⛓
Bölüm Yirmi Yedi
"İntikam"
(Part-1)
G.G sini okuyabilmek istiyorsanız bölüm sonu duyurusunu okuyun lütfen
|||
"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..." Bahar yanıbaşımda oturup bir saniye bile beni yalnız bırakmazken göz yaşları içinde aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu.
İki elimle kavradığım kekik çayı olan kupayı biraz daha sıktım. Gergindim. Hiç olmadığım kadar. Harp gideli neredeyse üç saat geçmişti. Yanıma gelmesi için Dragon'a haber vermiş olmalıydı çünkü gelip beni Bahar'ın evine o getirmişti. Bahar'a da asla bilmesini istemeyeceğim o lanetli anıların bildiği kadarından o söz etmişti. Ve Bahar da o andan beri kendini suçlayıp nasıl tüm bu olanları anlamadığını kendi içinde tekrarlayıp duruyordu. Göğsüme dolan sıkıntıyla nefesimi verdim. Harp aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Tedirgindim. Yapacakları veya olacaklar içime tarifsiz bir sıkıntının hücum etmesine sebep oluyordu.
"Hey," dedi Dragon elinde tuttuğu mendillerden birini daha Bahar'a uzatarak. "Yas tutuyormuş gibi ağlamayı kesip arkadaşını daha fazla üzmemeye ne dersin?" Kısık sesle bana doğru konuştu. "Kulaklarım kanamak üzere..." yakınmalı çıkan sesiyle belli belirsiz gülümsedim.
"Şöyle davranmayı kes tamam mı?! Ben dünyadaki en kötü insan ve arkadaşım." Ağlamaktan kızaran yeşillerini bana çevirdi. "Baksana sözde "en yakın arkadaşımın" dibimde olmasına rağmen yıllarca bir manyak tarafından çektiklerini yeni öğreniyorum!" Yüzüme bakamıyormuş gibi başını eğdi. "Özür dilerim." Diye fısıldadı bir kez daha.
İç çektim ve yarısına geldiğim çayı koltuk kenarlıklarına bıraktım. Bahar'a dönüp kollarımı sıkıca sırtına doladım. "Böyle düşünme." Dedim sessizliğimin oluşturduğu çatallı sesimle. "Sen benim tanıdığım en iyi insan ve arkadaşsın. Ben sana karşı usta bir oyuncuydum sadece." Şekerleri anımsatan kokusu burun deliklerime dolarken omuz silktim. "Seni asla suçlamıyorum. Biz kimsesiz ve güçsüzdük Bahar. Tüm bu olanları bilmek, bilemiyorum onu daha fazla üstümüze çekmekten başka bir işe yaramayacaktı. Biliyorsun senin arkadaşın korkak bir kız. Onu korkutarak tehdit eden birine karşı gelmesi o zamanlar daha imkansızdı."
"Ama?..." dedi Bahar ağlamaklı çıkan sesiyle.
"Ama," diye tekrarladım. "Bir şekilde o pislik çukurundan kurtarılmayı daha erken isterdim. Ve evet, ne kadar istemesemde içimde sizde kalan bir kırgınlık vardı. Size karşı hissettiğim koşulsuz sevgiyse bunu çoktan kül etti." Hıçkırdı Bahar. Sonra omzumda sarsılarak ağladı. Sanki göz yaşlarım tükenmiş gibiydi. Sıkıca sarılıyordum sadece Bahar'a. Ağlaması dinene kadar sarıldım. O da bana sarıldı. Dragon ikimizi salonda yalnız bıraktıktan birkaç dakika sonra aklımda dönüp duran Harp'la gözlerimi yumup, daha
fazla direnemeden uyudum.~
Gece'nin omzuna bir kez daha dudaklarını bastırdı Harp. Uyuyordu Gece. Bahar'ın yatak odasındaydı. Neyse ki Bahar Harp geldiğinde terk etmişti odayı. Saat gecenin bir yarısıydı. Halletmesi gereken "önemli" birkaç işten sonra ancak gelebilmişti Gece'ye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{GECE' NİN GÖLGESİ}
Chick-LitBir adam vardı kalbi buz tutmuş, yalnızlığa mahkum, şeytanın ta kendisi... »Ben, hepsinin gözlerimden dahi korktuğu adamım Loris... Her birine diz çöktüren ben! Nasıl oldu da onun tek bir bakışına kulu oldum söyler misin? Nasıl küçük bir kız çocuğu...