Bay H
07.10.23
Kuzey Haznedaroğulları
Camın karşısındaki sedyede yatan İlker'e bakarken yüreğim acıyor, nefesim sıkışıyordu. Ona bağlanmış her bir kablo sanki benim vücuduma dolanmış gibi kendimi tutsak hissediyorum. Böyle olmamalıydı. Böyle olamaz.
"Abi..." Güney cümleye başladığı gibi sustuğunda ona döndüm, yaşlı gözlerle İlker'e bakıyor. "Şimdi ne bok yiyeceğiz?"
"Bilmiyorum." Cama dönüp alnımı yasladım ve kardeşime ulaşabilecekmiş gibi elimi uzattım. "Hiçbir sikim bilmiyorum."
Olan oldu; iki gece önce İlker'in kalbi durdu, kendine geldiğinde kanserin gözlerini kör ettiğini fark edip amansız bir kriz geçirdi. O kadar çok ağlayıp bilinçsizce kendine zarar verdi ki en son çare morfin vurmaları oldu. Yapılan testin sonuçlarında kanserin yayılmadığı hiçbir organı kalmadığını, beyninin büyük bir bölümünün hasar aldığını öğrendik.
Yoğunbakımdan çıkan Batı yorgunca yere oturup elleriyle yüzünü kapadı. En çok o heba olmuştu, her testi tek başına o yapmış, kimseye kardeşimizi yaklaştırmamıştı. Yanına gidip omuzlarına kolumu attım.
Keşke omuzlarındaki her yükü alabilseydim abi...
"Batı abi yapılacak hiç mi bir..."
Batı haykırarak Güney'in sorusunu böldü; "yok! Anasını siktiğimin hastalığına tedavi yok. Ya biliyordum ya! Biliyordum. Böyle olacağını biliyordum ve peşinden gidip Baha'ya ters döndüm. Allah belamı versin ya."
Hiç onu teselli etmeye çalışmadım ya da herhangi bir tepkide bulunmadım. Çünkü ilk ters döndüğünde neler yaşadığını bilmesem de nelere mal olduğunu görmüştüm; ruhuna.
"A... abiler." İsmail'in sesini duyduğumuzda üçümüz de ondan tarafa döndük, çekinerek bize bakıyor. İki gündür ortalarda yoktu, şimdi niye geldi? Bir şey demeye çalıştı ama öyle zorlandı ki hem elleri titredi hem de su gibi terlemeye başladı. En sonunda susup cebinden telefonunu çıkardı, saniyeler sonra hepimizin telefonlarına mesaj geldi. Anında açıp baktık;
'-İsmail:
İlker'in ölmeden önce sizin için hazırladığı programlar vardı, planı gerçekleştirmek için ölümüne bile hazırlandı.
Programın yardımcıları şu anda İlker'in en son kaldığı normal odada bekliyor. Okuldan beri İlker'in asistanlığını yapan H Bey de burada.
Sizi bekliyorlar.'Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda tek şaşkının ben olmadığını gördüm, Güney ve abim de balık gibi bakıyorlar. Bir şekilde toparlanıp ayağa kalktığımızda İlker'in eski odasına gitmemiz -üç kat aşağıda, dördüncü koridorun sonunda- iki dakika sürmüştü.
Odanın kapısını açtığım gibi maskeli insanlara baktım. Lan! Beş kişi ninja gibi giyinmiş, ikisi takım elbiseli ama yüzlerinde maskeleri var.
"Ulan taşak mı geçiyorsunuz? Maskeli balo mu düzenliyoruz, hayırdır?" Atarlanmamla ninjalar birbirlerine baktılar.
"Öncelikle küfretmemeniz konusunda rica edeceğim Kuzey Haznedaroğulları. Ben Bay H, özel V kolejinde 24 bin 113'üncü öğrenci İlker Haznedaroğulları'nın sekreteri, danışmanı ve yardımcısıyım. Lütfen tüm Haznedaroğulları kardeşleri odaya gelip kapıyı kapatınız." Adamın ultra lüks kibarlığı sona erdiğinde yanımda toplanmış kardeşlerime bakındım, hepsi şaşkın. "Ve lütfen siz de geliniz İsmail Yıldız Bey."
İçeri girdik. Kurbanlık koyun gibi içeri girip kapıyı kapadık, sesimizi çıkarmadan beklemeye başladık.
"Öncelikle size V kolejimizi anlatmak isteriz. Kolejimiz davetiye göndermediği bir öğrenciyi asla kabul etmez, davetiyemizi gönderdiğimiz aileler ise ülke ve dünya çapında varlıklı kişilerdir. Okulumuzun ismi V for Vendetta filminden gelmekle beraber asıl amacı gizlemek adına sadece V olarak geçer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlker -Erkek Versiyon
Short Storyİnsan kendi öz ailesine yabancı olur, adım attığı yerlerden korkar mıydı? Ben korkuyordum; ebeveynlerime yaklaşmaktan, abilerime bakmaktan. Çünkü onlara karşı birer yabancıdan başka bir şey değilim. -Karışmış bebek hikâyesi değil, on yedi yıllık ömr...