Merhaba arkadaşlar, kanalıma hoş geldiniz! Kendimi kısaca tanıtmam gerekirse ben Byun Baekhyun, lise üçüncü sınıf öğrencisiyim. Sabah erkenden kalkamadığım için annemden sürekli dayak yerim. Kendisiyle tanışsanız çok seversiniz aslında onu. Bir de babam var, onunla pek yakın değilizdir. Kişisel ihtiyaçlarımı karşıladığı için dünyanın en iyi babasıymış rolünü oynamayı sever ama. Neyse, ailemden kısaca bahsettim. Sıra en yakın arkadaşım Jongdae'de. Kendisi deli dolu, bol tarotlu ve tuzluğu yanından eksik olmayan biridir. Bir de Sehun var, onunla yeni yeni arkadaş oldum sayılır fakat çok iyi anlaşıyoruz kendisiyle. Sehun biraz şakacıdır, popüler kültüre uymayı çok sever ve bir sürü anime izler. Bir de çok yakın arkadaşı vardır Sehun'un, ismini bolca duyacağınız birisi.
Park Chanyeol.
Kafamda saçıyla aynı griye sahip bulutlar oluşturan, çoğu zaman canımdan öte gördüğüm, öptüğü yerde soluğu çok uzun süre kalan, gözlerindeki kahve yüzünden uzun süre baygın kaldığım, vücudunun her bir zerresine ayrı ayrı düştüğüm; hatalarıyla, yanlışlarıyla, hırsıyla, bencilliğiyle, en çok da beni yok saymamasıyla kabullendiğim, sevdiğim tek kişi.
Beni artık görsün diye bir bilezik takmıştım bileğine. Bu sayede artık hayatında yer edinebileceğimi falan düşünmüştüm. Hiç öyle olmadı, üstüne üstlük kendi ağzıyla dedi hayatımda yerin yok diye. Ben ona bir şekilde katlandım. Sonra bir de benden nefret ettiğini öğrendim, hâlâ sebebini bilmiyorum gerçi. Bu iki olay kalbimde bir yerde duruyor. Hangi kapakçığımın üstünde bilmiyorum ama nefes aldıkça batıyor bu sözler. Onu her gördüğümde, o her aklıma geldiğinde kalbim eskisi gibi atamıyor.
Peki, bu bileziğe ne oldu? Hiçbir bok olmadı, yerinde duruyor. En azından birkaç saatliğine duruyor diyebilirim. Okulun bitmesine çok az kaldı, bittiği an huzurevine gideceğiz. Orada bileziği bana veren bir kadın var. Ondan nasıl çıkarmamız gerektiğini öğreneceğiz ve bu masal da sona erecek. Uyuyan güzel andaval bir erkeğin öpücüğü ile uyanacak, külkedisinin arabası aval bir prensle dans edeceğim diye balkabağına dönüşecek ve aptal pamuk prenses o zehirli elmayı ısıracak.
Evet, bugün günlerden bileziği çıkarma günü. Tüm lanetimin, çıkarmadığım günahların, yaptığım yanlışların bir gün sonuçlanacağını biliyordum fakat bu şekilde olacağını tahmin etmemiştim. Bence benim için verilebilecek en ağır ceza Chanyeol'un hayatında kısa bir süre olup yine her şeyin eskiye döndüğü, beni umursamadığı hâllerine dönmekti, tekrardan.
"Ne düşünüyorsun?" Jongdae elindeki kalemi parmaklarıyla dönderirken sordu. Ne düşündüğümü gayet iyi biliyordu. Gözüme uyku dahi girmemişti ki benim dün gece. Ne yapacağımı, bundan sonra nasıl yaşayacağımı düşünmeden duramıyordum. Sanki elimden her şeyim alınmış gibiydi ve ben şimdiden nefes alamıyordum.
"YouTube kanalı açmayı düşünüyorum, onun için pratik yapıyordum." Böyle bir cevabı beklemediği için kaşlarını çattı direkt. İçinde Chanyeol geçen bir cümle kurmamı bekliyordu, kurmuştum gerçi. "İçeriği ne olacakmış?"
"Sefil Baekhyun'un hayat amacını kaybedişi." Yapmacık bir şekilde güldüğümde iç çekerek önüne döndü. Chanyeol için gerçekten çok seviniyordum. Artık acı çekmeyecekti, özellikle bu acının sebebi ben olmayacaktım. Mutlu olacaktı o. Sooyoung ile el ele okula gelecekti yine. Gözümün önünde öpüşüp koklaşacaklardı, yılın en iyi çifti unvanını falan da alacaklardı.
"Baekhyun, soruyu çözmek istiyormuş gibi gözüküyorsun." Pekâlâ, o kadar çok dalmıştım ki sınıfta hocanın olduğunu dahi unutmuştum. Üstüne üstlük feminist kimyacıydı bu, beni çiğ çiğ yerdi şimdi. "Yok hocam. Ben soruyu beğendim de o beni beğenmedi galiba." Düşünmeden konuştuğumda tüm sınıf rezilliğime güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chimide Ai ||Chanbaek
FanfictionByun Baekhyun, çocukluktan beri sevdiği Park Chanyeol'e cidden sihirli olduğunu düşünmediği bileziği takar ve onun için kendini hiç beklemediği bir konumda bulur.