"Soran olursa beni görmedin." Gözlerini etrafta gezdirirken konuştu. Her yeri gözleriyle tarayıp temiz olduğuna emin olduğunda gitmek için arkasını döndü. Onu durduran şey bileğine sarılan güçsüz parmaklardı.
"Daha nereye kadar bu işten para kazanmayı düşünüyorsun? Bir geleceğin olmalı, bunu biliyorsun." Genç kız hızla kolunu çekti.
"Beni düşüneceğine kendine bak önce. Ayakta bile duramıyorsun fakat buna rağmen hala istiyorsun." Genç kız arkasına bakmadan emin ve hızlı adımlarla ilerledi. Yanından ayrıldığı çocuk onun sıkı müşterisiydi. Her gün aynı yerde aynı saatte onunla buluşurlardı ve alışverişlerini yapıp yollarına devam ederlerdi. Olması gerektiği gibiydi.
Sonbaharın ılık esen hoş rüzgarı akşam vakti yaklaştıkça kuvvetini artırıyordu. Kış yaklaşmıştı. Bu da demek oluyordu ki genç kız her zamankinden daha dikkatli olmalıydı. Yaz aylarında her yer kalabalıktı ve dikkat çekmemeyi başarıyordu. Fakat kışın çoğu zaman şansı yaver gitmiyordu. Bu durumdan memnun değildi. Şimdi ise yardımcı patronun yanına gidecek ve kendisine kış için başka bir iş vermesini isteyecekti. Umuyordu ki yardımcı patron iyi günündeydi. Aksi halde onu mahvedebilirdi.
Cebinden çıkardığı paketten bir sigara alıp dudaklarının arasına bıraktı. Eli üzerindeki ceketin cebinden çakmak arıyordu. Sonunda aradığını bulduğunda sigarasını yaktı. İçine çektiği bir kaç nefesin sonunda sigara henüz yarım bile olmamışken yere attı. Sigara içmezdi aslında. Sevmezdi içmeyi. Yalnızca gergin olduğu zamanlar ufak bir tüttürürdü, o kadar. Üzerinde yardımcı patronla konuşacak olmanınım verdiği gerginlik vardı. Çoğu zaman sinirli, aksi ve huysuz, orta yaşlı bir adamdı. Tek yaptığı azarlamak ve tıkınmaktı. Elinden gelen başka bir şey olduğunu görmemişti bu zamana kadar genç kız.
Mekanın önüne geldiğinde hava çoktan kararmıştı. Yolda gelirken aldığı pizzayı ceketinin içine sokup gizlemeye çalıştı. Bu pizzayı almasının nedeni elbette ki yardımcı patronu biraz da olsun yumuşatmaktı. Mekanın iki yanında duran korumalar onu tanıdıklarında kapıyı açmışlardı. Genç kız herhangi bir şey sormadan kendisi için açılmış olan kapıdan içeri geçti. İçeri girdiği an eliyle burnunu kapatıp aldığı kokuyu bastırabildiği kadar bastırmaya çalıştı. Alfalar dört bir yanı sarmış durumdalardı ve olur olmadık yerlerde feromon yaymaya bayılıyorlardı.
Umursamamak adına büyük çaba sarf ettikten sonra üst kata çıkan merdivenlere yönelip çıkmaya başladı. Yardımcı patronun üst kattaki odasında olduğundan emindi. Başka bir yerde durmaz, lazım olanı ayağına çağırırdı. Daha önce hiç aşağı indiğini bile görmemişti genç kız.
Merdivenlerin sonuna geldiğinde sağdaki koridora doğru ilerlemeye başlamıştı. Oldukça gergindi. Elindeki pizza kutusunun koyulduğu poşeti parmakları arasında buruşturmuştu farkında olmadan. Odaya doğru attığı her adım onu daha da ürkütüyordu.
Sonunda ulaşmak istediği hedefe ulaştığında kapıyı çalmadan önce nefeslenmek adına bekledi. Gerginlikten dolayı nefes nefese kalmıştı ve nefesini düzene sokması gerekiyordu. İlk önce derin bir nefes alıp ardından verdi. Bunu bir kaç sefer tekrar etti. Kendini hazır hissettiğinde boşta olan elini kaldırıp kapıyı tıklattı. İçeriden beklediği komut geldiğinde ise eli bu sefer de kapı koluna uzandı. Kapıyı açıp içeri girdiğinde odanın sıcaklığı gerginlikten buz tutmuş bedenini gevşetmeye yetmişti.
"Seni görmek güzel Rue, hem de elinde pizza kutusu varken." Konuşan yardımcı patrondu. Genç kız tekrar gerilmeye başladığını hissediyordu. Evden çıkmadan önce bastırıcı aldığı için tanrıya şükürlerini sunuyordu. Aksi halde içerisinde onlarca alfa bulunan bu lanet mekanda feromon yaymak hiç istemediği sonuçların doğmasına neden olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madonna Lily
FantasyDaha fazla bu sessizliğe dayanamayıp deltanın yanına doğru yüzdüğünde aralarındaki mesafeyi en aza indirip tam karşısında durdu. Ayaklarını gölün zeminine bastırdığında aralarındaki boy farkı yüzünden başını yukarı kaldırdı. Delta ise ona yukarıdan...