⛓
Bölüm Yirmi Dört
"Korku"
|||
Bölüm şarkısı: Fexzbie- Romeo ve Juliette
"Özgür olmak demek istediğin her şeyi yapmak değil, istemediğin hiçbir şeyi yapmamak..."
Aylar öncesinde okuduğum bir kitaptandı bu satırlar. Hayata dair bakış açımı değiştiren benim için çok büyük bir alıntıydı. Sabit bir yere odaklanıp resmin sadece en dikkat çekiçi kısmına odaklanıyor olduğumu fark ettirmişti bana. Halbuki kim bilir o resimde daha ne güzellikler veya kusurlar vardı? Bizler dikkat etmiyorduk.
Beton zeminde olan bedenimin üzerine eğilen o kara deliği andıran zeytin harelerin sahibi, bu resimde odaklanamadığım hangi noktanın kusuruydu? Asıl soru; kusur muydu? Belki o resmin renkleri birbirine karışıp kusurlarını görmemi engellemişti. Belki resmi kusurlarıyla beğenmiştim. Ya da gizlediği kusurlarla beğenmiştim...
Göğüs kafesimi delip geçmek ister gibi hızlıydı kalp atışlarım. Bacaklarım titriyordu. Hayır soğuktan değil. Titreyen ellerim ise siyah gömleğin yakalarını kavramıştı. Mavilerimden süzülen yaşlar usulca kayıyordu şakaklarımdan. Haraket etmiyordum. Titreyen bedenim hariç kımıldamıyordum. Korkuyordum ben.
Bana karşı değişen ani tavrından delicesine korkuyordum. Kendine gelmeliydi. Kendine gelip şefkatini sunmalıydı buna aç olan yüreğime. Göremiyor muydu bunu?!
Ağlamamın nedeniyle hıçkırdım öptüğü dudaklarımın arasından. Sanki bir şey kanıtlamak ister gibiydi öpüşündeki ve hırsındaki anlam.
Sadece haraketleri korkuttuğu için uzaklaşmaya çalışmıştım ondan. Sağlıklı ve anlayış beklenmesi gereken sözler değildi söyledikleri. Tek sığınağım olduğunu bildiği halde nasıl konuşurdu böyle? Düşünemiyor muydu? Neyin nesiydi bu saçmalık Allah aşkına!
Belki de bu aşırı bağlanma işini azaltmam gerekiyordu. Belki değil, mecburen gerekiyordu.
İki yanımda olan elleri yanaklarıma konduğunda baş parmakları sildi söz nizam dinlemeyen göz yaşlarımı. Yenileri eklenmekten çekinmiyordu.
Emdiği dudağımı son bir kez daha öpüp alnını alnıma yaslayarak bıraktı öpmeyi. Uzaklaşmadı. Dudakları hâlâ değiyordu dudaklarıma. Nefesi hâlâ işliyordu nefesime.
"Bu adam sana adım attığında geri gitmen ne kadar doğru Gece?" Derin bir nefes soludu. "Hatalar istisnasız herkes için bedellere mahkum değil midir Aykızım, sen söyle?"
Ağrıyan göz kapaklarımı yumdum. "Korkuyorum."
Cık cıkladı. Yüzüme gelen saçlarımı itti omzumdan geriye. "Hata yaptığını düşünmediğin müddetçe korkmana gerek yok." Bir tutam saçımı parmakları arasına koyup burnuna yaklaştırarak kokladı. Memnunca gülümseyip hemen sonra kapattığı gözlerini aralayarak gülüşünü sonlandırdı. "Eğer aksi olursa korkmalısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{GECE' NİN GÖLGESİ}
Genç Kız EdebiyatıBir adam vardı kalbi buz tutmuş, yalnızlığa mahkum, şeytanın ta kendisi... »Ben, hepsinin gözlerimden dahi korktuğu adamım Loris... Her birine diz çöktüren ben! Nasıl oldu da onun tek bir bakışına kulu oldum söyler misin? Nasıl küçük bir kız çocuğu...