3

1.3K 73 1
                                    

Üzerime okulun spor formasını giyip spor salonundaki sıraya katıldım. Ebrar ve Handan sohbet ederlerken ara sıra konuşmaya katılarak hoca gelene kadar vakit geçirdim.

Spor hocasıyla beraber gelen Deniz ile tüm dikkatimi vermiştim.

"Evet gençler. Bugün sadece ikili olarak voleybolda pas çalışıcaksınız. Öğretmenler kurulu toplantısı olduğu için sizi Deniz yönlendirecek. İyi çalışmalar." dedi ve Deniz' e bir düdük verip gitti.

Ciddi bir yüz ifadesiyle ikili grupları söylemeye başladı en son sıra bana gelince "sende benle gel." dedi.

İtiraz etmedim. Gereksiz olurdu. "İsteyenler okul bahçesinde çalışabilir." Diyen Denizle salonda bir kaç grup kaldı.

Deniz yanıma gelince "Bahçede çalışalım mı?" diye sordum.

"Hayır biz burda çalışıcaz." dediği şeye başımı salladım.

Bir top alıp paslaşırken biraz sıkılmaya başlamıştım. Diğer gruplar kendi aralarında konuşurken biz çok sessizdik. Nedensizce bu sessizlik beni rahatsız etti.

Bir konu açılsın diye sordum "Neden yönlendirmen için sen seçildin?" dedim.

"Spor klübü başkanı benim. Sınıfta olmayacağı zamanlar beni çağırırlar."

"Her ders böyle mi geçiyor?"

"İlk hafta olduğu için."

"Matematik hocası nasıl biri?"

"Çok konuşan biri ama çok iyi anlatır konuları."

Sorucak başka soru kalmadı. Bana gelen topu karşıladığımda "Sıkıldım ben. Gidip okulu gezicem. Dün gezemedim." dediğimde "gel o zaman. Ben seni gezdiririm." gezme bahanesine bir yerde telefonla oyun oynamak istiyordum ama ben.

Hayır de dersem de peşime takılacakmış gibi bir his var içimde.

Bana okulun tüm katlarını gezdirdi. Üşenmeden her yeri gösterdi ve anlattı. Nasıl açıldı, kim yaptırdı, yerlerden sorumlu öğretmen ve öğrenciler kim, ne zaman girilebilir? Ve dahi bir sürü şey. Sabırla tüm sorularımı cevapladı. Belki terslerde yanından giderim diye gezdiğimiz kimya labaratuvarına "burası labaratuvar mı?" diye bile sordum.

Tenefüs zili çaldı.

Biz hala geziyorduk. Okul çok büyük ve genişti her klübün kendine ait bir odası bile vardı. Tenefüsün bittiğini gösteren zil çalınca "Senin sınıfın başında olman gerekmiyor mu?" diye sordum.

"Hayır, o sınıf başkanının görevi. Ben yapmaları gereken şeyi gösterdim. İki ders buna çalışıcaklar. İlk hafta diye." elini omzuma koydu ve "sana göstermek istediğim bir yer daha var." dedi.

Spor salonuna gidik soyunma odalarının ayrıldığı koridorun otrasında bir kapı vardı. Kapıyı cebinden çıkardığı anahtarla açınca içeri girdik. Aşağı inen bir merdivenle karşılaşınca "En sonunda beni öldürmeye mi karar verdin?" diye sordum.

Kahkaha attı "Dünya' ya inmiş bir Tanrıça' yı öldüreceğimi sanmıyorum." söylediği sözler beni utandırmıştı. 

Ebrar' ın öğlen yemeğinde söylediği şeyin etkisinden miydi acaba?

Merdivenlerin sonu da ki kapıdan girince spor aletleriyle dolu, büyük bir salona girdiğimize şaşırmıştım.

"Okulun altında niye böyle bir yer var?" sorduğumda yanıma gelip kolunu omzuma attı.

"Okulun dövüş sanatları kulübü antrenmanlarını daha iyi yapabilsinler diye." dediğinde aklıma bir kulüp seçmem gerektiği geldi.

"Benim de bir kulüp seçmem gerek." 

Sınırları Zorlama(gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin