5

8K 228 8
                                    

Cemre:
Sen gideli on gün oldu.
Üzülme diye kötü bir şey de yazamıyorum buraya.
Biliyorum çünkü, okuyorsun ama yazamıyorsun.
Bazen okumuyorsun ama olsun.

Çocuklar beni çok sevdiler
Derslerimi dinliyorlar
Çok akıllı uslular.

Biz de yapalım mı Deniz?
Bizimde çocuğumuz olsun.
Akıllı bıdık olur
Paytak paytak yürür

Ama sen yanında olamazsan üzülürüm|
Sensiz büyütmek istemem|
Sikeyim|
İstemiyorum çocuk falan|
Bir aile bile olamadık|
Çocukla hiç olamayız|

Ya da neyse ya
Vazgeçtim
Hepsi de akıllı olmuyor
Çok bağırıyorlar
Geceleri hep ağlıyorlar
Benim başım ağrır

Sen nasılsın aşkım?
Yoruldun mu çok?
Uyuyabiliyor musun?
Hava çok soğuk oluyor mu?
Seni çoook sefiyorum
Seviyorum değil bak
Sefiyoruum

Allah'a emanet olun.

-/

Cemre:
Anne nasılsın?

Annem:
Oy aşkım
İyiyim yavrum benim
Sen nasılsın
Nasıl gidiyor okulun
Geçen aradım ama açamadın
Unuttum bende.

İyiyim.
Biraz yorgunum sanırım.
Deniz gelmişti de o gün,
Unuttum sonra aramayı.

Annem:
Deniz geldi mi
İyi mi oğluşum?

Anne?
Birkaç günlüğüne gelebilir misin?

Annem:
Üzülmüşsün sen belli.
Babana diyeyim hemen hazırlanıyorum.

Tamam
Teşekkür ederim.

Annem:
Ne demek annem benim
Çok seviyorum seni.

Bende annem

-/
Saat altıyı gösterirken, çalan zil ile koşarak gidip açmıştım. Kapıda elinde valiziyle annemi gördüğümde sıkıca ona sarıldım.
"Benim güzel kızım."

"Geç hadi. Babam nerede?"

"İşi varmış, kızımı bol bol öp dedi."
Başımı salladım. Valizini kenara koyduğumda yanaklarını öpüp sarıldım. Saçlarımı okşadı yavaşça.

"Hadi bir kahve yap da, analı kızlı konuşalım seninle."
Hızla mutfağa ilerledim ve ikimize şekerli bir türk kahvesi yaptım. Fincanlara koyup masada karşılıklı oturduğumuzda, uzun uzun bana bakıyordu.

"Zayıflamışsın yavrum. Sana fındık da getirdim, bol bol yersin. Hadi anlat bakayım ne oldu?"

"Anne, Deniz'i çok özlüyorum."
Birkaç gündür uyuyamıyordum, uyusam da hep kabus görüyordum.
"İki gün görüşebildik inanabiliyor musun? Üç senelik evliyiz ama yılda toplasan iki ya da üç ay görüşebiliyoruz."

"Askerle evli olmak zor kızım."

"Tamam anne zor, biliyorum. Bile bile evlendim ya onunla. Ama bütün ülkeyi o mu kurtaracak? Bir o mu komutan? Niye her şeye o gidiyor?"

Elimi tuttu sakince.
"Biliyorum kızım, ama sabret."

"Sabretmek istemiyorum. Anne? Bizimde çocuğumuz olsun istiyorum. Birlikte gülelim, gezelim istiyorum. Üç sene hiç doğru düzgün konuşamadık bile. Annesi zaten bırakmıyor yakasını."

"Göreve gitmeden önce annesini aradı, gelininin yanında kal birkaç gün dedi. Hiç gelmedi biliyor musun, söylemedim de Deniz'e. Gelsin de istemiyordum zaten."

"Sonra işte, evde geçirdiğim zamana bakıyorum. Hiçbir şey yapmıyorum gün boyu. Diğer günde sürekli bir yerleri temizleyip duruyorum. Sürekli çay demliyorum sanki her an gelecekmiş gibi. O yok diye yiyemiyorum, uyuyamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum anne."

Gözümden akan yaşları sildim ve kahvemden yudumladım.
Hemen yanı başıma oturup, sarıldı bana.
"Güzel kızım benim."
Kahvemizi içtiğimizde kendisi hazır odaya yattığında, bende odama çekilmiştim. Yatakta olan kokusunu kokladım biraz.

Sürekli ağlıyordum, ağladıkça üzülüyordum, üzüldükçe ağlıyordum. Kısır bir döngünün içindeydim. Günlüğümü açıp birkaç bir şey yazdım ve yastığına sarılarak gözlerimi kapattım.

Allahtan yine onu rüyamda görmeyi dilediğimde ondan bile utanmıştım.
Sürekli ondan bir şey isteyip duruyordum. Dudaklarımı ıslatıp sıkıca gözlerimi kapattım. Belki de sadece böyle dursam daha iyi olurdu.

Ah be Cemre'm ağlama artık!
Okulunuz nasıl gidiyor???

Ballı turta 🍯 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin