Ayyy!!
Üçüncü bölüme mi geldik biz şimdi yaa!!!
Ölcem heyecandann en sevdiğim ikinci bölüm şu annn
Yıldıza basmayı bolllca yorum yapmayı unutmayalım canlarım 😭
Umarım yine seveceğiniz bir bölüm olur.
Keyifli okumalar dilerim 💌Şarkılar:
Barış Diri- Derinden
Modern Talking - Cheri Cheri Lady💍
Yetişmiştim. İnanabiliyor musunuz? Yetiştim ve sapasağlamım. Kimseyle kavga etmeden, karakolluk olmadan, tek derdi beni sinir etmek olan bir ahmağa da katlanmak zorunda kalmadan sağ salim gelebilmiştim.
Tarihe geçsin!
6 Mayıs 2022
Gerçi gün henüz bitmiş sayılmazdı. Daha tanımadığım insanlarla tokalaşacak, yanlışlıkla göz göze geldiğim akrabalarıma yalandan gülümseyecek, Tuğçe'nin bir ton dırdırını çekecektim. Ohoo, çok iş var.
Bir de üstüne Defne faktörü eklenirse...
"Ay! Geldin mi sonunda, kaçak?!" Tahmin edildiği üzere, ben daha aklımda onun adını andığım cümlemi bile tamamlayamamışken o hemen damlamıştı. Daha bahçeye yeni girmiştim. Üstelik önümden geçip giden bir sürü konuk arasından beni nasıl görmüştü? Üzerime takip cihazı yerleştirmiş olamazdı değil mi?
Nefesimi düzene getirmeye çalışarak ona baktım gülümseyip. "Yolumu mu gözlüyordun, Defne? Beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum." dedim. Sanki bunu söylememi bekliyormuş gibi dudaklarını büktü sırıtıp. "Seni sevmeyen ölsün, canım benim." dedi ve elini savurdu. Pardon, sanırım yeni aldığı bilekliklerini bana göstermeye çalışıyordu. Sırf şöyle ağzını yaya yaya canım benim dediği için bile suratına bir tane çakmak istiyordum.
Aslında sadece bilekliklerini değil, direkt kendini göstermek ister gibi bir havası vardı. Kırmızı, mini elbisesiyle ve yüzündeki o ağır makyajıyla nasıl da göze çarpıyordu öyle! Yüzüne yapıştırdığı boncuklar da çok orantısızdı. Allahım, bu gittiği kuaför anaokul terk herhalde! Ona baktığınızda gelinin kız kardeşi olduğunu biliyor olmanıza gerek bile yoktu.
Elimle yolu gösterdim. "Gidelim mi artık?" Saçını geriye attı ve yaklaşıp koluma girdi. "Ay! Gidelim gidelim! Bekletmeyelim konukları, değil mi?" Dedi ve omuzlarını oynata oynata hızlı hızlı yürüyüp beni de yanında sürüklemeye başladı. Sesinde belli belirsiz bir ima sezmiştim.
"Zaten ablamın hazırlanması uzun sürdü." Bana bakıp özellikle vurgu yaptı. "Sayende." Ardından zoraki bir gülücük yerleştirdi sevimsiz yüzüne. "Daha fazla bekletmeyelim. Ayıp olur." Laf dokunduracaktı tabii ki.
Yürüyüşümü yavaşlattım ve başımı hafif eğip ona baktım, aynı onun gibi gülümsedim. "Ne kadar da ilgili bir kardeşsin." Alt dudağımı sarkıttım dışarı. "Keşke bu ilgi alâkanı nişan hazırlıklarında da gösterseydin." Şaşırmış gibi kaşlarımı kaldırdım. "Ama sen tatildeydin, değil mi?"
Bozulduğunu şaşkınlıkla açılan ağzından görebilmek ne büyük keyifti. Kekeleyerek, "İ-İş için..." dediğinde sözünü kestim.
"Ah, tabii ki iş için." Elimi kalbime götürdüm. "Asla buradaki hazırlıklardan kaytarıp, orda burda fink atmak için değil. Biliyorum. Yoksa sevgili ablanın nişanına saatler kala gelmezdin, değil mi?" Ondan hafifçe çekilip kolunu sıvazladım. "Ben senin niyetini biliyorum, canım benim. Merak etme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLBEŞEKER
General Fictionİnsanın en masum olduğu dönemi çocuk olduğu zamanlardır, öyle değil mi? Doğru. Fakat eksik. İnsanın en acımasız olduğu dönem de çocuk olduğu zamanlardır. Kimi çocuk sevgiyle arkadaş edinir, oyunlar kurardı. Kimisi ise tek bir korku salmasıyla etraf...