"Hep senin kucağında yemek yiyorum, günah olmuyordur dimi?"
Elini belimde sıklaştırdı ve yerinde kıpırdandı."Olmuyor bebeğim. Hem seni besliyorum,karıma iyi bakıyorum ne var bunda?"
Başımı sallamakla yetinip, çatalla verdiği yemeği çiğnemeye başladım. Onun yaptığı, yedirdiği yemekleri çok seviyordum. Mideme dokunmuyordu. Diğer yemekler midemi bulandırıyordu ki büyük ihtimalle onun yaşattığı travmadan dolayıydı.Ağzımda yemek varken konuştum.
"Ne hakkında konuşacağız?"Sertçe yutkundu ve çatalı bıraktı.
"Aklımda dönüp duran birkaç şey var. Birincisi, seninle izin zamanımızda bir yerlere gitmek, gezmek. Hatta annemlerin yanına da gidebiliriz. Sinemaya gideriz. Bunu mu istersin, yoksa?"
Dudak büzdüm. Diğer seçeneği de duymak istiyordum."Yoksa, bir bebeğimiz olsun. Bize neşe katsın mı istersin? Ama bunun eksilerini de düşünmelisin. Mesela evde olacaksın genellikle, yorulacaksın. Dokuz ay karnında taşıyacaksın, dayanabilir misin?"
Derin bir nefes aldım. Sertçe yutkunmuştum."Deniz bilmiyorum ki, ikisini de istiyorum. Belki bebeğimiz olursa daha anlam katarız bu eve, daha çok anı biriktiririz. Ama tabi seninle gezmekte istiyorum. Bazen öylesine çıkıp çakır keyif olalım istiyorum ama... Bilmiyorum. Sen ne düşünüyorsun?"
Yanağımı öptü ve saçlarımı boynumdan çekip orayı da öptü.
"Sen ne düşünüyorsan onu düşünüyorum sevgilim."
Dudak büzdüm. Bu büyük bir karardı."Tek başıma yüklenmek istemiyorum bu karara. Sende fikrini söyle."
"Hamile olmanı istiyorum."
Kulağıma fısıltısı, kasıklarımda bir sızı bırakırken gözlerimi kapattım. Kulak bitimimi öptü yavaşça."Kaldırabilirim diyorsan, hemen şimdi yapabiliriz?"
Göğsüm heyecandan yukarıya kalkarken sertçe yutkundum. Ve sessiz diyebileceğim şekilde olumluca mırıldandım.Duymuştu ya da anlamıştı bilmiyorum ama kesinlikle bu cevabı zaten vereceğimi biliyordu. Vücudumu kaldırırken, yavaşça yatak odasına ilerledi.
Karanlık odada, ikimizde sadece bekliyorduk. Heyecandan dudaklarımızın arasından verdiğimiz nefeslerimiz konuşuyordu.
Elini yanağıma atıp okşadı.
"Emin misin bebeğim? Çok zayıfsın, belki de çok duygusal olacaksın? Yeniden soruyorum. Kaldırabilecek misin?"Hızla dudaklarını öptüm.
"Yanımda olacağına dair söz verirsen her şeyi yapabilirim Deniz!"
Hafifçe kıkırdadı.
"Söz veriyorum güzelim yanında olacağım! Ama,"
Sözünü yarıda kestiğinde, dişlerini hafifçe burun ucuma bastırdı.
"Yatak odasında bana ismimle seslenmemeyi öğrenmelisin."
Utançla dudaklarımı birbirine bastırdım. Bilerek söylemiştim!—
Oflayarak yatakta bir sağa bir sola döndüm ama bir türlü uyuyamıyordum. Dün gece terledikten sonra cam açtığımız için üşütmüştüm ve kendimi kaldıramıyordum. Bu yüzden okula Deniz'le rapor gönderdim. Şimdi ise bana çorba yapıyordu ama uyuyamıyordum.Oflayarak yatakta oturduğumda, elinde tepsiyle içeriye girdi. Komodinin üzerine tepsiyi koyduğunda eliyle ateşimi ölçmüştü.
"Yanıyorsun! Çıkart şu üstünü!""Üşüyorum!"
Beni dinlemeyip, üzerimi çıkarttı. Dudak büzdüm. Üşüyordum. Kollarımı birbirine sardığımda, çorbadan bir kaşık aldı ve bana içirdi. Yanağıma bir öpücük kondurduğunda ince pikeyle bacaklarımı örttü."Nasıl bu kadar terledin de hasta oldun, anlamadım ki?"
Sinirle ona baktım.
"Sana dur diyorum, durmuyorsun ki!"Kıkırdayıp, dudaklarıma bir buse kondurdu.
"Çok güzelsin ne yapayım? Dayanamıyorum sana!"
Ağrıyan başımla çorbayı yavaşça içtim ve ilaçlarımı da içip yatağa uzandım.
"Sen bugün gitmeyecek misin işe?"
Başını sağa sola salladı.
"İzin aldım, sorun yok."Derin bir nefes aldı ve yanağımı okşamaya başladı. Pikeyi aşağılara çektiğinde dudağımı sarkıtıyordum.
"Bebeğim hazır işim yokken yine mi yapsak?"
Sinirle koluna vurdum.
"Deniz hastayım diyorum ya! Üşüyorum zaten! Sen ne diyorsun!""Bir de hastayken denemiş oluruz?"
Ona yanımdaki yastığı atarken odadan çıkıyordu. Bir yandan gülmesiyle bende güldüm.Ağrıyan her yerimle yüz üstü uzandım yatağa."Krem süreyim mi? İyi gelir?"
Başımı hızla salladım. Spor atletimi anında çıkardığımda, eline kremi alıp sürdüğü gibi tüylerim diken diken oldu."Çok soğuk!"
Omuzlarıma sıcak dudaklarını bastırdığında, yüzümü yastığa gömdüm. Yapma işte herif, yapma!"Deniz!"
Kremi sürdüğünde, biraz sırtıma üfledi. Kremli olmayan eliyle saçlarımı kenara attı.
"Söyle bebeğim!"Mayışmış gözlerimle ona baktım. Yataktan kalkarken, ince pikeyi göğsüme çekmiştim. Gözleri göğüslerimde takılı kalırken, sertçe yutkundu.
"Şey, elini yıka da gel."
Kendine gelip, elini yıkadığı gibi geldi. Göğsümü tutan elimi bırakmıştım ve kucağına yerleştim. Eli kalçalarımda gezerken, gözlerini göğüslerimden çekti."Çok yormazsan belki olabilir?"
Dudaklarımı seslice öptü.
"Hayır bebeğim, şaka yapıyordum. Beni kışkırtma!""Seni kışkırtmayı seviyorum!"
Boynuna sarılırken bir iç çektiğini duymuştum. Buna kıkırdadım çünkü dayanamayacaktı.Bölümler hakkında ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ballı turta 🍯
Genç Kız EdebiyatıKlasik asker, öğretmen ilişkisi mi? Hiç sanmıyorum. Çünkü bunlar zaten hali hazırda evliler 😽