En son olanları hatırlıyorsunuz, değil mi? Hatırlamamanız benim olanları unutmam kadar imkansız bence. Ne olur ne olmaz ben yine de bir teyit edeyim, hem, kendim de inanamıyorum hâlâ yaşananlara.
Sanırım birkaç saat önce Chanyeol'den ayrıldım, biliyorum hiç birleşmemiştik yüzüme vurmayın, ardından ise o beni öptü. Bileğinde o bilezik yokken, tamamıyla kendi iradesiyle yaptı bunu. Tamam, tamam biliyorum, bu hareketini üstüme alınmayacağımı söyledim fakat kafamın karışması normal bence. Biraz olanları sindirmem için zaman verin.
Başarabilir miyim bilmiyorum. Onsuz yaşamaya alışabilir miyim, onu görmeden günüm gerçekten geçebilir mi bilmiyorum. Ona ne kadar onu görmemek için elimden geleni yapacağımı söylesem de böyle bir şeyi başarabilir miyim onu dahi bilmiyorum. Sanırım olacakları biraz zamana bırakmam gerekiyor, bu konuda Chanyeol'un davranışları da önemli bence. Onu unutmam için kendisi de çabalayacak mı merak ediyordum.
Telefonum Chanyeol'un yanından ayrıldığım gibi birçok kez titredi. Kim aramış bakmıyordum bile. Yalnız kalıp birkaç saat önce yaşanan olayları kafamda tartmam gerekiyordu. Eve geç kaldığım için annem aramış olabilirdi, Jongdae ne olduğunu teyit etmek için aramış olabilirdi veya Sehun bizim evde bir şeyini unuttuğunu söylemek için de aramış olabilirdi. Beni bu üçlü dışı arayan yoktu zaten bu yüzden özel olarak kimin aradığına bakmadım.
Telefonum tekrardan titrediğinde umursamadım yine. Önemli bir şey mi olmuştu hiç düşünmedim, biraz önce olan şeyden önemli olay olamazdı çünkü benim gözümde. Akşam vakti nereye gittiğimi dahi bilmiyordum fakat gecenin ayazı biraz daha yüzüme çarparsa soğuktan ölecektim. Pek de tanımadığım sokaklara girmeye başladığımda geri döndüm, sanırım eve gitmem daha iyi olurdu. Tüm bedenimi biraz önce geçtiğim yola dönderdiğimde tanımadığım birtakım siyah kapişonlu insanlar göz hizzama girdi. Beş kişi olmaları ve hepsinin durup bana bakmaları beni olduğum yere kilitledi, ne yapacağımı bilemedim. Ne oluyordu, neden hepsi durmuş bana bakıyordu?
"Eğer ona yalvarırsan sana zarar vermeyeceğini söyledi." Ne dediğini anlamadığımdan kaşlarımı çattım. Sonra ise tek tek aklıma geldi anılar; ondan sürekli özür dilemem için benimle tartışışı, ayağına kapanmam gerektiğini söyleyişi ve en önemlisi bir gün beni ona yalvartacağını söyleyişi geldi. İyi de, bilezik çıkmamış mıydı? Neden Sooyoung hâlâ bu oyuna devam ediyordu? Biraz önce konuşan ve diğerlerine nazaran daha uzun boylu olan kişi telefonunu eline aldı ve büyük ihtimal Sooyoung'u aradı. Ben ise hiçbir tepki vermeden biraz sonra olacakları idrak etmeye çalışıyordum.
Telefon pek uzun süre çalmadan açıldığında beklentiyle yutkundum. Artık gerek kalmadığını, bana zarar vermememelerini söylemesini bekledim. Telefonun diğer tarafından uzun süre ses gelmedi, bunun üzerine telefon sahibi tam konuşacakken Sooyoung araya girdi. "Yalvardığını duyamıyorum, yalvartacak hale getirin demedim mi size!" Bağırışı kulağımda yankılanırken olanları idrak edebilmek için derin bir nefes aldım. Şimdi, bilezik çıkmasına rağmen bu kız beni hâlâ öldürmek mi istiyordu? Sanırım ben gerçekten ölmeden kimseye rahat yoktu.
Telefonu arka cebine koyup aramızdaki mesafeyi yavaş da olsa kapatmaya başladığında diğerleri de ona uydu. Bana yaklaşışları ve birkaç kişinin cebinden yanlış görmediysem eğer bıçak çıkarışı adımlarımı geriye doğru ittirdi. Yavaş yavaş onlardan uzaklaşmama rağmen onlar bu beceriksiz kaçışımdan hoşlanıyormuş gibi daha da yavaş adımlar attılar bana. Bunu fırsat bilerek fazla düşünmeden arkamı döndüm ve boş olan yolda var gücümle kaçmaya çalıştım. Arkamdaki adım sesleri benimle beraber koşmaları yüzünden gittikçe çoğalıyordu ve birinin bile bana yaklaşma düşüncesi beni daha da korkuttuğundan deli gibi koşuyordum şimdi. Pek bilmediğim yerlerdi burası ve neresi işlek gözüküyorsa oraya dalıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chimide Ai ||Chanbaek
FanficByun Baekhyun, çocukluktan beri sevdiği Park Chanyeol'e cidden sihirli olduğunu düşünmediği bileziği takar ve onun için kendini hiç beklemediği bir konumda bulur.