Bölüme başlamadan önce bilmenizi istediğim bir şey var. Ruh eşi ve mühür aynı şeyler değil. Bir alfa kurt, ya da delta, herhangi bir Omega'yı ruh eşi olmasa da mühürleyebilir ve bu aralarındaki bağın üst seviyeye taşınmasını sağlar. Bu konuda aklınıza takılan bir şey varsa sorabilirsiniz.
Bu bölümün ithafı ise @Lavinia293 kişisine. Kendisine desteklerinden ötürü teşekkür ederim.
Keyifli okumalar
"Acıyor mu?" Yemek yendikten sonra Omega'nın yoğun ısrarları üzerine deltanın yaraları tedavi ediliyordu. Delta her ne kadar gerek yok, kendim yaparım demiş olsa da Omega ısrarını sürdürmüştü. Sonuç olarak ise içeride, koltuğun üzerinde, deltanın yaralarını tedavi ediyordu.
"Hayır dedim. Kaç kere daha soracaksın?" Sesi kızgın ya da sinirli değil, daha çok eğlenir gibi çıkıyordu. Yaralarını tedavi etmeye başladığı ilk andan beri yaraya her temas edişinde aynı soruyu bıkmadan soruyordu ve delta da her defasında aynı cevabı veriyordu.
"Ama çok derin görünüyor, acıması lazım." Kaşına elindeki yara bandını dikkatle yapıştırırken konuştu. Yaraları muhtemelen en geç bir güne geçecek olsa da içi rahat etmiyordu. Az önce, ringde yediği darbeler aklına geldikçe içi daha da sızlıyor, istemsizce vicdan azabı çekiyordu.
"Ne olsun istiyorsun, canım yanınca mutlu mu olacaksın, anlamıyorum ki." Yüzündeki keyifli gülümsemenin sebebi elbette ki Omega'nın kendine bu denli değer veriyor ve bu denli önemsiyor oluşuydu. Ve tabii bir de ilgisi vardı.
"Hayır tabii ki! Sadece, tuhaf." İlk başta sesi yüksek olsa da sonradan mırıldanır gibi çıkmıştı. Delta yüksek sesli bir kahkaha attı. Şuan gözünde küçük bir yavru kediden farkı yoktu.
"Tuhaf olan ne tam olarak?" Kahkahasının arasında zorla konuştu. Omega onun kendi ile dalga geçtiğini fark edip kafasına vurdu. "Sen Omega olduğun için yaraların geç iyileşiyor olabilir sevgili Omega'm fakat ben bir deltayım ve emin ol bu yaralar sabaha kalmayacak kadar küçükler." Rue kendisine ithaf ediş şeklinden sonraki söylediklerini duymamıştı bile. Çok güzel Omega'm diyordu ve lanet olsun ki kızgınlığı kapıdayken bu bile onu tetikliyordu. Üstelik daha az önce bu kadar güzel gülmüşken etkilenmemek mümkün müydü?
"Ben geç olmadan gitsem iyi olacak." Oturduğu koltuktan kalkacağı sıra delta bileğinden tutup durdurdu onu.
"Kapıdan girmeden önceki konuştuklarımızı unuttun sanırım Rue. Kızgınlık evresindeyken seni öylece alfaların arasına göndereceğimi düşünmüyorsundur umarım? Seni hiçbir şey için zorlamam Rue fakat şuan benden seni eve göndermemi bekleme." Bir süre duraksadı. Rue tam ağzını açıp konuşacağı sıra tekrar konuştu delta. "Her kızgınlığa girişinde kapına ne kadar köpek geldi, haberin var mı? Orada olmasaydım kapıyı kırıp sana zarar vereceklerdi. Düşündükçe bile sinirlerim bozuluyor." Delta içindeki siniri boşaltmak istercesine sert konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madonna Lily
FantasyDaha fazla bu sessizliğe dayanamayıp deltanın yanına doğru yüzdüğünde aralarındaki mesafeyi en aza indirip tam karşısında durdu. Ayaklarını gölün zeminine bastırdığında aralarındaki boy farkı yüzünden başını yukarı kaldırdı. Delta ise ona yukarıdan...