerçekten de benziyor. Gözleri aynı renk."

Başımı elime yaslayıp yavrunun gözlerini inceledim. Gerçekten de gözlerimiz aynı renkti.

"İsmi Bal olsun." dedi Taehyun.

"Bal mı?"

"Gözleri bal rengi."

Bal, diye fısıldadım. Bal rengi gözleri. Bal rengi gözlerim. Benim de hoşuma gitmişti bu isim. Aslında kedileri severdim de ama neredeyse hep dışardaydım günlerdir. Üstelik eve geldiğimde de aklım yerinde değildi. Bu yüzden kedi ile ilgilenecek fırsatım olmamıştı. Oysa çok sevimliydi. Saatlerce hiç sıkılmadan oynayıp durmasını, paytak paytak yürümesini izleyebilirdim. Çocukken hep bir yavru sahiplenmek istemiş olmama rağmen annemin asla izin vermemesi yüzünden hiçbir zaman bir evcil hayvanım olmamıştı. Bu yüzden şimdi bu konuda oldukça mutluydum.

"Eşyalarını hazırladın mı bu arada Beomgyu?"

"Ne? Ne eşyaları?"

Hana teyzenin neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Kamp için tabii. Ne eşyası olacak başka?"

Taehyun elindeki çatalı bıraktı. Elini alnına bastırıp ofladı.

hana'nın yıldızı ╬ taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin