0.3

497 67 37
                                    

Rue dün gece kendisine yardımcı patron tarafından gönderilen konuma doğru gidiyordu. Attığı konum onun evine yakın olduğu için yürümeyi tercih etmişti. Yürümek onun hoşuna giden nadir şeylerden biriydi. Yürüdüğü zaman stresinin azaldığını ve beynindeki savaşın durduğunu hissederdi. Bu, onun için sağlıklı bir aktiviteden ziyade hala hayatta olmasının sebebiydi. Birçok kere intihar eylemine girmiş ve bunlarının sonunu getirmemesini yürüyüş sayesinde yapabilmişti.

Sonunda konumdaki yere vardığında gördüğü manzarayla kaşları çatıldı. Dövüş kulübü denince aklında canlanan yer harabe, yıkık dökük ve illegal işlerin yapıldığı, dikkat çekmeyen bir yerdi. Fakat geldiği yer bunların hiçbiri değildi. Tamamen gösterişli, etrafındaki yıkık dökük binaların yanında saray gibi duran bir yerdi. Bu onu şaşırtmıştı. İşte şimdi bu yer ilgisini çekmeye başlamıştı.

Yaklaşık üç katlı, koca bir kaleyi andıran mekanın bahçe benzeri alanına giriş yaptığında kapıya ilerlemek üzereyken yolunu iki adam kesti.

"Kimsin ve neden buradasın?" Adamlardan birinin sorduğu soruyla kaşları çatıldı.

"Adım Rue ve çalışmak için buraya gönderildim." Adam ikna olmuş ya da inanmış gibi görünmüyordu. Her ikisinin de yüzleri katıydı. Tedirgin olmuştu

"Kimliğini göster." Rue daha çok çattı kaşlarını. Mekana ilk girişinde bile bu kadar sert muamele görmemişti. Yine de fazla irdelemeden çantasından kimliğini çıkarıp adama uzattı. Diğer adam da çantasına uzandığında hızla geri çekti kendini.

"Ne yapmaya çalışıyorsunuz siz?"

"Çantanızı ve üzerinizi aramak zorundayız. Yanınızda kesici, delici ve zarar verici hiçbir şey olmaması gerekiyor." Tanrı aşkına! Burası nasıl bir yerdi böyle? Dövüş kulübü zaten başlı başına illegal işlerin yapıldığı bir yer değil miydi? Bu muameleme de neyin nesiydi?

Rue sinirli yüz ifadesi ile çantasını uzattı. Kimliğini alan adam ise kimliği onun eline tutuşturup kollarını kaldırmasını gösteren bir işaret verdi. Kollarını havaya kaldırdığında ise üzerini aramaya başladı.

"Girebilirsin." Üzerinin ve çantasının temiz olduğundan emin olduklarında kapıları onun girmesi için açtılar. Bu da neyin nesiydi böyle? Hala şaşkınlığını üzerinden atamıyordu.

Rue hızla çantasını adamdan alıp içeri doğru adımladı. Kaşları hala çatıktı ve burnundan soluyordu. Az önceki tavırlar hiç hoş şeyler değildi. Sonuç olarak burası illegal işlerin döndüğü bir yerdi. Bu kadar korunaklı olması ona göre saçmaydı.

Hala sinirini atamamışken içeri girdiğinde şaşkınlığı daha ağır basmıştı. Burası resmen kraliyet saraylarını anımsatıyordu. Uzun kolonlar, altın renkleri ile süslenmiş koridorlar ve duvarlarda asılı olan tablolar çağ dışı görünüyordu. Az önceki öfkesi bir toz misali uçup gitmiş ve yerini koca bir şaşkınlık almıştı. Yanlış yere gelmiş olabilir miydi? Kapıdaki adamlardan anlaması gerekirdi zaten buranın yanlış yer olduğunu.

"Bakar mısınız?" Yanından geçen rastgele birini durdurmuştu. "Burası bir dövüş kulübü, öyle değil mi?" Karşısındaki kadın gülümsedi. Neden gülümsemişti?

"Buraya ilk gelişin, öyle değil mi?" Rue başını salladı. "Ben de ilk geldiğimde şaşırmıştım. Hatta yanlış geldiğimi düşünüp geri gitmiştim fakat evet, burası bir dövüş kulübü." Duyduğu şeylerle rahatlamıştı. "Sen ne için gelmiştin?"

"Dövüşçülerin sağlık kontrolleri için." Kadın başını salladı.

"Bir haftadır senin gelmeni bekliyorduk. Gel seni götüreyim." Rue başını sallayıp kadını takip etmeye başladı. Kadın uzun koridordan ilerleyip merdivenlere ulaştığında onun peşinden gitti. Merdivenden yukarı çıktıktan sonra sağa dönüp başka bir koridora girmişler ve ardından geniş bir alana çıkmışlardı. Burası bir çeşit salon gibiydi. "Herkes buraya baksın," Kadın odadaki kişilere yönelik konuştu. Odada yaklaşık on kişi vardı. Hepsi de iri yarı adamlardan oluşuyordu. "Yeni sağlık görevliniz geldi. Hepiniz kontrol için odalarınıza geçin." Odada yaklaşık on kişi varken bu sayı bir anda iki katına çıkmıştı. Bir süre sonraysa hepsi dağılmış ve tek bir yere yönelmişlerdi.

Madonna LilyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin