Kim Taehyung, annesinin yoğun ısrarları sonucunda daha fazla dayanamayarak kendine evlenecek birini bulur. Fakat bulduğu kişi annesinin kendisine sunduğu şartları hiç karşılamıyordu.
Semetae x Ukekook!
cok cok farkli bir oneri vardi onu oneren bitaneme cok tesekkur ediyorum, okurken zaten hemmen sıp diye fark edersin 🥺
bu bolum bolca taekook moment var tadini cikaralim ve yorumlarimizi eksik etmeyelim 🤏🏼
iyi okumalar! ✨😽
_ "Sence bu çok mu abartı oldu?" diye sordum ağzına kadar doldurduğum valizi Taehyung'a gösterirken. Bakışlarını telefonundan birkaç saniyeliğine ayırdı ve valizime bakıp başını iki yana salladı.
"Beş yıldızlı otele gideceğiz, şimdi rezervasyonu hallettim. Jeti de hazırlatıyorum sabaha kadar hazırlanmış olur. Misler gibi yolculuk yaparız."
Duyduğum şeyle bakışlarım şaşkın bir biçimde Taehyung'a çevrilirken, sanki o bu söylediği şey aşırı günlük ve normalmiş gibi telefonuyla ilgilenmeye devam ediyordu. Zenginliğin adı başka fakat tadı da görüldüğü üzere bir başkaydı.
"Jet demek ha?" dedim gülüp, valize ekleyeceğim son eşyaları elime alırken. Kapak kısmında duran fermuarlı yuvaya birkaç tane baksır yerleştirdim ve kapağı kapatıp, fermuarı çekmeye başladım. Valiz o kadar dolmuştu ki fermuarı çekmek imkânsız gibi bir şeydi. Kol kası falan yalan, bir halta yaramıyor. "Taehyung ben bunu çekemedim."
Dudağımı büküp, kaşlarımı çatarken işaret parmağımla valizi kocama şikayet ediyor, ilgisini çekmeye çalışıyordum aslında. Namjoon hyungun partisinden geldiğimizden beri iki kelimeyi zor etmiştik. O odasına gidip çoktan valizini ayarlarken, ben o süreyi duş almakla geçirmiştim. Ağrıyan boynumu sağa ve sola hareket ettirirken Taehyung sonunda telefonunu bir kenara atabilmişti.
"Otur bakayım valizin üstüne." dedi ayağa kalkıp yanıma gelirken. Hemen dediğini yapıp valizin üstüne oturdum ve dibimde biten Taehyung'a diktim gözlerimi. Siyah ve dalgalı saçları alnına düşmüş, neredeyse gözlerini kapatıyordu. Yüzü sabit bir ifadeye büründüğü için ciddiyetini koruyor ve yapacağı iş için ellerini birbirine sürtmesine kıkırdamadan edememiştim. Bana doğru eğilip, gözlerini gözlerime değdirdiğinde gülümsedim ve elimi omzuna koyup, valizin fermuarını kapatmasını bekledim.
Fakat o, bunu yapmak yerine ellerini belime yerleştirip bacaklarımın arasına geçtikten sonra dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Dudaklarının o şekerimsi tadı aklımı başımdan alırken, ağzımı aralamış ve ona geçiş sağlamıştım. Kollarım sıkıca boynundaki yerini almış, ellerim saç diplerini okşamakla görevlendirilmişti. Taehyung'un üstümde bıraktığı etkinin hastası olsam yeriydi. Sakin öpücüğümüzü ıslak bir sesle ayırdıktan sonra gülümseyerek eğildi ve ondan istediğim şeyi saniyeler içinde halledip, geri çekildi. Bu sayede bende hemen kalktım ve valizimi alıp kapının dışına, Taehyung'un valizinin yanına koydum.
