"Cemre hocam, ilk gelen öğretmenlere kupa veriyoruz. Bazen yanlarında getirmeyi unutuyorlar.""Ah teşekkür ederim! Ama ben yanımda getirdim, sağolun."
Kupayı aldığımda, dolabıma koymuştum. Dosyaları da yerleştirirken, Murat hoca yanımda bitmişti. Zaten şu okul başlamadan önce öğretmenlerle olan toplantıda dibimden ayrılmamıştı."Bir ihtiyacın var mı Cemre?"
Şirince gülümseyip olmadığını dile getirdim. Müdür odaya girdiğinde de, dolabımı kitleyip Murat hocadan uzaklaştım."Cemre hocam bugünlük ön bahçede siz nöbetçisiniz. Malum diğer hocaların sıkıntısı olmasa böyle yapmazdık."
"Önemli değil müdür bey. Bana da alıştırma olur."
Çayımı alıp bahçeye indiğimde yavaş yavaş gezmeye başladım. Sabah erkenden kalkıp,ağlayarak duş almış, sonra ağlayarak saçımı kurutup makyajımı yapmıştım. Deniz'in burada olmaması canımı sıkıyordu.Tek istediğim onu yanımda görmekti. Uzun zamandır görüşmüyorduk ve artık kalbim ağrıyordu. Kötü bir haber duyacağım diye ödüm kopuyordu. Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı seslerle bakışlarımı taşlara odakladım. Elimdeki kupa ve içindeki çay soğumuştu bile.
Derin bir nefesle başımı kaldırdığımda, ilk gün olması nedeniyle gözü bende olan öğrencilerime baktım. Bir şeyler konuşup, gülüşüyorlar bazen beni gösteriyorlardı. Onları öyle görünce kendi kendime gülümsemiş ve gözümün önünden geçen anılarını hatırlamıştım.
Her çocuk hocaları hakkında konuşup dururdu. Ama bu durum benim canımı sıkmıyordu. Ben onları güldürmek için buradaydım. Öğretmenliği, öğrencilere sınav yapmak ve onları zora sokmak için okumamıştım.
"Cemre Hanım!"
Arkamdan duyduğum sesle, döndüğümde dolu olan gözlerimden yaşlar anında akmış ve elimdeki kupa yere düşmüştü. Hızlı adımlarla yanıma gelen Deniz'e baktım. Elini yanağıma atıp sıkıca sarıldı."Deniz?"
Kısık sesime kıkırdadı ve kokumu içine çekti. Ondan ayrıldım ve suratına bir tokat attım. Ve yeniden sarıldığımda, yanağını okşadım."Seni çok özledim!"
"Biliyorum güzelim. Bende çok özledim ama geldim artık."
Kalbim hızlı hızlı atarken, nefesimi tuttum. Onu tutup öpmek, kucağına atlamak istiyordum fakat okuldaydık."İlk gününde yanında olacağımı söylemiştim. Sözümü tutarım sevgilim."
Başımı hızla aşağı yukarı salladım.
"Biliyorum aşkım. Biliyorum.""Cemre?"
Yanımıza gelen Murat hocaya baktım. Boğazımı temizlediğimde, sıkıca Deniz'in elini tuttum."Bu beyefendi kim?"
"Sana kim lazım koçum?"
Elini daha sıkı tuttum. Gözümle yapma dercesine bakıyordum."Çıkın okuldan, böyleleriyle arkadaşlık ettiğine inanamıyorum Cemre."
"Kim bu lavuk? Sana ikidir Cemre diyip duruyor, ne bu samimiyet?"
Hızla Deniz'in önüne geçtim."Murat hocam, eşim Deniz. Kendisi ilk günüm olduğu için beni yalnız bırakmadı. Sizde öğretmen layığında konuşursanız sevinirim."
Bakışlarını Deniz de gezdirdi ve bilerek sırıtıp yanımızdan ayrıldı.
"Orospu çocuğu sana yürüyor dimi?"Sertçe yutkundum.
"Yok ya karakteri öyle onun.""Konuşacağız bu konuyu."
Elimi tutup öptüğünde, zil çalmıştı.
"Çok zayıflamışsın!"
Suratım asıldı. Yemek yemiyordum ki.
"Tamam git, ağlayacağım yine."Güldü ve alnımı öpüp uzaklaştı benden.
"Markete uğrayıp, yemek yaparım. Şu senin sevdiğinden!"
Göz kırptığında kıkırdadım. Yerdeki çatlamış kupamı aldım ve ona uzattım."Çöpe atar mısın?"
Başını salladı ve kapıdan çıktı. Elini havada sallarken şapşal gibi gülümsüyordum. Parmağımdaki yüzükle oynayıp, öğrencileri içeriye soktum ve okula girerek çantamı aldığım gibi sınıfa ilerledim.Nasıl buldunuz?
Deniz sonunda geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ballı turta 🍯
ChickLitKlasik asker, öğretmen ilişkisi mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü bunlar zaten hali hazırda evliler 😽