4-

3K 206 84
                                    

Batı: 30 yaşında
Mavi gözleri, siyah saçları var.

Kuzey: 26 yaşında
Mavi gözleri, beyaz saçları var.

Güney: 24 yaşında
Kahverengi gözlü, kumral saçları var.

Doğu: yaşasaydı 22 olacaktı, 12 yaşında öldü. Hikayenin bir çok yerinde geçecek.

İlker: 17 yaşında
Kahverengi gözlü, kumral saçları var.

30.09.23

İlker Haznedaroğulları

Serum öyle iyi gelmişti ki aylardır hissetmediğim kadar dinç ve sağlıklı hissediyorum, hatta buna vücudum bile şaşırdı. Uyandığımda saat sabah beş buçuktu, alışkanlığıma söverek yatakta boş boş oturmuş, sonunda kahvaltı saatine gelmiştik.

Okulda her zaman ve her konuda en başarılı öğrenci bendim, ödevlerin, sınavların, projelerin ortalamalarını ben yükseltirdim. Hocalarım çok sever, zorlayabildikleri kadar zorlarlardı. Çalışmaktan burnum da kanardı, yorgunluktan bayılırdım da ama hepsi çok çalışmaktantı.

Bana iftira atan, kuyumu kazmaya çalışan da çok vardı. Hatta ileri gidip fiziksel şiddetli zorbalık yapmaya çalışırlardı. Yakın dövüş dersleri aldığımızdan onları geri püskürtebiliyor, çabucak kurtuluyordum. Bir keresinde yatakhanenin çatısında 20 kişi sıkıştırmışlardı da hepsini ben piç etmiştim.

Okulda küfür kesinlikle yasak olsa da her küfrü öğretirlerdi, çünkü büyüdüğümüz ve işe atıldığımız zamanlarda yabancı ortaklarımız olunca bize ne dediklerini iyice bilmek zorundaydık. Ama ben küfretmeyi sevmiştim, öyle hoşuma giderdi ki bazen cansız eşyalara bile eder sinirimi atardım.

Deli bir tarafım vardı, insanları korkutan. Masumları ve zorbalığa uğrayanları koruyup kollamak bana aitti, karşıma kim gelirse gelsin korkmadan savaşıyordum. Özellikle zorladıkları ders yakın dövüşlerdi, şu zamana kadar iyi eğitilmiş 6 kişiyi indirmişliğim vardı. Şiddetten korkmam.

Ama hasta olduğumdan beri dayak da yemiş, iftiraları da yutmuştum. Çünkü nefes almaya gücüm yokken insanlarla uğraşamıyordum. Abimin verdiği serum öyle iyi gelmişti ki sanki hasta olmadan önceki zamanlarıma döndüm. Dinç, ağrısız, güçlü hissetmeyi özlemişim.

Rüya gördüğümü sandığım anlar gerçekmiş, abilerim alabilecekleri cezalara rağmen benimle ilgilenmişler. Baba arabada anlatmıştı, bu evde kimse kimseyle ilgilenemez, sevemez, göremez. Yoksa ağır cezaları olurmuş ki onlar ne, hiç bilmiyorum.

Kapım aniden açıldığında korkuyla yerimde sıçradım, beyaz saçlı Kuzey otuz diş sırıttı.

"N'aber paşası?" Dün Batı'nın beni tedavi etmesi için de o ikna etmiş, yoksa Batı Bey harbiden öylece bırakıp gidecekmiş. Konuştukları her konuyu, telefonumda kaydettiğim seslerden dinlemiştim.

Tam cevap verecektim, arkasında belirenen babayla nefesimi tutup geriye doğru adım atmak zorunda kaldım. Öyle bir bakıyordu ki sanki karşındaki Kuzey değil, yüzyıllık düşmanı.

"Paşası? Kuzey!" Sesi yankı yaparken Kuzey'in gözleri titredi, eli kapı kolundan düşerken nefesini sonsuza dek tutacakmış gibi iç çekti. Yüzü sararmaya durduğunda kaşlarımı çattım. Neden bu kadar korkuyor? Kaslarında güçten niye yoksun? Bir koysa adama valse yaptırır, ama titriyor. Neden?

"Baba efendi, ben..."

"Ne oluyor?" Batı'nın sesi koridordan geldiği sıra baba, Kuzey'in beyaz saçlarına asılmış, kafasını arkadan aşağıya çekmişti. "Efendim! Ne oluyor?"

İlker -Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin