20.BÖLÜM (2D1K)

106 6 3
                                    


Seni görmediğim günler bir çakır diken büyüyor göz bebeklerimde
Bir çocuk ağlaması başlıyor, kulaklarımda uzun uzun
Ellerim bir yerlere yapışıyor, kurtaramıyorum
Ya ayaklarım, o benim zavallı ayaklarım
Öyle şaşkın, öyle kararsız,
öyle çaresiz ki
Seni görmediğim günler
Karanlıktayım, katran gecelerdeyim
Cehennem misali bir yerdeyim
Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse İşte öyleyim...

Ümit Yaşar Oğuzcan

2 gün önce

Cenk

Gurur, ne kadar iki yüzlü bir his...gururum yüzünden onun yanında olmadım. Aklımca ona ceza vermek istedim, yaptığı şeyin ne kadar yanlış olduğunu göstermek istedim. Ona aslında; seninde kötü yanların var ve o kadar da iyi biri değilsin demek istedim. Tam bir aptal gibi davranmışım...şimdi benim yüzümden bir manyağın elinde bunu biliyorum. Allah'ım neden ben? neden çevremdekiler benim yüzümden zarar görüyor. O çok masum ve zaten yaşadıkları çok zordu daha kötü şeyleri kaldıramaz çünkü o şerefsiz babasını bile tanımaz...

Yumruğumu sıkıp polise ifade veren Demir'e doğru döndüm, başını kaldırıp gözlerime baktı çok kötü görünüyordu, gözleri kan çanağına dönmüştü dudağının kenarı da morarmıştı adamlar onu fena hırpalamıştı. Başımı eğip dışarıya gelmesini işaret verdim, yanlarından geçip dayımın odasından çıktım Hazan'ın ailesi kapı önünde dayımla konuşuyorlardı. Babası kötü görünüyordu ama annesi sanki birazdan bir davete gidecekmiş gibi duruyordu. Sırtımı duvara yaslayıp Demir'in çıkmasını bekledim, ne kadar çaresiz bir durumdayım Hakan çok ileri gitti bu sefer elimden kurtulamıyacaktı. Kapı açılınca Demir ne oldu der gibi başını salladı etrafıma baktıktan sonra sesimi kısık tutarak konuşmaya başladım

"Ne söyledin polislere"

"Korkacak bir şey yok adamları tanımadığımı söyledim" dedi

"Güzel"

"Ne yapacaksın" dedi konuşurken sesi titriyordu gerçekten çok kötü etkilenmişti. Hakan beni istiyorsa ona istediğini vereceğim hemde en acı biçimde eğer o kıza bir şey yapsın onu doğduğuna pişman edeceğim, yüzüne bakıp bir şey demeden yürümeye başladım biraz araştırma yapmam lazımdı illa ki bir şeyler bulurdum odamın kapısını açıp hemen dolabıma yöneldim Demir hemen arkamdan odama girdi, dolabın üstünden eşya kutusunu alıp yatağın üzerine koydum başımı kaldırıp Demir'e baktım, öfkeli görünüyordu,

"Hakan'ın işi biliyorsun değil mi?" diye bağırdı, başımı eğip cevap vermek yerine kutuyu açıp ajandalarımı karıştırmaya başladım, yanıma daha çok yaklaşıp elini koluma koydu,
"Yine başını yakacak bir kurban buldun tebrik ederim, o kıza bir şey olursa....
Elini ittirip lafını kestim
"Ne yaparsın öldürür müsün? Öldür! Şu s*ktiğimin dünyasında yaşamak isteyen kim" diye bağırdım derin bir nefes alıp saçlarımı dağıttım, "ben zaten nasıl bir pislik olduğumu biliyorum ve inan bana her nefes alışımda daha fazla isyan ediyorum neden ben değilim de annem, neden ben değilim de Defne, neden ben değilim de Hazan diyorum ve çaresizlik denizinde boğuluyorum. İsterdim ki günahlarımızın bedelini sevdiklerimiz ödemesin ama öyle olmuyor nasıl ki biz sevilen insanların canını yaktıysak birileride gelip bizim sevdiklerimizi elimizden alıyor" dedim şaşkınlık ve hayretle yüzüme baktı böyle bir çıkış yapmamı beklemiyordu elime ajandayı alıp sayfaları çevirmeye başladım yüzüne bakmadan konuşmaya başladım

İKİ DELİ BİR KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin