27

2.2K 95 3
                                    

Mağazaları gezip kendime bir şeyler bakmaya başladığımda, hiç içtenlikle yapmıyordum. Sıkılıp mağazadan çıkarak boş bir banka oturdum.

Deniz eve bir haftadır gelmemişti. Ben sadece birkaç gün demiştim ama o bir haftadır eve gelmiyordu. Annemler bile bu olaya çok şaşırmıştı. Onların da bu gece gidecek olmaları beni istemsizce huzursuz ediyordu.

Hafif dolu gözlerimi gidermeye çalıştım ve eve yürümeye başladım. Arabayla gezmek bu aralar hoşuma gitmiyordu.

O gün söylediğim şeyler yanlış mıydı diye düşünüyordum ama bir de onun bana söyledikleri vardı. Kalbim acımıştı resmen. Ben bencil bir insan mıyım diye iki gün kafayı patlatmıştım!

Onu hiç önemsemiyor muydum acaba? Peki ya bu kadar sorunsa onun için neden söylemedi diyorum kendi kendime. Hakkı değil miydi konuşmak?

Dudağımı ısırarak eve vardığımda, yorgunluktan kendimi yatağa attığım gibi uykuya bıraktım.

Gece yarısı yola çıkan ailemi yolcu ettiğim gibi, karanlıkta koltuğa oturdum. Yeşim uyuyordu ve yarın cumartesiydi. Bunun için biraz rahattım.

Kilit sesini duyduğum gibi bedenimi korku salmış, kalbim hızlanmıştı. Ayaklarım istemsiz titriyordu. Alt dudağımı ısırarak boş boş aydınlık televizyona baktım.

Kapı kapandı ve adım sesleri oturduğum koltuğun hemen yanında bitti.
"Uykun kaçtı dimi?"
Kameradan izlemiş olmalıydı. Hafifçe başımı salladım. Gözlerim hafifçe dolmuştu ama ona göstermek istemiyordum.

"Özür dilerim Cemre'm! Öyle demek istememiştim, gerçekten."
Başımı yavaşça salladım.
"Bende özür dilerim. Kalbini çok kırdım sanırım!"
Hafif imalı sesimle yanından geçecekken bileğimden tuttu ve dudaklarıma gömüldü. Kaskatı kesilmiştim. Hiçbir şekilde karşılık veremiyordum. Ona karşı bir şey hissetmediğimden değil, sadece korkuyordum.

Birkaç kez dudaklarımızı ayırıp tekrar öpüşme başlattı fakat bir türlü karşılık veremiyordum.
"Sakin ol, kendini kasma!"
Yukarı kaldırdığım omuzlarımı sakince bıraktım. Yanaklarımda duran ellerini çekerek derin bir nefes aldım.

Odaya adımlamıştım çıplak ayaklarımla. Yerlerin soğuk olmasından da hızlı hızlı yürümüştüm. Peşimden gelip, hızla arkadan beri sarıldı.
"Gerçekten özür dilerim! Bir anlık sinirle çıktı ağzımdan. Çok gergindim ve sana patladım. Babam azarlayacak diye gelmedim eve."

Açık olan boynuma öpücükler kondurdu bir sürü. Artık huylanmaya başladığımda, kıpırdanmıştım.
"Seni seviyorum!"

Ona karşı gelemiyordum. Yaptığı her hareket, konuşma beni kendimden geçiriyordu.
"Seni çok özledim! Mırıldanmalarını da! Kokunu, yüzünü, her şeyini!"
Dişleriyle kulak mememi çekiştirirken, inledim.
"Yapma!"

Elleri karnımdan aşağıya indi. Beni kendisine çevirip hızla kucağına aldı. Kalbim hala hızlı atıyordu ve tek bir kelime edemiyordum. Onun büyüsüne kapılmış gibiydim.

"Bir şey söyle sevgilim! Susmanı sevmiyorum."
Uzun bir süre sustum ve kucağından indim.
"Başım ağrıyor, uyuyacağım."
Yalan değildi. Bu bir haftada uyku diye bir şey kalmamıştı bende. Hatta ara sıra hamile olduğumu bile unutup yemek yemiyor, uyumuyordum. Sonra bunun yanlış olduğunu fark ettiğim gibi normal hayata uyum sağlamaya çalışıyordum.

"Masaj yapayım mı sana? İster misin?"
Başımı sağa sola sallayıp, yatağa uzandım. Kendisi de hızla yanıma uzandı. Yorganı boynuma kadar çekmiştim ama kendisi inatla yorganın altına girip beni kendisine çekti.

Kendimi ondan uzaklaştırmaya çalıştım. Ama beni sıkıca tutuyordu.
"Rahat dur bebeğim!"

"Karnımı acıtıyorsun!"
Hızla küfür ederek elini çekti.
"Özür dilerim yavrum! Öpeyim mi? Bebeğimizden özür dileyeyim?"

Omuz silktim. Karanlık odada görmeyeceğini bildiğimden yastığa birkaç gözyaşım düşmüştü. Beni hafifçe çevirdi ve geceliğimi yukarıya kaldırarak sıcak ellerini karnımda gezdirdi.
"Güzel bebeğim! Çok acıttım mı canını?"
Dudaklarını bastırdı. Birçok yeri öptükten sonra yeniden konuşmuştu. Elimi istemsizce saçlarına götürdüm.

"Anneni de çok üzdüm. Ağlıyor şimdi benim yüzümden. Kızıyor musunuz bana ha?"
Aynı zamanda bana baktı. Yaşlı gözlerimi sildim. Elini yanağıma atıp okşadı ve sol gözümü öptü.
"Güzel Cemre'm! Saçlarına öpücükler kondurduğum sevgilim! Özür dilerim!"

"Ne söylemiyorsun bana?"
Hıçkırıklarla konuştum. Dudaklarını yanağıma sürttü.
"Ağlama! Anlatacağım hepsini!"
Beni kendisine çekip, yatakta oturur pozisyona geldi. Geceliğimi ve sütyenimi çıkartıp sırtıma masaj yapmaya başlamıştı.

"Ankaradan geldikten sonra seninle bir şey konuşacaktım ya?"
Yavaşça başımı salladım.
"Aslında terfi almıştım ama sana yalan söyledim. Özür dilerim! Benim daha bir yere gitmeyeceğimi düşünmeni istedim. Sana söylemeye çalıştım ama daha da üzülürsün diye korktum."

"Ama zamanında eve geliyordun?"
Sertçe yutkundu.
"Albayın yanındayım çünkü şu anlık."

Başımı yere eğdim. Eli hala yanağımdaydı. Gözyaşlarım yeniden akarken boynuna sarıldım.
"Yine gidecek misin bir yere?"

"Bilmiyorum!"
Gergin sesine burnumu çektim. Sıkıca yeniden sarıldım. Ama o beni rahatlatmak ister gibi sırtımı okşuyordu.

"Benim güzel Cemre'm! Sesine kuşlar eşlik eden sevgilim! Ağlama artık. Seni bu kadar üzdüğüm için kendime lanetler okuyorum!"

Ağlamamı boşverip dudaklarına yükselip öpmeye başladım. Anında karşılık vermişti.
"Benimle kal Deniz! Bebeğimizle kal! Bizi koru bu kötü dünyadan! Lütfen sana hiç olmadığı kadar yalvarıyorum!"

Dudaklarımız ayrılsa da, yeniden ilk zamanki gibi birleşiyordu. Saçlarımı okşuyor, yine aramıza giren gözyaşlarımın tadına doyamıyordu.
"Özür dilerim karıcığım! Özür dilerim!"

———
Yeni bir hikaye yazdım ve çok heyecanlandım
Daha taslağı bile yok
Aşk konulu ama farklı bir tarzda yazdım bu sefer.
İçine biraz da kpop idollerini eklemiş olabilirim özğsödpdnoem

Yarın yayınlayacağım, okumaya göre de ilerlerim diye düşünüyorum hepinizi öptüm😽

💗💗

Ballı turta 🍯 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin