25

2.6K 86 1
                                    

Ta gece yarısı odanın kapısı açıldığında hızla yatakta oturur pozisyona geldim. Loş odada yavaşça kapıyı kapattı ve başını duvara yasladı. Üzerindeki tişört ve eşofmanı anında çıkarıp yere atarak yatağa adımladı.

İçmişler miydi?

Sertçe yutkundum. Beni yeni fark etmiş gibi salak salak sırıtıp bana baktı.
"Aşkım? Niye uyumadın?"
Boş gözlerle ona baktığımda dudağımı ısırmıştım.

"Deniz? Niye içtin?"
Gözlerini kapatıp açtı ve yanaşıp karnımla yüzünü hizaladı. Sıcacık eli, çıplak karnımda dolaşırken derin bir nefes almıştım.
"Babacığım! Seni çok seviyorum! Ama anneni daha çok!"
Dudaklarını karnıma birçok kez bastırdı ve biraz düzelip benimle aynı hizaya geldi.

"Teşekkür ederim Cemre'm! Sana o kadar minnettarım ki! Seni o kadar çok seviyorum ki!"
Dudaklarına yanaşıp birkaç kez küçük öpücükler kondurdum. Beni anında kucağına çekti. Boynundaki kolyesine baktığımda, hala eskisi gibi duruyordu. Bu yüzden boynunu da öpmeye başladım.

"Nasıl bu kadar iyisin?"
Anlamayarak ona baktım. Elini çıplak belimden kalçalarıma indirdi.
"Çok güzel sevişiyorsun, çok güzel öpüşüyorsun! Güzel yüzün, başarın, mutluluğun hepsi çok iyi."

Güzel sözlerini duymamla uykum açılmış gibi onu dinliyordum. Başını geriye attığında, altımda hissettiğim sertlikle dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Sana yardım edeyim mi?"

Kulağına fısıldamamla, kalçamdaki elini kendisine bastırdı. Hızlı nefesim ile boynuna sarıldım.
"Ben halledebilirim. Ama."

"Ama?"

Gözlerini gözlerime getirdi ve dudaklarımı öptü. Uzun bir süre öylece kaldık. Hiçbir şey söylemedi. Sanki bir şey dile getirecekmiş gibiydi ama susuyordu.
"Bir şey mi bilmem gerekiyor Deniz?"

"Hayır bebeğim! Hayır. Sadece seni çok seviyorum."

"Dokuz ay, beni bekleyebilirsin dimi?"
Sertçe yutkundum.

"Güzelim! Bekleyebilirim tabiki! Seni aldatacağımı mı düşündün?"
Susmakla yetindim. Kendisine gelmiş gibi kaşlarını çattı ve çenemden tuttuğu gibi ona bakmamı sağladı.
"Asla Cemre! Duydun mu? Asla! Kafanda kuruntu yapma sakın. Sana ihtiyacım olduğunda söylüyorum ama kendim halledebilirim."
Yavaşça başımı salladım.

"Senden başka birisine gidersem kendimi öldürürüm!"
Hızla dudaklarına vurdum.
"Deme öyle şeyler!"

"Sende kuruntu yapma! Zor bir dönemdesin, her şey aklına geliyor ama düşünmemeye çalış tamam mı? Böyle bir şey yapmam!"

"Hıhı, tamam! Şimdi sana yardım edeyim mi?"
Derin bir nefesle çenemi ısırdı. Gözlerimi yavaşça kapattım. Sıcak elleri vücudumun her bir yerinde gezinirken, kendisinden biraz uzaklaşıp bel altına doğru eğilmiştim.

-
"Yeşim? Bebeğim bugün dershanene gidelim, sende erkenden görmüş ol olur mu? Öğretmenler çok övdü burayı."

Başını salladığında, annem atılmıştı.
"Aa son senesinde mi? Maşallah kızım!"
Yeşim biraz utanır tavırla gülümsedi. Sarı saçlarını okşadım. Kahvaltı bitmiş, etrafı toparlamıştık. Yola çıkmak için de, Yeşim'in odasına ilerlemiştim.

"Hazır mısın?"
Mırıldandı. Suratı biraz düşük gibiydi. İçeriye girip kapısını kapattım.
"Ne oldu aşkım? Niye suratın asık?"

Dolu gözlerinin akmaması için alt dudağını ısırıyordu. Hızla kendisine sarıldım. Ağzından kaçan hıçkırıkla istemsiz gözlerim dolmuştu.
"Ne oldu bir tanem? Necoyla mı ilgili?"

Başını sağa sola salladı.
"Cemre abla?"
Sorar gözlerle ona baktım. Burnunu çekti ve yanaklarını sildi.
"Sana yük oluyor muyum? Yani hamilesin, şimdi ihtiyaçlarınız daha da yükseldi. Benim dershane masrafımla ilgilenmek zorunda değilsiniz."

Derin bir nefes aldım. İkimizde yatağına oturduğumuzda, ellerini tutmuştum.
"Bu yaşta böyle hissetmen çok normal. Ama sana bakan kişi abin, bende yardım ediyorum ama bunu sen rahatsız ol diye değil, ileride kendin iyi yerlere gel diye yapıyorum. Deniz'in kardeşiysen, benim içinde öylesin. Bu hiç değişmedi."

"Ama bana annemlerin bakması gerekiyor? Abimle sen değil."
Gözyaşlarını sildim.
"Bazen yollar çakıllı olabiliyor. Ve bu seni rahatsız edebilir. Ama çakıllara değil, kendini yola odakla. Anlaştık mı?"

Başını yavaşça salladı ve sıkıca sarıldı.
"Teşekkür ederim!"

"Hadi geç kalacağız!"
Hızla çantasını aldı ve kapıya ilerledi. Bende ayakkabılarımı giydiğimde annemlerle vedalaşmıştım.

Uzun yoldan sonra dershaneyle gereken konuşmayı yaptık. Pazartesi başlayacağını söylemişlerdi. İşimiz bittiği için kendisi arkadaşlarıyla buluşacağından ayrıldık. Zaten Denizle hastaneye gidecektik. Saati kaçırmamak için arabaya bindiğimde, beni aramıştı.
"Aşkım? Ne yaptınız?"

"Pazartesi başlayacak. Bende yoldayım."

"Tamam, seni bekliyorum. Dikkat et olur mu?"
Mırıldandım ve telefonu kapattım.
Bir müzik açıp bende ona eşlik ettiğimde, keyfime kimse karışamazdı valla.

Bu saatte uyanık olmam şaka midur??
Uyuyamıyorum helpp

Ballı turta 🍯 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin