6. ANILARDA KAYBOLMAK

411 59 88
                                    

🎼: Bu kalp seni unutur mu?

Kahvaltıyı hazırlarken düşündüm. Ne yaptığımı düşündüm, amacımın ne olduğunu düşündüm. Neden burada olduğumu düşündüm. Neden salak gibi birinin peşinden koştuğumu düşündüm.

Ben kimdim?

Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, güzel bir fiziği olan kız...

Hayır ben aşkların en büyük suçuydum. Ben bir suçluyum, aşık olduğum için. Ben bir hatayım, aşık olduğum için. Ben bir safım, aşık olduğum için.

Ben normal bir üniversite öğrencisi olabilirdim ama içim hiç normal değildi. Aşk beni gerçekten farklı birine dönüştürmüştü. Sanki hiç acım yokmuş gibi beni yeni acılara gebe bırakmıştı. Aşk sadece bir suçtu, gönül suçu.

Lise yıllarımda ona gerçekten aşık olmuştum, ona mesajlar yazmaya başlayıp konuşmaya başlamıştık. Sonra herkesin bize özendiği bir sevgili hayatı yaşamaya başlamıştık. Sonra bu hayat bir gecede bozulmuştu.

O gece hiç yaşanmamalıydı...

Benim kalbim onu görünce bile fazladan kan pompalamaya başlardı. Nefeslerim hızlanır, elim ayağım titrerdi. Ama şimdi, şimdi yok. Çünkü o yok, var ama yok. Benim hayatımda yok. O beni hatırlamıyor, beni unutmuş. Hayatımın anlamı dediği kişiyi unutmuş.

O bana seni seviyorum hiç demedi, ben en çok bunu duymak isterken. Neden demediğini hiç bir zaman anlayamadım. Bana bu cümleyi kurmamış olabilirdi ama çokça beni sevdiğini hissettirmişti. Ama bizim farkımızda buydu. Ben hem dillendirir, hem de hissettirirdim.

Üniversite 4.Sınıftım. İzmir'de yaşıyordum. Neredeyse bir yıl önce burada yaşamıyordum. Normalde İstanbul'da yaşardım ama aşk... aşk insana sevdiği adam buraya geldi diye kendinin de onun peşinden gelmesinin gerektiğini derdi. Ben Altay için buraya gelmiştim. O burada diye, o burada nefes alıyor diye ben buraya gelmiştim.

Altay o geceden sonra hafızasını kaybetti, kimseyi neredeyse hatırlamadı, beni hele ki beni hiç hatırlamadı. Sonra İstanbul'dan İzmir'e taşındı. Ben de onun peşinden geldim. Sonra burada ki üniversiteye kaydoldu, ben de o üniversiteye kaydoldum. Onun için her şeyi yapmıştım, yapardım.

Edebiyat bölümündeydik. O her zaman edebiyatı severdi, ben de o severdi diye sevmiştim. Bu yaptıklarım saçmalık olabilirdi ama benim için en güzel şeylerdi.

Onunla aynı sınıftaydım, nasıl denk geldiğimizi bilmiyordum, kader dedikleri şey bu muydu? Buysa her zaman böyle olsun, onunla her zaman bir olayım.

3+1 evde arkadaşım Selma ile yaşıyordum. Aynı zamanda Selma ile Altay'da arkadaştı, ama Altay Selma'yı da hatırlamıyordu. Sadece Gürkan'ı hatırlıyordu. Gürkan'da liseden arkadaşımızdı. Doğrusu Gürkan onun en yakın arkadaşıydı. Ama onu hatırlayıp bizi hatırlamaması özellikle beni hatırlamaması bana dokunuyordu.

Düşüncelerden sıyrıldım ve önümdeki salatalığı doğramaya başladım, sonrasında dometeslerle birlikte tabağa koydum. Ocaktaki su kaynağında çayı demledim ve mutfaktaki sandalyeye oturdum.

Mutfağımız genişti, Amerikan mutfağı tarzıydı. Duvarlar ahşap kaplamadan fayanslar mermerden oluşuyordu. Mutfak genellikle beyaz, ahşap renkler kullanmıştık.

Bu sırada içeriye Selma girdi. Bana gülümseyerek yanıma gelip yanağımdan öptü. Daha yeni uyanmıştı, saat erkendi. Ben de ona gülümserken "Yine döktürmüşsün." dedi esneyerek. Ben de "Ehhh, her zaman." dedim. Selma önüne dönerek masanın üzerinde ki sürahiden su içti. Ben de ayağa kalkıp dolaptan çay bardaklarını çıkardım.

KIRIK KALPLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin