⛓
Medya: Harp Yiğiter
Bölüm Bir
"Otuz Ekim"
|||
.•.•.•.
Genç adam arabasının arka kapısının açılmasıyla birlikte tıpkı kendi gibi siyahlara bürünmüş lüks arabasından indi. Geceyi aydınlatan sokak lambalarının ışığı altında emin adımlarla ilerledi ve karşısındaki mekana tüm heybetiyle giriş yaptı. Kapıdaki kalabalık genç adamı fark etmesiyle içeri girmek için bekledikleri sıradan çekildiler çoğu ise terk etti orayı. Yoğun müzik sesi, alkol kokusu ve insanların garip davranışlarına aldırmadan arkasındaki dokuz adamıyla loca kısmına doğru yürüdü.
Genç adam ve beraberindekileri fark edenler korkuyla geçmeleri için yol açıyorlardı. Nitekim bu adam bu gibi yerlerde çokça tanınan Gölge idi. İnsanların bunu fark etmesi korku ve saygıya bürünmelerini kolaylıkla sağlıyordu. Önündeki kısa merdiveni çıkıp her halinden özel olduğu belli olan loca kısmına girdi genç adam. İşte aradığı adam tam da orada mekanında olmanın rahatlığıyla kucağında olan kadın ile gülüşüyordu, haberi yoktu ki az sonra başına geleceklerden ondandı bu rahatlığı.
Genç adam, sağ kolu Alp'e başıyla işaret verdi. Alp patronun ne demek istediğini anladı ve kucağında kadınla oturan Demir'in karşısına dikildi. Demir gördüğü kişiyle telaşa kapılıp hemen kadını üstünden indirdi ve pozisyonunu düzeltti Alp buradaysa patronu da burada olmalıydı. Kadın ortamdaki gerginliği fark etmesiyle arka tarafdaki odalı bölüme gitti. Kimse engel olmadı dertleri Demirdi zaten.
Nihayet beklenen an gelmişti. Gölge'nin böyle işlerle uğraşacak vakti yoktu ancak Demir'in yüz ifadesini görmeğe değerdi büyük bir dersi hak edeli çok oluyordu. Mal kaçırmak, hemde Gölge'nin malını kaçırmakta ne oluyordu nasıl cüret etmişti buna?
Demir çoktan kalkmış olduğu deri koltuğun başında az sonra olacakları düşünüyordu yine de rahat görünmeye çalışarak tamamen yalakalıklık için yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve "Hoş geldin Gölge. Hangi rüzgar attı seni buralara." Dedi, Alp Demir'e doğru atıldı ve omzuna elini bastırıp yere çökmesini sağladı. "Pek hoş bulmadık be Demir." Dedi genç adam alayla ve az önce Demir'in oturduğu tekli deri koltuğa oturdu, rahat bir şekilde ayak ayak üstüne atarak arkasına yaslandı. "Demir Demir Demir..." diye mırıldandı genç adam. "Başına aldığın belaların farkında mısın? Gerçi benimki de soru elbette az çok tahmin ediyorsundur." Demir sertçe yutkundu. "Benimle uğraşma dedim sana. Ama sen sikik aklınla benim sözümü dinlememeyi tercih ettin! Üstüne üstlük malımı çaldın! Bunun cezasını tahmin ediyorsundur değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{GECE' NİN GÖLGESİ}
Chick-LitBir adam vardı kalbi buz tutmuş, yalnızlığa mahkum, şeytanın ta kendisi... »Ben, hepsinin gözlerimden dahi korktuğu adamım Loris... Her birine diz çöktüren ben! Nasıl oldu da onun tek bir bakışına kulu oldum söyler misin? Nasıl küçük bir kız çocuğu...